Gökhan KOÇ / EGEDESONSÖZ -  1 Kasım genel seçimleri AK Parti’nin açık ara zaferiyle sonlanırken muhalefet sandıkta büyük şok yaşadı.
 
Ülke genelinde ve İzmir’de en büyük oy kaybına uğrayan partilerden biri de MHP oldu.
 
Partide seçim sonrası listeler ve Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin koalisyon sürecindeki tutumu krize neden olurken bir çok teşkilatta art arda istifalar geldi.
 
Büyük kriz İzmir’e de sıçradı. Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar’ın ilçede üçüncü olunmasının ardından yönetimi hedef alan çıkışı gündeme damga vururken, il teşkilatı bu kez toplu istifa depremiyle sarsıldı.

6 İl Başkan Yardımcısı ve 1 İl Yöneticisi yazılı bir açıklama yaparak üst yönetimi eleştirerek istifa ettiklerini duyurdu.

İl Başkan Yardımcıları Alpay Gökmen, Hakan Ürün, Mehmet Koyukan, Cumhur Tüzemen, Rıza Dönmez ve Mustafa Karakuş ile İl Yönetici Gökhan Gökçedağ’ın imzaları bulunan açıklamada “Bize inancın kaybolduğu bu ortamda koltuğa yapışmak değil, bu koltuğu hak edenlere bırakmak yakışır. Bu koltuklara koltuktan güç alan değil, güç verenlerin oturması gerekir” ifadeleri dikkat çekti.

İL BAŞKANI: İSTİFAYI GÖZDEN GEÇİRİN
MHP İzmir İl Başkanı Necat Karataş, yaptığı açıklamada, il yönetim kurulundan 7 kişinin istifa ettiği haberini basından öğrendiğini, istifa edenlerle görüşüp kararlarını gözden geçirmelerini istediğini söyledi. Karataş, "Arkadaşlarımız istifalarını basın yoluyla duyurmuş oldular. Basın duyurusunu yaptıktan sonra arkadaşlarımızla biraraya geldik. Kendilerinden vermiş oldukları istifa kararlarını yeniden gözden geçirmelerini istedim. Sonucu bekliyorum" dedi.

İŞTE O AÇIKLAMA
Kamuoyuna ve MHP camiasına verdiğimiz en önemli mesaj bizim Milliyetçi Hareket Partisi’nden kopmayacağımız gibi Allah’tan başka hiçbir kuvvetinde bizi partimizden koparamayacağıdır.

1 Kasım seçim sonuçları, İzmir’de başarısız olduğumuzun kanıtıdır. Yıllardır şerefle hizmet ettiğimiz MHP İzmir İl Yöneticiliği ve Başkan Yardımcılığı görevimizden istifa ediyoruz. Demokrasilerde kural bellidir. Başarısız olan gitmeli yerine daha iyilerine bırakmalıdır. Parti bizim şahsi malımız değildir.

Mili mücadelenin başladığı İzmir’de Hasan Tahsin ruhundan hareket eden bizler bu şehir için, bu ülke için çalışan, üreten ve bu ülkenin demokratik hukuk düzeni içinde devamlılığının sürdürülebilmesine inanan insanların güvenini kaybetmiş bulunmaktayız. Bize inancın, güvenin, umudun kaybolduğu bu ortamda bulunduğumuz koltuğa yapışmak değil, bu koltuğu hak edenlere bırakmak yakışır. Bu koltuklara koltuktan güç alan değil, güç verenlerin oturması gerekir. Bu koltuklara bizden daha sosyal, daha çalışkan, bu ülkenin insanlarını daha mutlu edebileceğine inanan , projeleri olan, katkı koyan, atak, yaratıcı, halkla bütünleşen, halktan olan, aynı dili konuşan, ortak akla saygılı, anlaşılır, çalışkan ülküdaşlarımız oturabilsin diye bizler temsilimizde olan makam ve koltuklarımızı boşaltıyoruz.

Milliyetçi, ülkücü camia dipsiz kuyudur. İmkan verildiğinde kendi içinde nice cevherler çıkaracak kapasitededir. Ülkenin içinde bulunduğu karamsar ortamdan ülkeyi yine Milliyetçi Ülkücü camia aydınlığa çıkaracaktır, umutsuzluğa gerek yoktur. Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur. Ne Mutlu Türküm Diyene…