|
|
EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, CNN Türk’te yayınlanan Para Dedektifi programına katıldı. Büyükşehir tarafından gerçekleştirilen tarımsal kalkınma hamlesi ve kooperatifleşme ile elde edilen başarıların ele alındığı programda konuşan Kocaoğlu, şunları söyledi: “Tarım uzunca süredir hemen hemen 40-50 yıl civarında sanayileşme olgusu üzerinden gözardı edildi. Tarımımız çok güçlüydü ve kendi kendine yeten 7 ülkeden biriyidik. Şimdi tarım ürünlerini ithale eder hale geldik. Ben çiftçi çocuğuyum. 27 yaşına kadar çiftçilik yaptım. Sonrasında belediye başkanı oldum. Kırsalın kalkınma için projeler yaptık. İlk adımlarımız köy ve arazi yollarının asfaltlanması idi. HANGİ BÖLGE NEYE YATKINSA SADECE TARIMDA DEĞİL En fazla çevre yapımı yapan belediyeyiz. Turizmi desteklemeden, hizmet sektörünü desteklemeden çevre yatırımları olmadan suyu, havayı temizlemeden kalkınmanın olamayacağına inandık. Bunların hiçbirini kafamızdan yapmadık. Kurullarımızda tartıştık. Köylerde toplantılar yaparak bilim insanları ile üreticiyi buluşturduk. Üretimde yıllardır süregelen alışkanlıklarını gözeterek onların fikirlerini alarak onlara güven vererek bu işle başladık. Şu anda başarılı olduğumuzu düşünüyoruz. İzmir 2010'dan itibaren en fazla büyüyen kent. İzmir, dünyada 200 metropol içinde büyümede hep ilk 10 içerisinde bir kent. Biz doğru bir strateji belirledik. Üreticiyi sürekli güçlendirmeye, yeni yeni projeler geliştirmeye çalıştık. Üretici memnun, kooperatifçimiz memnun. Bizde memnunuz. Yerel yönetim olarak ülkenin kalkınmasına kaldıraç olmaya çalışıyoruz” Kooperatifçilik ile ilgili: Beyaz yakalılara ilişkin projeler ile ilgili: AKLI VE BİLMİ REHBER ALARAK... Aklı ve bilimi rehber alarak hep birlikte…
Proje projeyi getirdi. Çiçek, süt ve diğer koooparatifleri destekledik, koyun keçi dağıttık, arı eğitimi verdik, üreticiyi destekledik, petek dağıttık. Kirazlar küresel ısınmadan etkilenmesin diye verimi arttıran çalışmalar yaptık. Ceviz, kestane ve büyük çoğunluğu zeytin olmak üzere on binlerce fidan dağıttık. Hangi bölge neye yatkınsa onu destekledik. Devam ediyoruz. Şu an İzmir tarımı 2,5 kat büyüdü. İzmir’deki süt üretimi Türkiye ortalamasının 3 katı. Sanayiciler geldi, tesisiler kurdu. İstihdam arttı.
Yerel yönetimler kanunda yazan hizmetleri zaten yapacak. Bunlar bizim görevimiz. Ama ben 13 yıldır başkanlık görevini yerine getiren biri olarak o kentinin kalkınması ve gelir düzeyinin artmasının zorunlu olduğunu gördüm. Kırsalda hiçbir şey yapılmayınca İzmir olarak ülkemizde öne çıktık. Sadece tarımda değil, turizm, sanayi, hizmet sektöründe de hamleler yapıyoruz.
“Bunun pazarlama, depolama ve soğuk hava boyutu var. Örneğin Beydağ Barajı’nda kooperatif kurduk. Oraya kayık ve soğuk hava deposu da kurduk. 40 balıkçı hayatını orada ikame ediyor. Buna benzer projelerimiz var.”
“Bütün teknoparkaları destekliyoruz. Hepsinde katkımız, az çok sofrada tuzumuz var. Bu büyümenin bir diğer sonucu beyaz yakalıya istihdam getirmesidir. Türkiye’de yaşayan ve çekim merkezi olan kent İzmir olduğuna göre. Birçok arkadaş bağcılık ve diğer alanlarda çalışmalar yapıyor. Örneğin geçen yıl Urla’da 3 bayan çiftçi ile çilek üretmeye başladık.
Bugün seralarda büyük üretici domates üretiyor. Her gün tırlarca domatesi yükleyip Avrupa’ya gönderiyorlar. Termal suları ayağa kaldırıyoruz. Termal su en ucuzu. Seralara yardım ediyoruz. Nerede ekonomiyi büyütecek, vatandaşa istihdam sağlayacak ne varsa irili ufaklı oradayız ama hep birlikte.