Bergama Belediyesi tarafından işten çıkarılan ve belediye binası önünde eylem yapan DİSK üyeleri için karar çıkartan Bergama Kaymakamlığı ilçe genelinde “1 hafta süreyle” eylem yasağı kararı aldı.

Karara CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ile CHP İzmir Milletvekilleri Murat Bakan ve Mahir Polat tepki gösterdi.

CHP İzmir İl Başkanı Yücel, sosyal medyadan şu açıklamada bulundu;

OHAL devam ediyor! Cumhurbaşkanı bir kaç saatliğine Bergama’ya gelecek diye, Bergama belediyesinden partizanca ve haksız bir şekilde işten atılan işçilerin eylemi, Kaymakamlık kararıyla tam 1 hafta yasaklandı.

Bu bir Anayasal hak ihlalidir. 3 işçi kardeşimizin, işlerine geri dönmek için yaptığı demokratik eylemden kim korktu? Yaptığınız haksızlığın ayıbından utanmadığınız gibi, bir de üstüne zorbalık yapıyorsunuz. İşçi kardeşlerimiz yalnız değildir.

Haklarının korunması ve işlerine iade edilmeleri için gerekli hukuki mücadele verilecektir. OHAL kanunlarıyla, OHAL yetkileriyle ülkeyi yönetmeye çalışanlar da şunu bilsinler ki, Bu saltanatları yıkılacak, demokrasi gelecek memleketin her köşesine!

CHP İzmir Milletvekili Bakan ise yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı;

İlçe Emniyet Müdürlüğü bir yazı yazarak belediye önünde direnen işçilerin alandan uzaklaştırılacağını belirtiyor. Bunu da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilçeye gelişiyle gerekçelendirmişler. Modern bir ülkede Cumhurbaşkanı hak arayanlarla yüz yüze gelir, onlarla konuşur ve sorunun çözümü için hareket ederdi,” dedi. Kaymakamlığın AKP teşkilatının dediklerini yaptığını belirten Bakan, “Belli ki ilçedeki bir kriz Cumhurbaşkanına taşınmasın ve bir 'dert' olsun istenmiyor. Burada talebin kimden gittiği de önemli. Belediye ve AKP teşkilatları ilçe emniyet müdürlüğüne yasalarda olmayan bir şeyi yaptırmaya çalışıyor. Kaymakamlık da açıklamasında 5442 sayılı il idaresi kanununa atıf yapmak zorunda kalmış. Halbuki bu hak arama talebinde hiçbir şiddet unsuru yok.

Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanı olduğu dönemde, belediyelerde solculara, ilericilere, devrimcilere ve Atatürkçülere mobbing uygulanmıştı. Yüzlerce personel sırf kendi rızalarıyla işi bıraksınlar diye aylarca ellerine metre verilip yollara çıkarılmış, teknik kadrolara dahi görev alanlarında olmayan işler yaptırmışlardı. Masalarına dosyalar yığdılar, çalışanları belediyenin en zor birimlerine atadılar ve insanları canlarından bezdirdiler. Aradan 40 yıl geçti, anlayışları hiç değişmedi. Bergama Belediyesi çalışanlarına halen mobbing uygulanıyor, hak arayanlara ise kolluk kuvveti reva görülüyor.”

İktidarın işçilerden korktuğunu belirten Polat ise şu açıklamayı yaptı;

 “AKP iktidarı kolluk kuvvetleri ve kendine bağladığı kurumlar ile işçi düşmanlığına devam ediyor.Halk belediyeden hizmet beklerken, belediye kendi içinde siyasi kadrolaşmaya gitmekte ve kendi siyasi görüşünden olmayanı dışlamaktır. Yerel yönetimlerin en önemli organı olan belediyelerin işi;  işçi kıyımları, mobbing, ayrıştırıcı ve nefret söylemleri ile işçileri işten çıkarmak değil;  sosyal politikalar geliştirmek, sosyal hizmet ve istihdamı ön planda tutarak vatandaşa doğru ve dürüst bir şekilde hizmet etmek olmalıdır. ‘Türkiye büyüyor’ diyorlar ancak büyüyen tek şey işsizlik ve yoksulluk. Halkımız çaresizlikten yaşamlarına son veriyor. Sarayda şatafat ve lüks içinde yaşayanlar,halkın gerçek sorunlarından koptu. AKP Genel Başkanı Erdoğan, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu İzmir’e davet ediyor ama ‘işimi istiyorum’ diyen 3 işçiden korkuyor. Bir günlük ziyaret için,işi ve emeği için direnen işçilerin eylemini 1 hafta yasaklıyorlar. Sanıyorlar ki yasaklayınca vazgeçecekler, sanıyorlar ki baskıya boyun eğecekler.İşçiler kazanacak ve saraylar saltanatlar çökecek! İşçilerimizin haklı mücadelesinde, bir milletvekili olarak yanlarındayım.Adnan Yücel’in şiirinde yazdığı gibi;

Saraylar saltanatlar çöker

kan susar bir gün

zulüm biter.

bugünlerden geriye,

bir yarına gidenler kalır

bir de yarınlar için direnenler."