İnşaat Mühendisleri Odası nı kurmuştu: O isim de tutuklandı!
İnşaat Mühendisleri Odası'nı kurmuştu: O isim de tutuklandı!
İzmir depreminin ardından müteahhit ve proje müellifleriyle ilgili hukuki süreç başlatılırken tutuklanan isimler arasında inşaat ve yapı uzmanlarının yakından tanıdığı İnşaat Mühendisleri Odası Kurucu Başkanı Orhan Ayber de yer aldı. Ayber’in deprem, yapı güvenliği ve belediyelerle ilgili onlarca çalışması bulunuyordu.
8 Kasım 2020 Pazar  14:11

EGEDESONSÖZ- İzmir’de yaşanan ve 114 kişinin hayatını kaybettiği depremde yıkılan binaların müteahhit ve proje müellifleriyle ilgili başlatılan hukuki süreç devam ediyor. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı sonrasında gözaltına alınan birçok isim tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Tutuklananlar arasında, İzmir’de inşaat mühendisleri odasının kurucu başkanlığını yapan Orhan Ayber de yer aldı. İnşaat Mühendisi Ayber, yıkılan bir binanın projesinde imzası olduğu gerekçesiyle cezaevine gönderildi.

Ayber’in inşaat ve yapı denetimi sektöründe geniş bir kesim tarafından bilindiği öğrenilirken deprem, yapı denetim sistemi, binalar ve meslek ilkeleri konusunda birçok yazı ve makalesinin olduğu gözlendi. Ayber ayrıca, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleriyle bu alanda önemli çalışmalara imza atan isimler arasında yer alıyordu.

DENETİMİN TARİHÇESİNİ YAZMIŞTI
Öte yandan, 17 Ağustos İstanbul depreminin ardından çeşitli panel ve etkinliklere konuşmacı olarak katılan Ayber’in “İzmir’de denetimin tarihçesi” isimli makalesinde şu ifadeler yer alıyordu:

“17 Ağustos 1999'daki Kocaeli depreminden sonra bütün gözler İstanbul'a çevrildi. Kuzey fay hattının ne zaman ve ne büyüklükte kırılacağı bütün ulusal TV kanallarında aylarca yıllarca tartışıldı. İstanbul için çok çeşitli deprem senaryoları halen konuşuluyor. Ülkenin geri kalan kısmı ise ihmal edildi. Oysa Ege bölgesi son yüzyılda 6 kez 6,5 ve üstü büyük depremlerle sarsıldı. Afrika, Arap, Avrasya, Ege levhaları ile merkezdeki Anadolu levhasının hareketleri yorumlandığında Ege bölgesinin büyük risk taşıdığı görülüyor.

1999 depreminde resmi rakamlara göre 17.000, resmi olmayan öngörülere göre ise 40.000 yurttaşımızı yitirdik. Nedenlerini özetlersek 7-8 katlı binalar için tek sayfalık hesaplar, deniz kumundan, sokakta dökülen kalitesiz betonlar, atölyelerde hurda demirden teçhizatla yapılan yapılar ve yumuşak zeminde kazık çakmadan yapılan temelleri sayabiliriz.

İzmir'e gelirsek ilk olarak 1975'lerde rahmetli İhsan ALYANAK ile meslek odaları arasında yapılan bir sözleşme ile bina projeleri, projeyi yapan mimar veya mühendisin kendi odasınca denetime tabi tutuldu böylece kaliteli proje üretimine geçildi. Bu uygulama 1980 Askeri müdahalesi sürecinde meslek odalarının kısa süre kapatılmasıyla sona erdi.

Ancak İnş. Müh. Odasının benim başkanlığını üstlendiğim 1981-1992 yılları arasında ilk olarak İzmir Belediye Başkanı Dr. Burhan ÖZFATURA ile yapılan bir sözleşme ile proje denetimi tekrar başladı. 1986 yılında yine sayın Dr. Burhan ÖZFATURA ile Türkiye'de ilk defa meslek odamızın yapı denetimini yapabilme protokolü imzalandı ve tüm İzmir'de yapı denetimi başladı. Pek çok beton kalitesizliği tespit edilince yıkım kararı alındı. Sokakta beton atma dönemi kısa sürede ortadan kalktı ve yerlerine beton üretme tesisleri konuldu. Teçhizat denetimi ile inşatlarda kullanılan demir teçhizatının kalitesi arttı. 1987'de ise zemin özellikleri nedeni ile yatık binalar kenti denen İzmir'de yine Belediye ile yapılan protokolde 4 kat ve daha yüksek binalarda kazık temel yapımın mecburiyeti getirildi.

Yapı sektöründeki devrim niteliğindeki bu uygulamalar daha sonra Sn. Yüksel ÇAKMUR, Sn. Ahmet PİRİŞTİNA dönemlerinde de aynen uygulandı. Ancak şunu ifade edeyim ki, sol görüşlü meslek odaları ile protokol yapmayı engellemek isteyen iktidar partisinin bu taleplerine Sn. Dr. Burhan ÖZFATURA'nın taviz vermemesi takdire şayandır. Bu nedenlerle bugünde İzmir'de her bakıldığında sağlıklı bir yapılaşma oluşmasında büyük emekleri geçen rahmetli İhsan ALYANAK, yine rahmetli Ahmet PİRİŞTİNA ile Sn. Yüksel ÇAKMUR'u Sn. Dr. Burhan ÖZFATURA'yı saygıyla anıyorum.

Ancak bu uygulamalar devam ederken, kalitesiz malzeme kullanmayı, malzeme hırsızlığını meslek edinmiş kimselerin meslek odama saldırıları da hiç eksik olmadı. Zaman zaman meslek kuruluşlarını da alet ettikleri oldu. Hatta en son rekabet kuruluna da şikâyet etmişlerdi ki 17 Ağustos depreminden sonra şikâyetlerini geri çekerek arazi oldular.

17 Ağustos 1999 sonrası.

Büyük felaketten sonra, yapı denetim kuruluşları kuruldu. Ancak yeterli mi tartışılır. Örneğin Ege'de risk taşıyan Manisa ve Muğla'da hala denetim başlamadı. Ayrıca çeşitli odaklardan bu uygulamaya da sataşmalar olduğunu gözlüyoruz. Belki uygulamalarda bazı değişiklikler olabilir, aksamalar olabilir ama bunlar uygulamanın kalkması için gerekçe olmamalı.

Yapı denetimleri başladıktan sonra özetle.

1. Beton kalitesi önceki dönemlere göre 2-2,5 misli arttı.

2. Teçhizatlarda kalite tamamen düzeldi, hurda demirden yapılan demir üretim atölyeleri kapandı.

3. Yalıtım uygulamaları nedeni ile 1 termik santralin üreteceği kadar enerji tasarrufu sağlandı.

O HALDE

1. Tüm halkımız ve kurumlarımız yapı denetime sahip çıkmalı varsa aksaklıklar düzeltilmeli.

2. Tüm ülkemizde yaygınlaştırılmalı.

3. Yapı güçlendirme ve yapı izolasyonu için uzun vadeli ve düşük faizli krediler devreye sokulmalı.

4. İzolasyon malzemelerinde KDV kaldırılmalı.

5. TOKİ'nin yaptığı yatırımlar Yapı Denetim Kuruluşlarınca denetlenmeli."



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/haber/insaat-muhendisleri-odasi-ni-kurmustu-o-isim-de-tutuklandi/1052514