Kordon İş Adamları Derneği ve Türk Kızılay Konak Şube Başkanı Ömür Şanlı, pandeminin açtığı yaraların izinin kaldığını ve vergi ve stopaj giderlerinin kendilerini olumsuz etkilerinden bahsetti.

Sözü Ömür Şanlı’ya bırakalım:

“Kordon gibi bir yerde, en düşük kiralar 25-30 bin TL’den başlıyor. Daha da yüksek fiyatlara dükkânlar var. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'yi de etkisi altına alan zor bir süreç geçti, birçok esnafımızın 14 ay kapalı olduğumuz süre içinde birikmiş olan kira borçları vardı. Personellerimizle ilgili sorunlarımızı devletimiz çözmüştü. O süreçteki personellerimizin aylık giderlerini, onların maaşlarını ödediler ama bizlerle ilgili o süreçlerde bir çalışma yapmamışlardı. Birikmiş, 14-15 ay gibi kapalı olan süreçte kiralarımız vardı. Mülk sahiplerimiz de, hiçbir zaman kiranızı almayız ya da yarısını alalım demediler, sadece ötelediler. Dediler ki; ‘biz bu borcu alırız ama şu süreçte hemen istemiyoruz’. Daha sonra çift kira öder gibi ödemeye başladık. Şu sıralar piyasalar biraz açılmaya başladı ama bu sefer de o geçmişten kalan, birikmiş olan borçlarımız sıkıntı yaratmaya başladı. Geçmişte işletme sahiplerimizin vergi borçları, SGK borçları vardı. Onlar da üstüne gelince katlandı haliyle. Bu konularla ilgili biz birçok görüşme yaptık, çünkü bir yasanın çıkması lazım. Esnafın önünü açacak, esnafın ekmeğini büyütecek yasa gerekiyor. Cumhurbaşkanı'nın hep söylediği bir söz vardır; insanı yaşat ki devlet yaşasın. Bizlerin yaşatılması lazım ki, devletimize bizler de vergimizi verelim, bizler de yaşamış olalım.Devletimizin esnaflarımızla ilgili yeni şeyler paketler yapması lazım. Bizim en büyük sıkıntımız da bu bizlere bir şey danışılmaması. Geçmiş borçlarımız ve KDV % 1 le alıyoruz. Çıkışı % 8 oluyor aradaki bu sefer de vergi borcu birikiyor. Merkezi hükümetimizden bunlarla ilgili biz destek bekliyoruz.14 ay kapalı olduk, hiçbir şey üretim yok, hiçbir çalışma yok ama siz o kira üzerinden bizden stopajı aldınız. Aslında burada devlet abiliğini gösterebilir, öğrencilerin KYK borcunun faizinin silinmesi gibi bu da silinebilir. Şu ana kadar çıkan bazı yasalar var ama bizlere çok da destekleyici mahiyette değil”

MERKEZİ HÜKÜMET VE İZMİR VEKİLLERİ’NE KREDİ GARANTİ FONU İÇİN ÇAĞRI
Kredi Garanti Fonu’ndan faydalanamadıklarını, bunun da nedeninin borçsuz esnafın olmadığının da altını çizen Şanlı, “Ben hep Kordon esnafı için İzmir'in adeta bacasız sanayisi diyorum. Esnafımız, şehrin güzelleşmesi için belediyeye işgaliyesini veriyor. Hem de ülkesinin gelişmesi için vergi ödemiş oluyor ve baktığın zaman en az 3 bine yakın personelin olduğu, kalem olarak 150- 200 çeşit ürünün alındığı, eğlence sektörünün ve yemek kültürünün olduğu bir esnaf kitlesinden söz ediyoruz.  Bunlarla ilgili Kredi Garanti Fonu çıktı ama başvurduğumuz zaman bankanın dediği borcunuz olmaması lazım. Borcu yoktur, kâğıdı istiyorlar bizden. Borcu olmayan esnaf yok ki.  Borcu olana verilmesi lazım asıl. Hatta bankaya diyoruz ki; tamam, bizim elimize para vermeyin. Toplam olan borcumuzu çıkaralım. Size hesap numaralarını verelim. Mülk sahibimiz olan bu hesap numarasına paraları yatıralım. Biz 1 kişiyle muhatap olalım.60-70 aylara kadar bölün. En azından muhatabımız bir kişi olur. Öbür türlü 3 muhatabımız oluyor, birini kapatmaya çalışırken öbürünün günü kaçırıyoruz, yetiştiremiyoruz. Bu sefer sıkıntılar yaşıyoruz veya mülk sahibimiz ile sıkıntı yaşıyoruz. En azından toptan çıkmış olur diyoruz. Bunlarla ilgili, çözüm sürecini, merkezi hükümetimizden, İzmir milletvekillerimizden bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

TURİSTLERİN TUHAFINA GİDİYOR
Kordon’un şehrin en önemli dokusunun olduğunu altını çizen Şanlı, çimlerde piknik alanı gibi kullanıldığını, nargile içilip fasıllarını yapıldığını belirterek bunun negatif bir görüntü yarattığını belirtti. Şanlı yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“İzmir sahipsiz bir şehir, ben buna da üzülüyorum. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle sahipsizlik yok. Vurdumduymazlık, sahipsizlik var. Karşınızda bir olay oluyor, kimseyi görmüyor, ilgilenmiyor. Şanzelize’ye gidip aynı şekilde oturabilir miyiz? Bakalım. Kampçıların sandalyelerini alıp orada nargile keyfi yapıyor, kimi okey çeviriyor, kimi ellişer otuzar gruplar halinde eğlence yapıyor, müzikler açılıyor. Esnafımızdan bir temsilci oluşturalım. İzmir’in medya grubundan da bir temsilcilerinden oluşturalım, ticaret odamızdan, esnaf odamızdan, belediyemizden. Hep beraber bu arkadaşlarla biz Paris’e gidelim. Barcelona’ya gidelim, Atina’ya gidelim.  Şehrin kimliği olan yerlerde yapılıyor mu? İnceleyelim. Böyle bir şey yok. Kordon dediğimiz İzmir’in kimliğidir. İzmir’de turistin ilk adım attığı kruvazer gemileriyle geldiğinde, son dönemde Selanik seferleri de başladı. Turist geliyor bakıyor tuhafına gidiyor. Akşam bakıyorsunuz davul zurna ekipleri, fasıl ekipleri. Orada mutlusunuz ama yukarıda oturan yaşlısı var, hastası var. Evdeki vatandaşlar hem de esnaf şikayetçi…

HARMANDALI ÇÖPLÜĞÜ GİBİ!
Kordon'da güvenlik emniyet ya da bekçiler tarafından sağlanıyor ancak birçok müşterimiz rahatsız oluyor ve kalkıyor. Tuvaletlerde sıralar oluşuyor. Kendi müşterimizden çok oradaki çimlerin üzerindeki oturanlar geliyor. Belediye, iyi niyetinden oraya en iyi çimi, en iyi bitkiyi en iyi çiçekleriyle güzel bir dizayn yapmış, 1 gün sonra hepsi atılmış, yok olmuş. Harmandalı çöplüğüne döndü. Yediklerini çöpe atmıyorlar. Belediye daha ne yapabilir orada? insanların biraz şehrine sahip çıkması lazım.

AÇIK HAVA MÜZESİNE DÖNÜŞMELİ
Kordon ile ilgili somut bir öneri de getiren Başkan Şanlı, Kordon’un açık hava müzesi biçimde dizayn edilebileceğini söyleyerek “Yeşil alanın olduğu yerde minyatür heykeller konulsa, gelen turistlerin en çok uğradığı, kentte en çok fotoğrafın çekildiği yer olur. Böylelikle İzmir’e güzel bir vitrin kazandırmış oluruz. Orada ışık oyunları olsun, dış cephelerin değişik renklerle süslenmiş cümbüşü olsun… Bazı katlarda üç boyutlu giydirme yapılarak tarihi bir görsel şölen sunulabilir. Bununla ilgili taleplerimizi de gerekli yerlere ileteceğiz" şeklinde konuştu.