İzmir’de ve yurt genelinde Memleket Partisi olarak yaptıkları önseçimden bahseden Oğuz, “Bizim tüzüğümüzün bir gerekliliğidir önseçim. Memleket Partisi’nin tüzüğünde, Memleket Partisi’nin Genel Başkanı’nı Memleket Partisi üyeleri seçer, der. Türkiye’deki siyasi partiler yasası üye bazında genel başkan seçmeye elverişli olmadığı için, çok da demokratik bir seçim yasası olmadığı için, bunu siyasi partiler, kendileri lehine avantaja çeviriyorlar. Bizler bunun önüne geçerek, tüzüğümüze büyük harflerle koyduk önseçimi. Yeni bir partiyiz, birinci olağan kurultayımıza gidiyoruz ve tüzüğümüzde yazan kuralları yerine getiriyoruz. 14 ilçemizde kurduğumuz sandıklarda çıkan sonuçlarla Muharrem İnce’yi Genel Başkan olarak seçtik. Biz parti içerisinde tescilli olarak, üye iradesiyle seçtik genel başkanımızı. Delegelerimiz, kurultayda, üyelerimizin seçmiş olduğu adayı onaylayacaklar. Muharrem İnce’den başka isim yazan olmadı. Bazı siyaset izleyenler ‘Buna gerek var mıydı?’ diyebilirler ama siyaset bir gün için yapılmaz, tüzükler partilerin anayasalarıdır ve geleceğe yöneliktir” dedi.

KURULTAYDAN SONRA HÜRRİYETİMİZİ ALIYORUZ
Memleket Partisi İl Başkanı Cüneyt Oğuz, tüzüklerindeki bir başka konuya dikkat çekti:

“Mümkün olduğu kadar demokrat bir tüzük hazırladık, Türkiye’deki en demokrat tüzüğü, Memleket Partisi’nin tüzüğüdür. Bizim partimizde bir genel başkan, iki yıl üst üste partisini lider yapamadığı takdirde, genel başkanlık görevini kaybediyor. Böyle bir kural, Türkiye’de bu başka partide yok. Bu partiyi biz hiç kimseler yokken aldık, büyütüyoruz ve iktidar yapacağız. Aydınlık Türkiye’yi yaratma yolunda yeniden inşa edeceğiz. Bu ümitle çalışıyoruz. Kurultaydan sonra hürriyetimizi alıyoruz. Biz bir siyasi partiyiz ama seçimlere girebilir yeterliliği almamız gerekiyor, bu sebeple kurultayımız çok önemli.”

HEDEFİMİZ YÜZDE 50 ARTI 1
Parti geleceği adına hedeflerinden bahseden Oğuz, çalışmaları hakkında şu bilgileri aktardı:

“İzmir’de tüm ilçelerde örgütlenmemizi sağlıklı bir şekilde sağlıklı bir şekilde sağladıktan sonra, üye kayıtlarımızı ve parti tanıtımımızı sürdüreceğiz. Muharrem İnce, çok güçlü bir lider, bu özelliği, Türkiye’deki en ücra köşede İnce’nin bilinirliğini yükseltiyor. Bu bir avantaj. Öbür taraftan bu kadar tanınır olması, partinin dezavantajı, bunu kapatmamız gerekiyor. İnce’yi tanımayan yok, Muharrem İnce’nin kurduğu partiyi biliyor musunuz dediğimizde hala CHP diyen var. Memleket Partisi’nin ismi duyduğu halde başka partilerin isimleriyle karıştıranlar var. Bizlere çok büyük görev düşüyor. Hedefimiz yüzde 50 artı 1 ve tek başımıza iktidar olmaktır. Bunun için çalışmaları sürdüreceğiz. Kurultay sonrası İnce, yurt gezilerine hemen başlıyor. Bütün Türkiye’yi gezecek, küçük çaplı mitinglerle halkla buluşacak.”

EN KISA ZAMANDA İZMİR’DE BİRİNCİ PARTİ OLACAĞIZ
Akbel’in, İzmir’deki hedeflerinin ne olduğu sorusuna Oğuz, şu yanıtı verdi:

“Siyaset tabii ki iddia konusu, biz de iddialıyız. Türkiye’de iktidar olmayı hedefledik. Muhalefet olarak kurulduk ama amacımız iktidar olmak. Türkiye’yi düze çıkarmak için kurulduk. Biraz daha zamana ihtiyacımız var. Hedefimiz İzmir’de birinci parti olmaktır, bugün değil ama en kısa zamanda olacaktır. Öncelikli olarak vatandaşa kendimizi tanıtıyoruz. Bulacağımız çözümleri anlatıp destek isteyeceğiz halktan. Ancak ondan sonra daha net cevap verebilirim hedeflerimiz konusunda. Şu bir gerçek ki 84 milyonu kucaklamak için kurulduk. Türkiye’de barışı, huzuru, hoşgörülü bir siyasi yapıyı temsil etmek istiyoruz. İzmir’deki iddiamız, birinci parti olmak. Yapmış olduğumuz bir anket çalışması henüz yok. Ekim’de bir anket yaptıracağız. Bizler bilime inanan insanlarız, çıkan sonuçlar bize ışık tutacak. Sahada bize karşı inanılmaz bir teveccüh var. Kongremizdeki kalabalık, coşku bizi çok umutlandırdı. Büyük bir moral içerisinde Muharrem İnce, İzmir’den ayrıldı. Gençler ve çocuklar bizi umutlandırdı. Genel Başkanımız, çocukları konuşmasından sonra kürsüye çağırdı. Neredeyse platform çökecekti. Salonun içinde o kadar genç olduğunu fark etmemiştim hengame içerisinde... Bu görüntüler bize umut veriyor.”

MEMLEKET PARTİSİ’NDE KİMSENİN CHP İLE BİR SORUNU OLAMAZ
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin Cumhuriyet Halk Partisi’nin hedef alan sözleri üzerine eleştiri toplaması hususunda konuşan Oğuz, “Türkiye’de asıl sıkıntı, haber alma verme özgürlüğü. Konuşma yapılıyor, miting düzenleniyor ve bu açıklamalarla ilgili maalesef medyanın bir kısmı almak istediklerini alarak yansıtıyorlar. Bir kısmı varlığımıza bile tahammül edemedikleri için hiç girmiyorlar. Türkiye’nin en büyük sıkıntılarından biri özgür medya. Muharrem İnce, tabii ki yeri geldiği zaman CHP’yi eleştiriyor ama kendisinin asıl hedefi ,Türkiye’yi yönetmek. Oluşturulan algı, havuz ve muhalefetin yanlı medyasının eseri. Havuz medyası hükümet taraftarlığı yapıyor. Muharrem Bey’in konuşmaları taraflı olarak alınıyor, tarafsız olması gereken medya da hiç bahsetmiyor. Bu sebeple yerel medyayı çok destekliyoruz. Türkiye’nin en temel sorunu doğru bilgi alıp, verebilme konusundaki yetersizliği. Yanıltıcı bilgiler veriliyor halka. Ne benim, ne Muharrem İnce’nin, ne de diğer arkadaşlarımızın CHP’yle bir sorunu olamaz. Yapılan bir takım eleştiriler, meydana gelen yanlışlara yöneliktir. Yıllardır bağlı olduğumuz partiden ayrılarak bir çırpıda parti kurduk, bu çok zor bir şey” ifadelerini kullandı.

KÜLTÜRPARK KİMSENİN BABASININ MALI DEĞİL!
İzmir’de gerçekleşen il kongresinin Kültürpark’ta düzenlenmesinin normal olduğunu işaret eden Oğuz, “Kültürpark 4,5 milyon İzmirliye hizmet veriyor ve yönetimi Tunç Soyer’e verilmiş. İzmir Büyükşehir Belediyesi başkanı göreve geldiğinde bu 4,5 milyona hizmet etmek için geldi, rozetini çıkardı, tarafsız bir belediye başkanı olmalı. Yeni kurulmuş bir partiyi dışlayarak veya İzmirliye ait toplantı salonunu tahsis etmeme gibi bir şey olamazdı. Böyle bir şey olmadı ama bunu yapması da bir lütuf değil. Orası kimsenin babasının malı değil. Bu alan İzmirlinindir, burada her hangi bir siyasi parti istediği zaman objektif yaklaşılarak tahsis etme zorunluluğu vardır” dedi.

BİZİM SORUNUMUZ, CHP’Yİ YÖNETENLERLE
Memleket Partisi’ni cumhuriyetçi, demokrat bir parti olarak tanımladıklarını ifade eden Oğuz, Memleket Partisi’ne katılanlarla ilgili olarak şu bilgileri verdi:

“AK Parti’den, MHP’den, İYİ Parti’den, CHP’den, Demokrat Parti’den hatta HDP’den bile bize gelenler var. Biz kendimizi cumhuriyetçi demokrat parti olarak tanımlıyoruz. Biz Türkiye’nin, Türkiye partisiyiz. Biz CHP’den ayrıldık, orada bize uyuşmayan şeyler vardı ama biz altı okun ışığında ilerliyoruz, cumhuriyetçiyiz, laikliği temsil ediyoruz. Bizim sorunumuz yönetenlerle ilgilidir; oy verenlerle, örgütlerde çalışmış kişilerle sorunumuz yoktur. Biz eylemle söylemin aynı olması gerektiğini düşünen bir harekettik, parti olduk. Hangi partilerden kaç kişinin Memleket Partisi’ne geçtiğinin istatistiğini yapmak, sınıflandırmak doğru değil. Bizle olanların hepsi Memleket Partili, bizlerle siyaset yapmak istiyorlar. Geçmişte hangi partiden geldikleri bizi ilgilendirmiyor, buna girersek kucaklayıcı olamayız.”

O KOLTUĞA YAKIŞMAYAN ŞEYLER!
Oğuz, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel’e yönelik sosyal medya hesabından kullandığı  “Körfezdeki deniz de koltuktaki Deniz de kokmuştur” ifadelerine yönelik konuşarak, “Bu verilmiş olan cevaba, benim verdiğim bir cevaptır. Benim açıklamalarımdan sonra Deniz Yücel bir şeyler paylaşmıştı afiş sorunuyla ilgili olarak. Deniz Bey, bilgisizliğinin kurbanı oldu yine. Deniz Yücel bu konularda çok büyük zafiyet içerisine düşüyor ve orada bana kişisel bir saldırı gerçekleştirdi. Benim de yakıştıramadığım konulardan bir tanesi; o koltukta, o şekilde siyasetin yapılmaması gerektiğidir. Ben her zaman barıştan yanayımdır ama bana karşı saldırı olduğu zaman ona cevap vermek zorundayım. Hem kendi adıma hem de Memleket Partisi adına bu açıklamaları yapmak zorundayım” dedi.

İZMİR’DE DURUM İÇLER ACISI!
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir’de yürüttüğü çalışmalar hakkında konuşarak eleştiriler yönelten Oğuz, şu değerlendirmelerde bulundu:

“İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin icraatlarını Tunç Soyer’le kısıtlamayı doğru bulmuyorum, İzmir’in son 20 yılına bakıldığında İzmir’de durum içler acısı. Diğer illere göre geri kaldı, önemli şeyler yapılmadı. İzmir’in en önemli sorunlarından biri, konut stoklarıdır. Biz bunu dillendirdikten bir yıl deprem meydana geldi. Bu deprem 8 büyüklüğünde olsaydı, çok büyük yıkım meydana gelirdi. İzmir’in konut stokları çok kötü, bu konu ihmal edildi. Havaalanında inip Yeşildere’yi geçerken gördüğünüz manzara İzmir’e yakışmıyor. Bu manzaralara Ankara’da, Eskişehir’de karşılaşıyorduk, oralarda çözüm üretildi. İzmir’de de bunları eleştirmek çözüm değil, önümüze bakmak lazım. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin önceliğini bu projelere çevirmesi gerekiyor. Kentte yaşayan insanların çözüme ihtiyacı var. Ziraat konusu çok önemlidir tabii ki bu konularda da çalışılmalıdır ama sadece tarımdan İzmir Büyükşehir Belediyesi başkanlığı olmuyor. İzmir’de yaşayan vatandaşlar kentin sorunlarına çözüm bekliyor. Geçtiğimiz günlerde 2 saat 45 dakikada Hacılarkırı’ndan İzmir kent merkezine, İl Başkanlığı binamıza gelebildim. Yeni çözümlerin üretilmesi lazım, bunlarla ilgili çözüm bulunmalı. Sadece bir alana kanalize olmak 4,5 milyon insana çözüm üretmekte yetersiz kalıyor. Körfezin temizlenmesi gerekiyor ve bakımı yapılmalı, bunlarda hep geri kalındı. Pandemiyi kabul ediyor ve belediye başkanına kredi veriyoruz ama bu sıkıntılar, sorunlarla yaşamayı hiç kimse hak etmiyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer iyi niyetli bir insan olarak bir şeyler yapmaya çalışıyor. Karakılçık buğdayıyla uğraşıyor. Karakılçık buğdayını ben de severim, bunlar güzel şeyler ama bunları direkt yapıcı değil, teşvik edici olması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuları liyakat sahibi bürokratlıklarla çözmeli diye düşünüyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin işsizlik sorununa proje üretmesi, fikir tartışması lazım. Yeni yatırımcıların önünün açılması gerekir. Bunların İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin vazifesi olduğunu düşünüyorum. Buradaki ihalelerin İzmirli müteahhitlere verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ödedikleri vergilerin İzmir’e kalmasını değerli buluyorum. Bunlar şu anda gördüğüm kadarıyla yapılamıyor.”

HER PARTİ KENDİ BAŞINA ÇIKMALI
Memleket Partisi’nin Türkiye siyasetinde yer alan ittifaklara katılım sağlamasını konuşmak için henüz çok erken olduğunu belirten Oğuz, “Biz tek başımıza iktidar olmak için yola çıktık. Şu aşamada ittifak konuşmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Eğer bir ittifak varsa Memleket Partisi, Cumhur İttifakı’nın içerisinde olmaz. Bizim temsil ettiğimiz halk kitlesi, bizi destekleyenler var; onlarında duygularına tercüman olmak için günü geldiğinde karar vereceğiz. Millet İttifakı tabii ki olabilir ama hangi şartlarda olacağı belli değil... Biz ilk seçimde her partinin kendi başına çıkması gerektiğini düşünüyoruz. Biz katılımın yüksek olması, muhalefet cephesinin gücünü ortaya çıkarır diyoruz. Kişisel hesaplarımızı kapalı kapılar ardından yapmayalım, herkes tek başına çıksın diyoruz. Muharrem İnce de herkes kendi adayıyla çıksın, eğer biz kazanamazsak ikinci turda iktidar karşısında en çok oy alan muhalefeti destekleriz dedi” diye konuştu.

KİMSENİN PİARINI YAPMAK İSTEMİYORUM
Memleket Partisi Buca İlçe Yönetim Kurulu üyesi Tuncer Tuğrul’un istifasını değerlendiren İl Başkanı Cüneyt Oğuz, şu görüşlere yer verdi:

“Bizde istifalar oluyor ve bu istifaların arkasında farklı sebepler olabiliyor. Bu münferit istifa konusunda bir şey söyleyip, kimsenin piarını yapmak istemiyorum. Özellikle yeni kurulan partilerde ayrılmalar olabilir. Bu arkadaşların beklentileri olabilir. Biz bir takım tercihlerde bulunuyoruz, kırılmalar olması gayet normal. Kısıtlı koltuğa, uygun kişileri seçmeye çalışıyoruz. İstifalar çok önemli değildir. İnsanlar farklı baskılar altında kalabilir. Memleket Partisi’nde ve özellikle İzmir’de siyaset yapmak cesaret gerektirir. Ana muhalefetin en güçlü şehirlerden birisi İzmir. Kişilerin kendilerine göre farklı farklı durumu olabilir. Çok çok normal karşılıyorum. Bize onlarca insan katılacaktır, bazı arkadaşlarımız çeşitli sebeplerle ayrılacaktır. Bizim kendi ilkelerimiz var, değerlerimiz var.  Bunlar normal ve doğaldır.”

Oğuz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“4 ayda kurultay yapma başarısı gösterdik, bu anlamda Memleket Partisi’ne inanmış yürekli Memleket Partilileri kutluyorum. Memleket Partisi, Türkiye’deki diğer partilere örnek bir siyaset davranışı gösteriyor. Demokrasiye susamış, özgür basını savunan, istihdam sorununun çözüldüğü, adaletin artık mülkün temeli olduğu Türkiye’de yaşamak isteyen herkesi Memleket Partisi’ne davet ediyorum.”