Kılıçdaroğlu İzmir in sanat merkezinden ülkeye seslendi!
Kılıçdaroğlu İzmir'in sanat merkezinden ülkeye seslendi!
CHP Genel Başkanı Aydın temaslarının ardından kente geldi. Kılıçdaroğlu Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde yapılan canlı yayında ülke gündemini değerlendirdi ve partisinin vaatlerini anlattı. Bir de özeleştiri yapan CHP Lideri 1 Kasım sandıklarından beklentisini de açıkladı.
21 Ekim 2015 Çarşamba  19:40

EGEDESONSÖZ -  CHP Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, 30 Ekim’de ikinci bölgede yapacağı ilçe turundan 9 gün önce kente geldi.



Aydın temaslarının ardından İzmir’e geçen CHP Genel Başkanı, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde yayınlanan Teke Tek programına katıldı. Kılıçdaroğlu’nu burada CHP İl Başkanı Bedri Serter ile Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu karşıladı. Canlı yayında gazeteci Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkanı ülke gündemini değerlendirirken partisinin vaatlerini de seçmene anlattı.

1 Kasım genel seçimleri hakkında mesajlar veren Kılıçdaroğlu, önemli bir özeleştiri yaparken, 7 Haziran'da HDP'ye kayan oyların döneceğine inandığını ve CHP'nin oylarını artıracağını söyledi. Olası koalisyon sonucunda yine yapıcı bir tavır sergileyeceklerini belirten CHP Genel Başkanı, AK Parti'yi eğitim, ekonomi ve dış politika üzerinden eleştirdi.

GENÇLERE ADADIK ÇÜNKÜ…
CHP’nin seçim beyannamesinde öne çıkan gençlik vurgusuyla söze başlayan Kılıçdaroğlu, “Gençlerle en çok konuşan benim… Her kuşaktan, üniversite öğrencisinden işsizlere kadar gençlerle konuşuyorum” diyerek şunları söyledi: Türkiye nüfusunun yarısı genç, sorunu en çok hisseden onlar. Onlara bir şey söylememiz lazım. Onların yaşadıklarını onlara duyurmak lazım... Biz söz verdik. Bildirgemizi gençlere adadık. Sorunlarınızı çözeceğiz dedik. 1 yıl içinde yurt sorunu çözeceğiz dedik. Üniversitelerin yeri var. Yer gösterecekler yurdu yapacaksın. Sıcak suyu olacak, en fazla ikişer kişilik odalar olacak. Üniversiteyi kazandıkları zaman anne ve babalar bir kaygıya kapılmayacak. Üniversiteyi bitiren 4 kişiden 1’i işsiz... Bir evde bir işsiz varsa, o evde bunalım vardır. İşsizlik bir insan sorunu... Ona iş bulmamız lazım. 13 yıldır bu işi çözmeyi beceremediler. Üreten Türkiye bir kavram geliştirdik. Bu aynı zamanda istihdam yaratmak demektir. Birden fazla bir olguyu bir araya getirdik ve bununla mücadele edeceğiz. Toplumsal barışımız bozuluyor. IŞİD terörü, PKK terörü… Terörden en büyük zararı gençlerimiz görüyor. Gençler bütün acılara muhatap oluyor. İşsizlik faturasını gençler ödüyor. Dış politikanın faturasını gençler ödüyor. Toplumsal barış bozuldu. Faturası gençlere çıkıyor.  Bizim gençlerin sorunlarını çözmemiz lazım. Gençlere söz veriyorum. Senin sorularını çözeceğim diyorum. Gençlerin bütün hayatları test çözmekle geçiyor. Böyle olmaz. 13 yılda 12 kez eğitim politikasını değiştirdiler. Bu nasıl milli oluyorsa!

İMAM HATİPLERLE SORUNUMUZ OLMADIĞINI ANLATTIK
CHP Genel Başkanı AK Parti’yle yapılan ve sonuçsuz kalan koalisyon görüşmeleri hakkında da konuştu. Kılıçdaroğlu, AK Parti cephesinin imam hatip vurgusu yaparak anlaşmazlığın odak noktasının eğitim olarak göstermesini, “Bilmiyorum… Çünkü biz koalisyon görüşmesi yapmadık. Biz her konuda düşündüklerimizi aktardık. Koalisyon görüşmesi olması için belli konularda tartışma olması lazım. Böyle bir tartışma olmadı. 10 günlük bir tartışma oldu. Seçim hükümeti önerdiler, biz de onu kabul etmedik. Davutoğlu son görüşmede ‘İki konuda görüş ayrılığımız var: Eğitim ve dış politika’ dedi. Biz daha eğitim meselesini konuşmamıştık. İmam hatiplerle bir sorunumuz olmadığını biz anlattık. Onların da nitelikli eğitim alması gerekir. İmam hatipleri kuran biziz, neden kapatalım? Arka planda CHP’nin imam hatiplere karşı olduğunu dile getirdiler. Dış politika konusunda Davutoğlu’na ‘Yanlıştır, değişmesi gerekiyor’ dedim. Son görüşmemizde de bunu söyledim” sözleriyle yorumladı.

'GÜL'ÜN SÖZÜ ÜZERİNDEN' DIŞ POLİTİKA...
Kılıçdaroğlu, “11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül "Dış politikadaki hataların bedelini kuşaklar öder" demişti. Siz dış politika yanlış diyorsunuz. Bir ülke, hükümet değişince dış politikasını nasıl değiştirebilir?” sorusunu ise şu sözlerle yanıtladı: Biz dış politikayı iç politikada kullanacağımız bir malzeme olarak çıkarmadık. Cumhuriyet tarihinde böyle bir şey olmadı. Kesinlikle Suriye’ye silah göndermezdik biz. Önce cihatçı, radikal grupların Türkiye’yi kullanmasına izin vermeyiz. Erdoğan’a 2012 yılında Suriye politikasının yanlış olduğunu söyledim. Suriye’de iç savaşın bitmesi için her şeyi yapacağız. Mısır’la ilişkileri düzelteceğiz. Mısır’a biz iki arkadaşımızı gönderdik. Ama Türkiye’nin büyükelçisini kabul etmediler. Irak’a da gittim. Başbakan, ‘Önümüzdeki 10 yıl içinde 500 milyarlık yatırım yapacağız. Bunları da yapacak olan sizin müteahhitler. Biz kapıyı açıyoruz siz pencereden giriyorsunuz’ dedi…



1 Kasım sonrası olası durumda koalisyon kurmak için her türlü çabayı göstereceklerinin altını çizen CHP Lideri, “Bu dış politikayı sürdürürseniz turist gelmez, ihracatınız düşer, Avrupa’dan koparsanız, Türkiye yalnızlaşır. Bu politikanın değişmesi lazım” diye ekledi.

SURİYE'DE İÇ SAVAŞ BİTMELİ
Kılıçdaroğlu Suriye’deki iç savaş ve paralelinde Avrupa’ya yayılan mülteci krizi hakkında ise şu açıklamayı yaptı: Ben geçen kurban bayramında Avrupa’daydım. Oradaki yetkililer bana ‘Mülteci sorununu nasıl çözeriz?’ dedi. Ben de ‘Suriye’deki iç savaşın bitmesi gerekiyor. Ülkeler uzlaşırsa daha kısa sürede biteceğini düşünüyorum. ‘Ortadoğu’nun lideriyiz’ diye geziyorlardı. Bugün itibarımız kalmadı. Dış politikayı ülkenin iç çıkarları üzerine inşa ederken, turist de gelir, yatırım da olur. Irak’la İran 8 yıl savaştı. Türkiye bağımsızlığını korudu. Bütün Arap halkları Türkiye’deki demokrasiye özenirlerdi. Şimdi tam tersi oldu. Libya dünyanın öbür ucunda... Niye Libya ile kavga ediyoruz? Orada firmalarımız vardı. Bütün bunlardan koptuk. Davutoğlu’nun dediği gibi bir uzlaşmazlık varsa o da dış politikadır.

ONLAR YORGUN VE SORUN ÜRETİYORLAR
CHP’nin 7 Haziran genel seçimi öncesi ses getiren bildirgesine hükümet cephesinden en fazla gelen eleştiri kaynak konusuydu… Kılıçdaroğlu, ‘Kaynak sorununu çözebilecek misiniz, kaynak var mı?’ sorusuna “27 buçuk yıl devlette çalıştım. Bütçe nasıl yapılır, kaynak nasıl yapılır, bunların üzerine çalıştım ömrüm boyunca… ‘Asgari ücreti 1500 lira yapacağız’ diyoruz, onlar ‘vergili 1300 lira yapacağız’ diyorlar. Yaptığımız bütün vaatler kuruşu kuruşuna hesabı yapılan vaatlerdir. Biz emekliye 3 maaş ikramiye de diyebilirdik. Ama bütçe bunu kaldırmıyor. Biz kaynak yaratabilirsek, öğretmenlere 1 maaş ikramiye verebiliriz. Bütçe şeffaf değil... Bize bütçe geliyor ama kaynakların nereye harcandığına dair mali rapor gerekli. Ama bize gelmiyor. Biz bu vaatleri hazırlarken akademisyenleri, bürokratları davet ettik. Bir eksiğimiz olabilir diye kendileriyle konuştuk. Taşeron işçi derneklerini davet ettik. Okul aile birliklerine yasal statü vereceğiz. Bunun devlete bir maliyeti yok. Onlar bunu düşünemiyorlar. Onlar yorgun ve sorun üretiyorlar” yanıtını verdi.

ÇÖZÜMÜN ADRESİ PARLAMENTO  
CHP Lideri 7 Haziran sonrası yaşanan süreci değerlendirirken partisinin ‘terörü nasıl bitireceği’ sorusunu ise “2002’de terör var mıydı? Nasıl oldu da bu hale geldi? Silahların depolandığından hükümetin haberi var. Bürokratlarla konuştum. Vali’ye yazıyorlar, ‘Terör örgütü burada konuşlanmış. İzin verin operasyon yapacağız’ diyorlar. Vali izin vermiyor. Bütün bunlar belgeli talimat! Bunlar arşivlerde var. Vali kendisini ateşe atmaz. Vali bunun yasa dışı olduğunu bilmiyor mu? Bunların tamamının belgesi var. Terör örgütü vergi dairesi, mahkeme kurdu. Bunu Davutoğlu söyledi. Bu sorunu çözmek için belli ilkelerden yola çıkmak lazım. Samimi ve dürüst olacaksınız. Gizli kişisel ajandanız olmayacak. Halka hesabını veremeyeceğiniz vaatlerde bulunmayacaksınız. Oslo’da konuşulanlarını açıklayamıyorlar.  Ben bazı belgeler gördüm. Bazı taahhütler var. Bunu halka nasıl açıklayacaklarını bilmiyorlar.  Bu sorun parlamentoda çözülecek” sözleriyle cevapladı. Kılıçdaroğlu terör örgütünü muhatap almayacaklarının altını çizerek, “Akil insanlar olacak. Yıllarını bu sorunlara harcamış insanlardan oluşacak. Birikimi olacak, dünyadaki uygulamalarını bilecek. 2012’de ben bunu açıkladım. Sorunu çözemeyince dönüp bizi suçlayacaklar ama bizi suçlayacak alan bulamıyorlar. Biz hiçbir zaman gidip terör örgütünün yanında durmadık. PKK terör örgütü değildir demedik. Öcalan’ı yere göğe koyamadılar. CHP’yi suçlayamazlar. CHP sorunu nasıl çözeceğini ortaya koymuştur.  Ben İngiltere’ye milletvekili arkadaşlarımı gönderdim. Bu sorun onların dediği gibi üst akılla değil ortak akılla çözülür. Toplumsal uzlaşmayla çözülür.  5 kişi bir araya geldi çözmeye çalıştı. Buyurun çözün bakalım…” diye konuştu.
 
VARSA BU PARALEL YAPI KİMİN ZAMANINDA OLUŞTU?
17-25 Aralık sonrası hükümetle yolları ayrılan ve vatana ihanetle suçlanan cemaat konusunu ‘CHP’ye sızdı’ iddiaları ekseninde değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Devletin içinde ikinci bir paralel devlet olmaz. Eğer bir paralel yapı varsa, bu paralel yapı kimin zamanında oluştu? Onların iktidarında oluştu. 17-25 Aralık dosyası çıktı. Kıyamet koptu! Düne kadar kol kola gittiğiniz birileriyle şimdi düşman oldunuz. Siz devleti teslim etmişsiniz ‘Bizi cemaat kandırdı’ diyorlar. Kandırıldıysanız görevi bırakacaksınız. Hukuk içinde mücadele edersiniz ama hukuk dışı bir şekilde mücadele ederseniz olmaz. Biz Silivri’de de söyledik darbeye karşı olduğumuzu. Ama biz hukuku savunuyoruz. Mazlumların avukatı olunur. Erdoğan ‘Ben bu davanın savcısıyım’ dedi. Sayın Baykal ve benim dediklerim tamamen doğru çıktı. Said Nursi’nin yayınları yıllarca yasaklıydı. AKP onları yasakladı. Biz ‘yasaklayamazsınız’ dedik. Medya üzerindeki baskıları kaldıracaksınız. Digiturk mahkeme kararı olmadan 7 kanalı listeden çıkardı.  Mücadeleyi hukuk kuralları içinde yapacaksınız. Bizim cemaatle özel bir dostluğumuz yok. Olamaz da zaten. Biz seçmenin oyuna talibiz. Cemaatin kendi kuralları olabilir ama bizim bunlara karışma durumumuz yok, hukuk içinde olmak kaydıyla” açıklamasını yaptı.

İLİŞKİ KURMAKTA ÇOK GECİKMİŞİZ…
CHP Genel Başkanı’ndan ses getiren bildirge ve ülkenin koşulları baz alındığında partinin oylarını bir türlü neden artıramadığı sorusuna karşılık bir özeleştiri geldi. CHP’nin oranını yükseldiğini ifade ederek bu yoruma karşı çıkan Kılıçdaroğlu, insanlara dokunmakta ve diyalog kurmakta geç kaldıklarını ifade etti. CHP Lideri, "Bu oran yükseliyor. İnsanlar CHP’ye kulak kabartıyor.  ‘CHP’ye oy verebilirim’ diyenlerin oranı yüzde 52’yi buldu. 7 Haziran’da açıkladığımız bildirgede ‘Bu olur mu olmaz mı’ tartışması oldu. Ama şimdi yok! Çünkü diğerleri de bizi kopya etti şimdi... 13 yıldır iktidarda olan parti bile kopya çekmeye başlamış. Algıyı birden bire değiştiremezsiniz” dedi.

Seçim çalışmaları sırasında yaşadığı bir olayı anlatan Kılıçdaroğlu, “Şanlıurfa’dan milletvekilimiz yok. Oraya gittim, işçi pazarına gittik. Birisine ‘İşe gidemedin mi’ dedim, ‘Buraya geliyorum her gün 60 lira alıyorum. Ama Suriyeliler geldi, 20 liraya gidiyorlar. Ben çoluğa çocuğa nasıl bakacağım’ dedi. Şimdi siz bu adama ne anlatacaksınız? Neden CHP’ye oy vermiyor bu işçi? Biz onlarla ilişki kurmakta çok gecikmişiz. Onların derdini dinlememişiz” dedi.



BEYOĞLU’NDA YÜRÜYÜNCE URFA’DA OY VERMİYORLAR!
Afyonkarahisar’da hiç oy alamadıkları köye gittiğini anlatan Kılıçdaroğlu, “O köye gittik… Bir evin kapısını çaldık, adamcağız kamyon şoförü ama kaçak... Köylülerden dünyanın şikayetini işittik. O köyden seçim sonrası 2 oy çıktı. 8 kişi de seçimden sonra üye oldu. Gideceksiniz, konuşacaksınız! Derdini dinleyeceksiniz. Beyoğlu’nda yürüyüş yapınca Şanlıurfa’daki kişi size oy vermiyor. Bizim kadın kollarımız evlere gidiyorlar. Şanlıurfa’ya iki otobüs kadın gitti. İğneyle kuyu kazıyoruz. Geçmişte CHP’ye yönelik farklı bir algı vardı. Bunu da oluşturan bizdik. Şimdi bunu ters yüz etmeye çalışıyoruz. Oy alacağımız vatandaşın sorununu çözecek olan siyaset kurumu. Biz çözeceğiz” ifadelerini kullandı.

Din üzerinden siyaset tartışmalarına da değinen Kılıçdaroğlu, “İbadet Allah için yapılır. Siz ibadeti Allah için değil farklı bir alan için yapacaksınız başka bir şey oluyor. Her inanca saygı göstereceksiniz. Etnik kimlik siyasete konu olamaz” dedi.

HDP’YE GİDEN OYLAR DÖNECEK Mİ?
CHP Genel Başkanı 7 Haziran’da oylarda HDP’ye kayma yaşanması hakkında da açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu ‘Bu oylar dönecek mi?’ sorusuna şu yanıtı verdi:
"Bence gelecek. Biz bir yardım kuruluşu değiliz. Biz partiliysek, programa inanıyorsak gelip partiye oy vermek zorundayız. Biz muhalefet partilerine özel bir tavır takınmıyoruz. Biz her siyasal partinin parlamentoda temsil edilmesini isteriz. Barajın kaldırılmasını isteriz. Çoğunluk olan partinin buna ‘evet’ demesi lazım. Eğer isterlerse yarın kaldırırız. Bizim bu tabanı genişletmemiz lazım. Rahmetli Özal, yüzde 1 oy alan partilerin meclise gelmesini istemişti. Biz buna varız. 450 normal, 100 milletvekili de yüzde 1 oy alanın meclise gelmesine varız.  Bütün siyasi partiler, parlamentoda olsun veya olmasın teröre çok net tavır koyması lazım. AKP’nin IŞİD’e, HDP’nin PKK’ya tavır koyması lazım...  Ama, fakat, lakin vs. bunların olmaması lazım... HDP bunları koyduğu ölçüde büyük güç alanı kazanmış olacaktır. AKP’nin IŞİD’e tavır takınması lazım. Bu partinin genel başkanı olarak net söylüyorum, terörün her türlüsüne karşıyız.  IŞİD konusunda gayet açık ve net AKP’yi suçluyorum. Çünkü emniyet genel müdürlüğü canlı bombaları biliyor. Bu adam Ankara’ya kadar geliyor. Bombayı patlatıyor. Hiçbir şey yapmıyorsunuz. Emniyet müdürünü görevden alıyorsunuz. Eğer güvenlik zafiyeti yoksa neden görevden alıyorsun?

YENİ ASIR'A GEÇMİŞ OLSUN TELEFONU
Ankara katliamı sonrası Başbakan Davutoğlu ile yaptığı görüşme hakkındaki sözlerin karşı cephede rahatsızlık yaratması hakkında ise “Bir şey açıklamadım ki. Sancak’a faillerinin yakalandığını kendisi söyledi. İzmir’de yayınlayan bir gazeteye saldırı yapıldı. (Yeni Asır Gazetesi'ne yapılan yumurtalı ve boyalı saldırı hakkında) Müdürünü aradım geçmiş olsun dileklerini ilettim” dedi.
 
CHP Lideri 1 Kasım beklentisini ise şu sözlerle açıkladı: Daha iyi sonuçlar bekliyorum. Biz üstümüze düşeni yaparız. Biz partinin çıkarlarını değil ülkenin çıkarlarını düşünüyoruz. Önce Türkiye sloganını kullandık. Öncelik Türkiye’nin çıkarlarıdır. Kavgadan, dövüşten bıktık. Ülkenin bu kadar sorunu varken kısır tartışmalardan bıktım. Bu ülkenin çözülemeyecek sorunu yoktur. Yeter ki ortak akıl olsun. Ben başbakan olduğumda beni en sert eleştiren kişiye gideceğiz konuşacağım. Her türlü eleştiriden ders çıkaracağım. Onların yanlışları varsa onları söyleyeceğim. Ben Sayın Davutoğlu ile son görüşmemizde de ‘Siyaset kurumu çözüm üretmiyor algısı oluştu’ dedim. Bu çok tehlikeli… Buna bizim çözüm üretip son vermemiz lazım...



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/haber/kilicdaroglu-izmir-in-sanat-merkezinden-ulkeye-seslendi-/910922