İşte o açıklama:

"Tüm dünyaya olduğu gibi koronavirüs ülkemizde de her gün yüzlerce vatandaşımız virüsünün neden olduğu salgın nedeniyle hastalanmakta onlarca vatandaşımız hayatını kaybetmektedir. Öncelikle bu süreçte hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, tedavi görenlere de acil şifalar dileriz.

Değerli Arkadaşlar,

Dünyanın, ülkemizin ve İzmir’imizin virüs salgını yaşadığı bu zor günlerde, uzmanlar Covid-19 ile mücadele için en etkin yöntemin evde kalmak ve teması en aza indirmek olduğunu belirtiyorlar. O nedenle dünya çapında  “evde kal” kampanyaları yapılıyor. Gönüllü ve zoraki yöntemlerle yurttaşların evde kalma oranı artırılmaya çalışılıyor.  Salgından korunmak için evde kal çağrısı doğrudur, ancak yetersizdir. Covid-19’a karşı mücadele kapsamında işçilerin korunması ve salgının yayılma hızının önlenmesi için zorunlu ve acil mal ve hizmet üretimi hariç olmak üzere, en az 15 gün süreyle, bütün işlerin durdurulması artık bir zorunluluktur. Ayrıca Anayasal sosyal devlet ilkesi gereği, ihtiyaç sahiplerinin talepleri karşılanmalıdır. Ancak ne yazık ki iktidarın hamaset dolu söylemler dışında halka vereceği bir şeyinin olmadığı yardım için verdiği İban numarasından bellidir. İktidar bir kez daha yaptığı israfın bedelini emekçi halka fatura etmektedir.

Değerli Arkadaşlar,

İmkânı olanların evlerine kapandığı bu günlerde yaşamak için çalışma zorunda olan emekçiler var. Tıpkı bizler, yani belediye emekçileri gibi.

Bizler, kent yaşamının devamını sağlamak, sağlıklı ve temiz bir çevre, aksamayan hizmetler için gecesini gündüzüne katan, yağmur çamur sıcak soğuk demeden çalışan emekçileriz.

Bizler, böyle zorlu bir dönemde halkımızın sağlığını korumak, sağlıklı bir çevrede yaşamalarını sağlamak için;  su hizmetlerinden, ulaşıma, parklardan kanalizasyona, temizlikten yol bakıma ve cenaze hizmetlerine kadar hayatın her alanında İzmir halkına hizmet vermek için var gücümüzle büyük bir özveriyle çalışıyoruz. Belediye emekçileri, bu zorlu sürecin görünmeyen, adı anılmayan kahramanlarıdır. Bizler böyle zorlu bir dönemde verdiğimiz hizmetin önemini de, yaptığımız için hayatiyetini bilip yaptığımız işlerle de gurur duyuyoruz.

Değerli Arkadaşlar,

Böyle dönemler yöneticilerimizin yönetme becerisini gösterdiği gibi emeğe ve emekçiye verdiği değeri de gösteriri. Yaşanan sürecin ciddiyetini gören İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer, belediyenin tüm birimlerine gönderdiği genelge ile birimlerin işlerini aksatmayacak şekilde, asgari personel bulundurulması şartıyla uzaktan ve dönüşümlü çalışmasına ilişkin bir genelge yayınlamıştır.  Ayrıca Sayın Soyer 30 ilçe belediye başkanıyla internet üzerinden yaptığı toplantıda da en kritik iki haftaya girdiğimizi söyleyerek valilikten iki hafta süreyle sokağa çıkma yasağı ilan edilmesini talep etmiştir. Çünkü sürecin boyutunu ve tehlikesini bilmekte, geleceği görmektedir.

Değerli Arkadaşlar,

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer hem işyerlerimiz açısından hem de İzmir’imiz açısından durumun ciddiyetinin farkındadır. Ancak ne yazık ki İZSU Genel Müdürlüğü’nün bazı Genel Müdür yardımcıları,  daire başkanları başta olmak üzere bazı belediye şirketlerinin yöneticileri durumun ciddiyetinin farkında değildir. Bir yandan sorumlulukları gereği, belediye emekçilerine yeteri sayıda koruyucu maske ve eldiven temin etmedikleri gibi, önlem olarak uzaktan çalışma ve dönüşümlü çalışmaya ilişkin Başkanlık genelgesini de uygulamamaktadırlar. Ne yazık ki tedbirsizliklerinin sonucu işyerlerinde yaşanacak olası salgının yasal sorumlusu olacaklarının bile farkında değiller.

Değerli arkadaşlar,

İktidarın hukuka aykırı bir şekilde muhalif belediyelerin yardım kampanyalarını bile yasakladığı bir dönemde, işçilere yeterli sayıda koruyucu maske ve eldiven vermeden genelgeyi uygulamayan, sanki salgın yokmuşçasına işçileri bir arada tutan genel müdür yardımcıları daire başkanları ne yapmak istemektedir?  Belediye başkanımızın sokağa çıkma yasağı talep ettiği salgının kritik bir evreye geçtiği bu dönemde yaptıkları sorumsuzluğun farkında mıdırlar?

Buradan uyarıyoruz. Eğer siz sorumluluklarınızı yerine getirmezseniz, biz çalışma arkadaşlarımıza, İzmir halkına ve ailemize karşı sorumluluğumuzun gereğini yerine getirip iş bırakırız. Dayanak mı soruyorsunuz?  Dayanağımız vicdanımız ve Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün çıkardığı şu an yürürlükte olan 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunudur. Saygılarımızla