Bornova Belediye eski Başkanı Cengiz Bulut’un yanı sıra daha sonraki dönemlerde ilçede başkanlık yapan Cengiz Bulut, Aziz Kocaoğlu, Sırrı Aydoğan,Kamil Okyay Sındır, Olgun Atilla ve bugünkü başkan Mustafa İduğ, ifadeye çağrıldı.

Mülkiye Başmüfettişleri Mehmet Atasay ve Naci Çetin Akder imzalarıyla eski başkanlara gönderilen yazıda, “İzmir İli Bornova ilçesi Ümit Mahallesi 7404 Sokak 6330 parselde bulunan 18.075 metrekarelik taşlı tarla niteliğindeki taşınmazın (muris Zeliha Yetiş’in mirasçılarına ait) işgal edildiği, bu durum üzerine hak sahipleri tarafından adli/idari mercilere başvuruda bulunulduğu, Belediye Başkanlığınca yapıların mühürlenmesi ve inşaatların yıkılması için gereken encümen kararlarının alınmış olmamasına rağmen bugüne kadar yıkım işleminin gerçekleştirilmediği, iddia edilmektedir.İddia konusu ile ilgili olarak, 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 6. Maddesi uyarınca yazılı ifadenizin, Ceza Muhakemesi Kanununda yazılı haklarımızın bulunduğu ve bu çerçevede bir avukatın hukuki yardımından da istifade edebileceğiniz göz önünde bulundurularak, bu yazının size tebliğ edildiği tarihten itibaren 10 (on) gün içinde müfettişliğimin aşağıda belirtilen adreslerine teslim edilmesini ve aynı süre içinde APS ile gönderilmesini, yazılı ifadenizde açık adresiniz, telefon numaranız ve varsa kurum sicil numaranızın mutlaka belirtilmesini rica ederiz” denildi.

ATİLA: İHALEYE KATILAN OLMADIĞI İÇİN YIKIM YAPILAMADI
Önceki dönem Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, savunmasında, söz konusu yerle ilgili şikayetler gelince hemen akabinde tüm işlemlerin eksiksiz yerine getirildiğini ifade etti. İlgili yere yönelik yıkım kararı da alındığını belirten Atila, ifadesinde şu görüşlere yer verdi:

“Anlaşmazlığın, yıkım kararının uygulanmaması noktasında toplandığı görülmektedir. Yıkım kararı, idarenin bir kolluk etkinliğidir. Öncellikle yıkım kararı; kanuna dayanmak zorundadır, yıkım kararının kanunun açıkça saydığı nedenlerden birisinin gerçekleşmesi durumunda icra edilmesi gerekir, kolluk eylem ve işlemi, temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunmamalıdır. Zira yıkım işlemi mülkiyete konu olan taşınmaz üzerinde verilecek en son ve en ağır yaptırımdır, bu sebeple her adımın dikkatli atılması ve geriye dönüş olmadığından bir zarara sebep olunmaması gerekmektedir. Bu sebeplerle, yıkım kararı alınması akabinde uygulama aşamasına geçilmesi noktasında belediyemizce en ince ayrıntısına kadar prosedürler tamamlanmaya çalışılmaktadır. Yıkım kararlarının uygulanmamasına dair Belediyemiz Belediye Başkanları aleyhine açılan kamu davalarında mahkeme tarafından ihmal kastı ile hareket edilmediği tespit edilmiştir. Yıkımı gerçekleştirmek adına Belediyemizde mevcut araç gereç ve ekipmanların yetersiz olması sebebi ile yıkım işlemleri için ihaleler düzenlenmiş ise de ihalelere katılan olmadığından yıkım işlemleri gerçekleştirilememiştir. Başkanlık dönemimin son aylarında dahi savunmam talep edilen hususta gerekli özen ve hassasiyetimi göstererek sorumluluğumu yerine getirdiğimden bu konudaki iddiaları kabul etmiyorum.”