|
|
EGEDESONSÖZ- 30 Ekim’de gerçekleşen 6,9 büyüklüğündeki depremin ardından evleri yıkılan ve ağır hasar gören depremzedeler için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan rezerv alan projesi başlatıldı. Bayraklı Şehir Hastanesi’nin yanındaki dev araziye 3 bin konutluk projede ayrıntılar belli oldu. Arazide konut alanlarından park alanlarına ve Millet Bahçesi’ne kadar çok yönlü bir plan hazırlandı. - DEPREM KONUTLARINDA AYRINTILAR NETLEŞİYOR: MİLLET BAHÇESİ BİLE VAR! TMMOB’UN GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİNE BAŞVURULMADI “BU PROJEYE ALELACELE KARAR VERİLMİŞTİR” BİLİMSEL BİR ÇALIŞMA VAR MI? “Rezerv alan için alternatif alanlar belirlendi mi? Belirlendi ise alternatifler içerisinden hangi kriterler esas alınarak bu alan seçildi? Afet bölgesinde yer alan bu bölgenin jeolojik-jeoteknik etütleri yapılmış mı mesela? 5 kat yapılaşacağı söyleniyor, etüt 5 katı mı uygun görmüş? Bölgede yaşayan kaç afetzedenin bu bölgeye yerleşmesi öngörülüyor? Bakanlığın bütün bu tartışmaları destekleyecek bilimsel bir çalışması var mı?”
Konu ile ilgili olarak Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Aykut Akdemir açıklamalarda bulundu. Bölgedeki yapılan planlamaya temkinli yaklaştıklarını söyleyen Akdemir, “İzmir’de konut fazlası var. Dolayısıyla rezerv alanın hangi kriterlerle belirlendiğinin hiçbir tereddüde yer bırakmadan bilimsel dayanaklarıyla kamuoyuyla paylaşılması gerekli. Sürecin başından itibaren sahada bulunan TMMOB'un görüş ve önerilerine başvurulmadı. Bir manipülasyon ortamı yaratmanın, bu süreçte çok doğru bir davranış olmayacağını düşünüyoruz. Planlanan bölge SİT alanı, bölgede ormanlık alanlar söz konusu. Burada nasıl bir yol izleyecekleri merak konusu… 2 haftada böyle bir projenin hazırlanması mümkün değil, sanki tüm projeleri hazırmış da bir deprem lazımmış o da olmuş gibi bir anda ortaya koydular.”
Rezerv alan projesinin planlama yönünden hukuka aykırılıklar doğurduğunu ve bunun da doğal olarak süreci uzatacağını vurgulayan Akdemir, "Elimizde hala projeyle ilgili net bir veri yok. Yıkım gerçekleşen ve ağır hasarlı binaların bulunduğu bölgedeki mevcut binalarda hızla tespitlerin tamamlanması ve alana ilişkin analizlerin ve jeolojik, jeoteknik ve mikrobölgeleme Etüt Raporlarının hazırlanması, bununla birlikte hak sahipleri ve ihtiyaçlar da dikkate alınarak imar planlarının ve imar planlarının uygulanmasına yönelik programların hazırlanarak uygulanmaya konması gerekiyor. Bu çalışmalarla birlikte rezerv alana yönelik ihtiyaçların da bu tespitler ışığında belirlenmesi, ayrıca rezerv alan olarak belirlenen bölgede yürürlükteki mevzuat gereği gerekli analiz ve sentez çalışmalarının yapılması ve özellikle jeolojik, jeolojik- jeoteknik ve mikrobölgeleme etüt raporları hazırlanmalı” diye konuştu.
Bayraklı ve Manavkuyu bölgesindeki gökdelenler dururken yıkılan bölgelere yapılacak binaların 5 katlı olmasının bilimsel bir dayanağı olmadığını belirten Akdemir, “Bayraklı’da yıkılan yerde yapılacak binaların zeminle beraber beş kat olacağını söylüyorlar. Yıkılan binalar 8-9 katlı binalardı, diğer vatandaşları nereye yerleştirecekler? Bayraklı’da Folkart, Mistral duruyor. Yıkılan binaların etrafındaki 8-10 katlı binalar hala hasarsız ve sağlam. Siz neye göre oraya 5 katlı binayı uygun görüyorsunuz? Afet bölgesinde jeolojik-jeoteknik etüt mü yapıldı? Bu etüt mü 5 kat olacağını söylüyor? Bölgede yaşayan kaç afetzedenin bu bölgeye yerleşmesi öngörülüyor? Saha araştırması yaptınız mı? Bir araştırma yapılması ve verilerin bilimsel olarak ortaya konması lazım.” diye ifade ederek şu soruların cevaplanması gerektiğini söyledi: