Türk Kızılayı ndan korkutan açıklama: İzmir in 1 günlük kanı kaldı!
Türk Kızılayı'ndan korkutan açıklama: İzmir'in 1 günlük kanı kaldı!
İzmir'de her geçen gün düşen kan stoku ile ilgili gelinen son noktayı açıklayan Türk Kızılayı Ege Bölge Kan Merkezi Müdürü Dr. Gökay Gök, "Eskiden hastaneler kan merkezinden haftada bir iki kez kan talep ederken, stok yetersizliği nedeniyle her gün talep ediyorlar. Şu an 1 günlük kan stokumuz var. İnsanlar, sıcakları, Ramazan ayını, pandemi koşullarını, tatili bahane ederek kan bağışını erteledi. Biz diyoruz ki, vatandaşlık borcunuzu ödeyin, bahanelere sığınıp kan bağışından kaçmayın” dedi.
28 Ağustos 2021 Cumartesi  08:39

EGEDESONSÖZ- Türk Kızılayı Ege Bölge Kan Merkezi Müdürü Dr. Gökay Gök, SONSÖZTV’ye konuk olarak Gazeteci-Yazar Muhittin Akbel’in sorularını yanıtladı. Pandemi sürecinde Kızılay olarak, kan bağışı konusunda ciddi sıkıntılar çektiklerini aktaran Dr. Gök, bir günlük kan stoklarının kaldığını açıkladı.

5 Mayıs 2005 tarihinden beri Sağlık Bakanlığı adına kan bağışı programı yürüttüklerini söyleyen Dr. Gök, 15 yıllık süreçte en zor günleri pandemi döneminde yaşadıklarını belirtti. 15 yıllık süreçte birçok kuruma sunum yaparak “kan nedir, kanla bulaşan hastalıklar nelerdir, neden kan vermeliyiz, neden düzenli bağış yapmalıyız” sorularının cevaplarını aktardıklarını anlatan Dr. Gök, “Kızılay nerelerde kan topluyordu? Fabrika, yurt, okullar, üniversiteler, partiler, STK'lar Pandemi nedeniyle okullar, yurtlar, üniversiteler kapalı. Bu nedenle 15 yıllık Ulusal Güvenli Kan Temin Programı aksamaktadır. Fabrika sahipleri pandemiyi bahane ederek Kızılay'ı, bizleri kabul etmiyorlar.  Fakat pandemiye rağmen işçiler çalışıyor! Yurtların, üniversitelerin, okulların kapalı olması nedeniyle bize sadece ilçe meydanları ve Silahlı Kuvvetler kalıyor. İlçe meydanlarına otobüslerimizi, TIR'larımızı getiriyoruz, vatandaşlarımızdan kan talep ediyoruz. Meydanlarda, dilenir gibi vatandaşlarımızın kan bağışı yapmaları için çalışıyoruz. Vatandaşlarımızı, Kızılay Merkezlerinin gezici ekipleriyle buluşarak vatandaşlık görevlerini yapmaya davet ediyoruz" dedi.

İZMİR'İN 1 GÜNLÜK KAN STOKU VAR!
Kan bağışının yapılmamasının faturasının hastalara, hasta yakınlarına yani tüm vatandaşlara kesildiğini vurgulayan Dr. Gök, “Kan bağışlarındaki azalmalar sadece covid nedeniyle, toplu hareket edersek salgın bulaşabilir, düşüncesiyle oldu. Fabrikalar zaten toplu çalışıyorlar. Bizim tüm çalışanlarımız koruyucu ekipmanlarını tam kullanıyor ve günde 2 kez dezenfekte ediliyor. Eskiden hastaneler kan merkezinden haftada bir iki kez kan talep ederken, stok yetersizliği nedeniyle her gün talep ediyorlar. Şu an 1 günlük kan stoku var. Özellikle bu sıcaklar, ramazan ayı, pandemi koşulları, insanların tatil yörelerine gitmeleri gibi hep bir bahane üretildi. Ancak insanlar yine de gezmeye devam ediyor. Vatandaşlarımızın, vatandaşlık borçlarını ödemelerini istiyoruz. Kan bugün size gerekli olmayabilir ama bir gün lazım olabilir. Bu konuda çok duyarlı olmak lazım” diyerek tepki gösterdi.

15 YIL SONRA İLK KEZ BUNU YAŞADIK
İnsanların koronavirüsü kan bağışında bahane olarak kullandığını dile getiren Gök, "Biz 15 yıl sonra ilk kez bunları yaşıyoruz. Her zaman Kızılay istediği kanı stokunda tutuyordu. Bu günler sosyal medya niye var? Geçiş döneminde insanlar sosyal medyayı, hastaları ameliyata girerken Kızılay'a destek olması için kullandı. Aynı pandemi diğer ülkelerde de var, onlar kan mı arıyor? Onlar hiçbir bahane bulmadan kan bağışını yapıyor. Hiçbir bahane üretilmiyor.  Covid ana sorumlu değil ama bir bahane. Hayat devam ediyor ve sorumluluğumuzu unutmamalıyız" ifadelerini kullandı.

KAN VERME ÖNCELİK SIRASINDAN DÜŞTÜ
Vatandaşların en çok merak ettiği sorulardan biri olan, 'covid geçirdikten ne kadar sonra kan verilebilir' sorusunu da yanıtlayan Gök, "Aşı olduktan 1 hafta, hastalığı geçirdikten 1 ay sonra hastalarımız kan bağışında bulunabilir. Herhangi bir engel yok. Bu konuyla ilgili hem yazılı hem de görsel tanıtımlarımız var. Pandemi de insanların birinci önceliği ve sorumluluğu değiştirdi.  Biz bunlarla ilgili sosyal medyalarımızdan da tanıtım yapıyoruz. Kan öncelik sırasından düştü ancak hangi hastanede ameliyatlar öncelikten düştü? Yine bu ihtiyaçlar olacak" dedi.

KAN VERME MERKEZLERİNDEN HASTALIK BULAŞMA RİSKİ SIFIR
Vatandaşların kan vermeme bahaneleri hakkında da örnekler veren Gök, şunları söyledi:

"Bir insan bilmediği şeye inanamaz ve inanmadığı güvenmediği kuruma kan bağışı yapmaz. Biz Ege Bölgesi'nde 2 milyon kişiye her şeyi anlattık. Öğretmenler, doktorlar, imamlar, STK'lar… Hepsi her şeyi biliyor. 2 milyon kişiden 300 bin kişi dönüş yaptı, o kadar insan kan verdi. Gelmeme nedenlerden biri iğne korkusu. Diğeri de 'bana hastalık bulaşır mı?' korkusu. Bizim Kızılay kan verme bölgelerimizden hastalık bulaşma riski hemen hemen sıfır. Ne bağışçı riske sokuluyor, ne de kanı alan ve dağıtan bizler riske giriyoruz. Diğer bir şüphe de Kızılay kanı parayla mı satıyor? Bu konuda kötü niyetli haber yapanlar ne elde edecek? Bu kadar mı vicdansızlar. Bizim üzerimizden siyaset yapılmasınlar. Dil, din, ırk, siyaset gözetmeden herkese eşit olarak kan bağışını yapılmalı. Biz kanı parayla veriyoruz ancak satmıyoruz. Görevliler birleşiyor ve bunun fiyattı belirliyor, bunun içinde kan poşeti ücreti var. Soğuk zincirde lojistiği var. Biz kanı hastaneye gönderiyoruz ve fatura kesiyoruz, ücreti SGK ödüyor.  Zaten bizim döner sermayemiz gibi bir şey yok. Burada sadece maliyetler çıkıyor. Kızılay ne para kazanıyor ne de kaybediyor. Vatandaş artık Kızılay kanı parayla satıyor demesin. Kızılay, maliyeti karşılığında hizmet üretir sadece. Aynı kan hastanelerde daha yüksek seviyeye maliyet edildiği için bu kaldırıldığında biz çok büyük tepkiler ile karşılaştık."

KADIN KAN BAĞIŞINDA DİKKAT ÇEKEN RAKAMLAR
Kan bağışını arttırmak için hayata geçirecekleri projeler ile ilgili de bilgiler veren Gök, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İlk projemiz 'İzmir sana kanım feda'. Bunda ilk olarak çocuklarımızı ikna edeceğiz, sonrasında ise kadınlarımızı. Bir kere bir kadın gelip evinden çıkıp, Türkiye gerçekleri ile gelirse tek güvendiği yere gelir, o da çocuğunun okuluna öğretmenine gelir. Bir kadın kan verip konuşmaya başladı mı, tüm kadınlar rekabet eder. Gelişmiş ülkelerde kan verenlerin yüzde 45'i kadınlar. Türkiye'de ortalama yüzde 13. Bu yüzde 13'e çıkmasını sağlayan da üniversite gençliği. Ege bölgesinde ise bu oran yüzde 11. Bu kadar sunum yapmamıza rağmen! Manisa yüzde 12,İzmir'de ise bu oran yüzde 9,8… Nerede İzmir'in aydın insanları? Neden bu insanlar kan bağışında yok? Gelişmişliği ben kan bağışıyla, organ bağışı ile ölçerim."

NEDEN KİMSE BAĞIŞ YAPMIYOR?
Kök hücre bağışı konusunda da vatandaşların dikkatini çeken Gök, "Türk Kök Projesi ile 2013 yılında protokol yapıldı, Türkiye'de 800 bin kök hücre bağışında bulunuldu. 18-50 yaş arasındaysan form doldurursun 3 tüp kan alırız ve bunu Ankara'ya gönderip kök hücre kaydına giriyor. Bugün neden kimse kan hücre bağışı yapmıyor? Bizim önceliğimiz mi değişti, duyarlılığımız mı azaldı? Biz Türkiye genelinde 2 bin 150 çocuğumuzu kurtardık bu projeyle. Ege bölgesinde 460 çocuğumuzu kurtardık. Şu an anne babaları ile oynuyor okullara gidiyorlarsa, bu projeler sayesinde" diye konuştu.

İŞ İNSANLARIMIZ TELEFONLARIMIZI AÇMIYOR
Kan bağışı için gitmek istedikleri fabrikaların sahiplerinin telefonlarını dahil açmadığını dile getiren Gök, kan bağışı kampanyaları için kapılarını açmayan işadamlarına sitem etti:

"Vatandaşlarımız düzenli orada çalışıyor, fabrikalarda. Mesaileri orada. Biz ayaklarına gidiyoruz. Gelişmiş hiçbir ülkede, Kızılhaç bir fabrikayı aradığında, gelmeyin, pandemi var, diyen yoktur. Peki bizim işletme sahiplerimiz neden telefonlarımıza çıkmıyor? Kendileri de bir gün hasta olacak hastaneye yatacak. Belki kendisinin de kana ihtiyacı olacak. Kimse koltuğuna, çevresine güvenmesin. Para ile güçle bulamayacağınız tek şey, kandır. Bir ameliyat öncesi çevrenizi dahi ayağa kaldırsanız, kanın alınması testlerin yapılması 8 saat sürer. Peki o sürede sizi kim kurtaracak? Dolaptaki kan, tabii ki. Dolapta kan yoksa peki ne olacak? Hani  paranız, koltuğunuz? O yüzden dolabınızdaki kan 1 günlükse, her gün bıçak sırtı ve stresli oluyoruz. Herkes tatil yaparken bizim arkadaşlarımız haftanın 6 günü akşam üstü çıkıp kan bağışı toplamak için çabalarken, evlerine gece 1’de gidebiliyor. Kan toplamak için sokakları aşındırıyorlar. Dilenci gibi kan istiyoruz vatandaşlarımızdan. Bize satıcı muamelesi yapılanlar var. Çok üzülüyoruz. Kan bağışının önemini anlatan broşürlerimizi yerlere atıyorlar. Bize telefon açan kişilere depomuzda kan yok, getir o gruptan birini diyoruz, ben bile bu duruma düştüm artık."

15 YILLIK ALACAKLI DURUMUNDAYIM
Geçmiş dönemde kendisinden yardım istendiğinde mevki statü ayırt etmeden tüm vatandaşlara yardım ettiğini belirten Gök, "Günlük 60 üniteden 20 üniteye düştüğü günler oldu kan alımlarında… Şimdiye kadar bana kim ulaştıysa, kimseyi geri çevirmedim, herkesin kan ihtiyacı olabilir sonuçta. Ben pandemi döneminde 15 yıllık alacaklı durumdayım. Lütfen borcunuzu ödeyin ve kan bağışınızı yapın" çağrısında bulundu.

RANDEVULARIN YÜZDE 50'Sİ GELMİYOR
Lösemili hastaların durumuna da dikkat çeken Gök, "Trombosit kan bağışında gerçekten belki de en büyük mağdurlar lösemi hastaları. Çok özel işlem gerektiriyor bu iş. Kanın saklanması da çok zor. 5 gün içinde kullanılması gerekiyor. Arıyoruz insanları, lösemili hastamızın kan ihtiyacı var, diyoruz; tatildeyim, gelemem diyor. Kimisi, işteyim, iş çıkışı geleceğim diyor, Fakat randevu verenlerin yüzde 50’si  randevusuna gelmiyor” ifadelerini kullandı.



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/haber/turk-kizilayi-ndan-korkutan-aciklama-izmir-in-1-gunluk-kani-kaldi/1078323