CHP PM üyesi Çelik’ten ‘yeni dönem’ vurgusu: İzmir’de siyaset yapma biçimi Soyer ile değişti!
CHP PM üyesi Çelik’ten ‘yeni dönem’ vurgusu: İzmir’de siyaset yapma biçimi Soyer ile değişti!
CHP PM üyesi Devrim Barış Çelik, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in parti içi sorunlara dönük kapsayıcı yaklaşımları bulunduğunu belirterek “Sayın Soyer ile diyalog durumumuz iyi. İzmir'de siyaset yapma biçimi sayın Tunç Soyer ile birlikte yavaş yavaş değişmeye başladı. Ben o yüzden dar ekipçi, daha çok kişilerin önde bulunduğu siyaset yapma biçiminden çok, bir dayanışma ve örgütsel bütünlük içerisinde siyaset yapma anlayışının İzmir'e daha çok yakışacağını düşünüyorum” dedi.
16 Eylül 2020 Çarşamba  16:54

EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclisi (PM) üyesi Devrim Barış Çelik, SonSöz TV’de Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

PM’de İzmir’i üç ismin temsil ettiğini belirten Çelik “Geçmiş dönemlerde 8 üye ile temsil ediğimiz dönemler oldu ancak tabii ki onlarla kıyasladığımızda sayı olarak azalma söz konusu. Fakat partinin genel başkanı da, partinin genel sekreteri de İzmir milletvekili… Partinin en üst düzeydeki  iki ismi İzmir'i orada temsil ediyor. Dolayısıyla hem eski il başkanımız Rıfat Nalbantoğlu, hem Milletvekilimiz Ednan Arslan ve hem bizim orda olmamız İzmir'in temsiliyet anlamında güçlü olduğunu gösteriyor. Bir de tabii ki Yüksek Disiplin Kurulu Üyemiz var sayın Mahir Polat, kendisinin 2'nci, 3'ncü dönemi... Ben İzmir'in temsiliyeti anlamında sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. Daha fazla arkadaşımız katkı koyabilirdi. Biliyorsunuz Genel Başkanımızın anahtar listesi 80 kişilik ancak hukuki olarak bunun 52'ye düşmesi lazımdı.  Bir şekilde benim bildiğim diğer İzmirli 2 arkadaşımız seçilemediler. Bunlar doğal süreçtir. Ben bunu bir sorun olarak görmüyorum. Daha fazla çalışmak için fırsat olarak görüyorum. Dengelerin değişip değişmeyeceği nereden baktığınıza bağlı. Yerelden bakıyorsanız evet yerel aktörler üzerine siyaset kurmaya çalışıyorsanız bir denge varmış gidi görünüyor. Ancak yukarıdan baktığınızda İzmir'deki zaten önemli aktörlerin siyasal temsiliyetinin yukarıdan sağlandığını görüyoruz. Bunun dışında örgütün kendi iradesi dışında emeği ile dayanışmasıyla bir kişinin seçilmesi söz konusu ise bir çok arkadaşımız bizi kategorize ediyor. Yani bu nereden baktığınıza bağlı. Ben CHP'yi bütün üyelerinin bir bütün olduğunu görüyor ve izliyorum. Çünkü biz burada siyaseti kişiler üzerinden kurgulama çalışırsak toplumun gelenine hitap edecek pozisyonları almamız zorlaşır. Artık kurultay bitmiştir artık hepimiz CHP'nin iktidarı için çalışacağız” dedi.

“KENDİMİ MERKEZ SİYASET ÜZERİNE YETİŞTİRDİM”
Uzun yıllardır parti içerisinde kendisini yetiştirdiğini belirten Çelik, partiden gelebilecek her göreve kapılarını açtığını belirterek “Ben hep merkez siyaset üzerinde kendimi yetiştirdim ve çalıştım. Ben hep merkez odaklı siyasetçiydim öyle siyaset yapmaya çalıştım hep genel başkanlarla siyaset yapmaya çalıştım. Benim PM için geçen süreçte genel başkanımızın da katkılarının büyük olduğunu biliyorum. Bundan dolayı olarak da bundan sonra da siyasetimizi genel başkanlık seviyesinde sürdüreceğiz. İzmir'de mecburen süreçlerin içerisinde olacağız ancak genel olarak PM'ler milletvekilleri gibi tüm Türkiye'nin PM üyeleridir. İl Başkanlığı’ndan böyle talepler geldiğinde bunun örgütün taktiri olduğunu söyledim. Siyasi aktörlerin önüne böyle bir fırsat geldiğini bunu popülerleşme aracı olduğunu görüyoruz. Ancak benim siyasi geçmişimde parti ahlakımda pek böyle kurulmamıştır. Süreç bizi İl Başkanlığı noktasına getirseydi belki o konumda oturuyor olurdum. Parti sizi gençlik kollarında eğitmeye başlar. Siz birikimleriniz ve deneyimlerinizle o görevlere layık görülüyorsunuz. Önceki dönemlerde siyasi görevlere aday olunmaz, aday gösterilirdi. Bizim sürecimizde biraz öyle gelişti. Bizim de siyasi sürecimiz İl Başkanlığı sürecinde değil, bu süreçte gelişti. Tartışmaları hiçbir zaman kişiselleştirmedim, bunu doğru bulmuyorum. Zaman zaman kırgınlıklarımız olabilir. Hepimiz insanız sonuçta” dedi.

“OYLARIMIZ ARTIYOR AMA HIZLI DEĞİL”
CHP oylarında artış olduğunu ancak hızlı bir yükseliş olmadığını belirten Devrim Barış Çelik, “Kamuoyunda siyesi partilerin özellikle iktidar partisinin büyük oranda oy kaybettiğini ve CHP'nin kurultay da oy kaybettiğini öne süren aktörler var. Oylarımız yükselişte. Ancak hızlı bir yükleş değil. Yeni siyasi aktörler geliyor ve bunlar merkez siyasete talip olan partiler. Dolayısıyla bunların hepsinin bütün partilere etkisi olacaktır. CHP'nin yükseliş süreci devam eder. Çünkü CHP'de iktidar kadrolarını belirlediğimiz bir kurultay süreci geçirdik. Siyasal ekiplerde bağımsız olarak parti kültürü ile gelişmiş birçok arkadaşımız var. Bunlarında bu siyasal sürece dâhil olması ile birlikte iktidar yürüyüşümüzün hızlanacağını düşünüyoruz” dedi.

ÖNSEÇİM KONUSU YÖNETİMSEL BİR KARARDIR
Önseçim konusu hakkında açıklamalarda bulunan Çelik, “Bu bir tercih. Önseçimler için örgüte bir temas gerekir, örgüte dokunmak gerekir sizinle bir zaman geçirmek gerekir. Bunları yapan siyasi bir aktörseniz zaten önseçimden çekinmezsiniz. Benim 2015'deki sürecimle şimdiki sürecim arasında çok çok farklar var. 2018'deki adaylığım ile birlikte insanlarla temas etmeye başladım. Yılların birikimi olan kanaat önderleri de size katkı koyar. Burada söylenmesi gereken şu; Bizim tüzüğümüz önseçimi zorunlu hale getirdi. Ancak Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile birlikte ittifaklar söz konusu… Merkez yönetimi ayrıca parti meclisinden geçirerek merkez yoklamasını bütün Türkiye'ye yayabilir. Biz son seçimde niye önseçim yaptık? Sadece büyükşehirlerde ittifaklar gereği, milletvekillerinin toplam meclisteki sandalye sayısına tesir ettiği için merkez yoklaması yapıldı. Bizim 13 maddelik kurultay bildirgemize de bakarsanız, halkın milletvekili seçme konusunda bir irade ortaya koydu. Bu iradeyi ortaya koyan önseçimden kaçması mümkün değildir. Herhangi bir şekilde ittifak olduğunda önseçim yapılmayabilir veya önseçim zorunlu değildir. Merkez yoklaması da yapılabilir. Bu tamamen yönetimsel bir karardır. Yönetim önseçim kararı alırsa bizde uyarız. Eğer ittifak devam eder ve ittifak süreçleri de bu şekilde devam ederse bizim partimiz birçok yerde önseçim kararı alır ancak kontenjanları da korur. Çünkü orada siyasi partilerle zaman zaman ittifak içinde bulunuyoruz. O listelerde yer veriyoruz. Örneğin İstanbul'da 2 tane Saadet Partili öğretim üyelerine listelerimizde yer verdik” dedi.

İktidara yürüdüklerini ve yeni dönemin kadrolarını siyasete sokabilmek adına merkezden kontenjan atamaları yapılabileceğini belirten Devrim Barış Çelik, “Ben 20'nci dönemden beri takip ederim parlamentoyu. 22. dönemden itibaren milletvekillerin komisyonlarda aldıkları görevleri göze aldığınızda, iktidara yürüyen bir siyasi partinin iktidarlar kadrolarını ve bakanları belirleyebilmek adına koruyabilmek adına kontenjan uyguladığını görebiliyoruz. Zaman zaman böyle şeyler olabilir. Merkez yönetimi bazı siyasi figürleri bazı önemli uzmanları, yani ön seçimde çıkamayacak örgütle teması olmayan örgüte dokunmadığı siyasi aktörleri merkez yoklamasıyla taşıyabilir zaten bu da devletin yönetilebilmesi için kadroların yukarıya taşınmasıdır ve anormal değildir. Parti örgütü de sever böyle şeyleri. Ama önseçimle birlikteyse. Biz güçlendirilmiş bir parlamenter sistemden yanayız. Dolayısıyla iktidarımızın bir restorasyon süreci olacak. Parlementer sisteme döndüğümüzde o arkadaşların bir çoğu da komisyonlarda komisyon başkanı olacaklar” dedi.

 “BÜYÜKŞEHİR KİMSEYİ AYIRMADI”
Pandemi İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iyi bir performans sergilediğini belirten Devrim Barış Çelik, “CHP'nin sadece İzmir değil yeni aldığımız belediyelerde hükümetin bütçe daraltmasına rağmen, zaman zaman onları ekonomik dar boğaza sokacak tedbirler almasına rağmen pandemiyi çok iyi geçirdiğini düşünüyorum. Onların seçim kampanalarında iddia ettiği gibi sosyal yardımlar bırakın kesilmeyi artarak devam etti. Özellikle AK Parti seçmeni gördü ki Cumhuriyet Halk Partili belediyeler hiçbir ayrım yapmadan yardım yapmaya devam etti. Biz her zaman sosyal belediyecilik dedik. Bu pandemi sürecinde ise bunun nasıl yapıldığını net bir şekilde göstermiş olduk.  Dolayısıyla vatandaşta bunun nasıl geliştiğini ve iyi yapıldığını gördü. İzmir'deki belediyelerde bu kısıtlamalardan etkilendi. AKP hükümetin çok uzun süredir bir politika geliştirdi ve daha az seçilenle gitmektir. Daha kontrol edilebilir insanla yönetimi sürdürme düşüncesine gitti” dedi.

“İZMİR’DE SİYASET YAPMA BİÇİMİ SOYER İLE DEĞİŞTİ”
Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in kentin sorunlarına yoğunlaştığını ve parti içi sorunlara karışmadığını belirten Çelik, “Tunç bey daha çok belediyecilik yapmak isteyen siyasi aktör. Örgütlere çok karışmaya müdahile etmeyen belediyecilik yapmaya çalışan siyasi aktör. Ondan yadırgamıyorum. Aziz Bey'de durum tam tersiydi, parti içinde olmak isteyen siyasi alanda da olmak isteyen bir belediye başkanıydı. Sayın Soyer ile diyalog durumumuz iyi. İzmir'de siyaset yapma biçimi sayın Tunç Soyer ile birlikte yavaş yavaş değişmeye başladı. Ben o yüzden dar ekipçi, daha çok kişilerin önde bulunduğu siyaset yapma biçiminden çok, bir dayanışma ve örgütsel bütünlük içerisinde siyaset yapma anlayışının İzmir'e daha çok yakışacağını düşünüyorum. İzmir halkında yüz yüze iletişim gelişmiştir. Evet 4 milyonluk bir şehiriz ancak siyaseti günlük takip eden insan sayısı çok az ve bunlar sürekli birbirleriyle iletişim halindeler. Çünkü beraber aynı mekanlarda sosyalleşiyorlar. Parti tutma davranışı çok keskin, çekirdek seçmen çok net, ama birbirleri ile iletişim halindeler. Dolayısıyla İzmir'in kalkınması ve gelişmesi adına hem iktidar partimizin hem diğer siyasi partiler, hem de merkezi hükümetin iktidar partisinin siyasi unsurlarının bir dayanışma halinde İzmir'e katkı koymaları İzmir siyasi tarihi içerisinde çok kıymetli olacağını düşünmelerini istiyorum” dedi.

“HÜKÜMETİ MUHALAFETİ BİLGİLENDİRMELİ”
Doğu Akdeniz ve Libya konularında hükümet nezdinde muhalefete bilgi verilmediğini söyleyen Çelik, “Biz yurtta sulh cihanda sulh politikasını benimsedik her zaman. milli çıkarlarımız dayatabilecek bir devletiz. Her zaman da dış politikamız milli olmuştur. Kıbrıs bizim milli davamızdır, Kıbrıs açıklarında yapılan arama çalışmaları sonunca, belli ki uluslar arası milislerin çıkarlarına uygun olmayan adımlarımız ortaya çıktı ki çok önemli gelişmeler yaşıyoruz. ABD Dışişleri Bakanı, Güney Kıbrıs'ı ziyaret etti ancak Türk tarafını ziyaret etmedi. Güney Kıbrıs'a karşı uygulanan silah ambargosunu kaldırdılar. Bu genel bir politika değişikliği gibi görünüyor. Bunlarla ilgili hükümetimiz muhalefeti veya meclis gruplarını bilgilendirmedi. Çok ciddi bir sorunla karşı karşıya kaldığımız belli. Dibimizde Meis Adası’na Yunanistan Cumhurbaşkanı geliyor ve askeri törenle karşılanıyor. Buna karşı milli bir duruş sergilememiz lazım. Bunun için de muhalefetin bilgilendirilmediğini görüyoruz. Libya yönetimi destek olacağımız kişinin istifa edeceğini açıkladı. Demek ki burada da gerçekleştirdiğimiz politikalarda da sorun var. Sıfır sorun diye çıkıp sorunumuz olmayan komşumuz kalmadı. Liyakatli kadrolar Dışişleri Bakanlığı’ndan ayıklandı.  Bunlar mili konulardır ve sadece hükümetin kontrolünde olan konular değildir. Önce içeride milli birliği sağlayacaksınız ki sonra dışarıya karşı mücadele edeceksiniz. Bunun içinde muhalefetin bilgilendirilmesi lazım” dedi.

KAFTANCIOĞLU YORUMU: TÜZÜK AÇIKTIR
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun partinin kuruluş yıldönümü de olan 9 Eylül'de katıldığı Taksim Toplantısı'nda, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ten "Mustafa Kemal" diye söz etmesi ve “Atatürk”ü kullanmaması üzerine yorum yapan Çelik, “CHP'nin tüzüğünün 1 ve 2 maddeleri çok açıktır. CHP'nin değişmez önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. Bu suni bir tartışmayı açıyordu, o yüzden paylaşımda bulunmadım. Siyasi bir aktör olarak kendim ve kendime gösterilmiş teveccühü kullanabilme imkanım olduğu halde kullanmadım o yüzde bunu kullanmayı düşünmedim. Bir sorun olduğunu da düşünmüyorum zaten” dedi.

Muharrem İnce başlattığı çalışma için değerlendirme yapan Çelik, “Muharrem İnce CHP'de il başkanlığı yapmış, milletvekilliği yapmış, cumhurbaşkanlığı adayı olmuş bir kişidir. Ondan dolayı onun siyasi hareketlerini tartışmak bizim için çok doğru değildir. Şuan kendisi Anadolu çıkıp hareket başlattığını ve bu hareketin sonuçlarını ne olacağını bilmeden yorum yapmak çok doğru değil. Yaptığı çalışmaların bazılarında teveccüh görecektir bu çok normaldir. Siyasetin içinde var olamaya devem edecektir. Bu seçim süreçlerine nasıl yansır bilmiyoruz. Bunu yapacak bir veride yok elimizde. Sadece bir hareket başlattığını söylüyor. Evet, bu hareketler bir çok kez olmuş ve hatta partileşmişti ancak bunların çoğu başarısız olmuştur” dedi.

AK Parti İl Başkanı Kerem Ali Sürekli’nin hükümet nezdinde yapılan projelere yapılan itirazlara ilişkin olarak yaptığı değerlendirmeyi yorumlayan Çelik, “AKP'nin hem merkezi idaresi hem de yerel yönetimde kontrol altına olduğu her dönemde yaptığı faaliyetlerin birçoğunun içinde mutlaka rant olduğunu görmekteyiz. Odaların ve sivil toplum örgütlerinin bu rantçı talancı zihniyete karşı bir kamucu duruşu olduğunu yadsınamaz. Dolaysıyla AKP İl Başkanı'nın eleştirmesi kendi siyaseti açısından doğru olabilir. Ancak burada odaların itirazları istememekten kaynaklı değildir. İstememe zihniyeti başka birilerinin aslında… Şu an CHP'li belediyelerin başvurularının ve projelerini Ankara'da ne kadar bekletildiğini sayın başkan kendi taktir etsin. Ben odaların bu anlamda yaptığı müdahalelerin hiçbirinin İzmir'in aleyhinde olduğunu düşünmüyorum. Bu bir rantçı talancı sistemin durdurulması konusunda kamu yararını gözeten odaların çalışmalarıdır. Bunların zaten yapısı budur. Bizim iktidar anlayışımız güç dengesinden çıkıp da gücün kontrol edildiği tek mekanizma haline geldiğini için anormal geliyor arkadaşlara. Bu odalar bu işe yarar bunun için varlardır” dedi.



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/haber/chp-pm-uyesi-celik-ten-yeni-donem-vurgusu-izmir-de-siyaset-yapma-bicimi-soyer-ile-degisti/1047505