Koronavirüsün dünyadaki diğer ülkelerde yayılma hızına dikkat çeken Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, önceki gün yaptığı ‘kontrollü karantina’ çağrısını yineledi. Başkan Soyer, “Bir gün, bir saat daha gecikmeden İzmir’de kontrollü karantina uygulamasına geçilmesi gerekiyor” dedi.

ÜNİVERSİTE TALEPLERİ KARŞILAMAKTA YETERSİZ KALDIĞINI AÇIKLADI!
Sağlık çalışanlarının konaklaması için otel ve yurt kiralanması hamlesini yapılması fakat Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’nün ‘talebimiz yok’ şeklinde reddetmesiyle ilgili de konuşan Soyer, “Sahada, ateş altında olan sağlıkçılar. En çok tehdide maruz kalanlar da onlar. Biz de bu çalışanlarımızın huzurunu, güvenliğini, mutluluğunu sağlamalıyız. Gayret etmeye başladık. İlk önce toplu taşımadan ücretsiz yararlanmalarını sağladık. Sonrasında malzeme tedarikine başladık sonrasında onların evlerine gitmeden doğrudan doğruya hastaneye erişecekleri mekanlar kiralama yoluna gittik. Kent merkezinde otel, yurt kiralayıp onların hizmetine sunduk. Üniversitemizin rektörü ihtiyaç duymadığını söyledi. Bizim bu girişimimizi karşılıksız bıraktı. Fakat dün talepleri karşılamakta yetersiz kaldıklarını ifade eden açıklaması oldu. Bu konu ne yazık ki siyaset malzemesi olarak görülebiliyor. Geçmişte yaşanan kutuplaşmaların, siyasi ayrışmaların devam etmesi için bir araç olarak kullanılıyor. Bu çok üzücü… Salgın siyasi bir ayrışma tanımıyor, kimlik farklılığı tanımıyor. Hepimiz salgın karşısında eşitiz. Anlamalıyız ki birbirimizle dayanışma içine girmeden tahribatı azaltamayacağız” açıklamasını yaptı.

DAYANIŞMA VE KOMŞULUK KÜLTÜRÜ İLE EL ELE VERMEMİZ GEREKİYOR
Bu salgınla mücadelede dünya üzerinde iki yöntem olduğunu söyleyen Soyer, “Bir tarafta çok sert, çok radikal girişimler var. Bir de İngiltere, Kanada gibi dayanışmayı ön plana çıkaran ülkeler var. Komşuluğu keşfetti bu ülkeler. Biz Türkiye olarak olağanüstü bir mahalle, dayanışma, komşuluk kültürü olan bir ülkeyiz. Bizim tüm siyasi ayrışmaları bir kenara bırakıp, el ele vermemiz gerekiyor. Bu köklü kültürümüz üzerinden dayanışmacı bir gelenek inşa etmeliyiz. 22 Mart günü dayanışma çağrımız ile arkasından yapılan dayanışma kampanyası gerçekten bu toplumun geleceğe taşıyacağı en kıymetli hatırlardan biri olacak. Bu salgın bittiğinde geriye dayanışmanın gururu kalacak. Çünkü ekonomik kriz dalgası üzerimize gelecek. Kriz derinleşiyor. İnsanlar işlerini kaybediyor. Şu an bunları konuşmuyoruz belki ama bunlar yarın çok daha fazla olarak karşımıza çıkacak. Bu dayanışma kültürünü güçlendirmemiz lazım” dedi.

BAKANLIK DİLİYORUM Kİ İRADE KOYAR
Ticari gemilerin Çeşme Limanı’na gelip gittiğini ifade eden Soyer, “Maalesef devam ediyor. Ulaştırma Bakanlığımız diliyorum ki bir irade oraya koyar ve bu çalışmayı durdurur. Hala çalışıyor olması kabul edilebilir ve anlaşılır bir şey değil” diye konuştu.

İzmir’deki esnafın durumuna değinen Soyer verdiği kısa bir örnekler tabloyu özetledi. Soyer, “Günde 100 gevrek satarak hayatını geçindiren arkadaşlarımız şu an satamıyor ve tezgahlarını işletmiyorlar. Büyük bir ekonomik kriz var” dedi.