CHP Milletvekili Bakan: Genel başkanın kimseye diyet borcu yok!
CHP Milletvekili Bakan: Genel başkanın kimseye diyet borcu yok!
CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan kongre takviminin netleşmesine kısa süre kala çarpıcı açıklamalarda bulundu.  Yeni dönemde oluşacak il yönetimi ve başkanın ‘kucaklayıcı, uzlaşmacı, geniş kitlelere hitap eden’ yapıda olması gerektiğini söyledi. Bakan, “ Genel başkanın kimseye diyet borcu yok. İmza sürecinde en yakın çalışanlardanım. Bana da yok. Şahsen, ‘imza sürecinde destek verdik, bizi unutmayın’ söylemini doğru bulmuyorum” dedi.
23 Eylül 2019 Pazartesi  15:26

EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Av. Murat Bakan ülke ve İzmir gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. SONSÖZ TV’de yayınlanan “Güne Bakış” programına katılan Bakan, Gazeteci Fatih Yapar ve Aslı Eren’in sorularını yanıtladı. Bakan, yaklaşan il kongresi süreci, takvim ve kurultaya yönelik görüşlerini ifade ederken İzmir’deki yapılanmaya dair tarifte bulunarak çerçeve çizdi.

Milletvekili Bakan, “Genel başkanımızın bir yaklaşımı var. Ben genel başkanımızla yakın çalışan bir milletvekiliyim. Genel başkanımız göreve geldikten sonra tüm tüzük çalışmalarında yer aldım. Genel başkanımızın parti seçimlerine bakışı ‘parti içinde bir kavga dövüş olmaması’ ilkesidir. Bu mesaj ile sürece bakmak lazım. Şu anda genel başkanımızın parti içinde tartışılmaz durumunu merkeze alarak bu mesajı birilerinin yanlış yorumlamaması lazım. Birilerinin oradan bir siyasal güç devşirmeye çalışması doğru değil. Birilerinin ‘genel başkan beni işaret etse de ben il başkanı olsam’ mantığını doğru bulmuyorum” diye konuştu.

GENEL BAŞKANLA GÖRÜŞTÜM!
Milletvekili Bakan, “İzmir’in bir uzlaşıya ihtiyacı var” derken olabilecek uzlaşıyı da tarif etti. Bakan, “İzmir’deki uzlaşı, tüm siyaset yapanların, her kesimin gönül bağıyla, sevgiyle gerçekten arkasında olacağı aday çıkarsa olur. Tek aday da olabilir. Bu kadar sevilen istenilen insan olur ki adı ‘uzlaşı adayı’ olur. Ama ‘uzlaşı’ diyerek birkaç kişinin dayattığı insan uzlaşı adayı olamaz. Üzerinde uzlaşmak, kucaklayıcı olmak lazım. Biz sayın genel başkanımızın mesajını bu şekilde alıyoruz. Kendisiyle de bu konuda görüştüm.  Kafasında bir isim de yok. Görüşmenin detaylarını açıklamam doğru olmaz ama ‘şu olsun, bu olsun’ demiyor.  Genel başkanımızın bakışı kavgasız, gürültüsüz bir süreç ile CHP’nin iktidara yürüyüşüne destek olacak il kongresinin yapılmasıdır. Parti içi iktidar mücadelesini istemiyor. Biz de bunu sağlayacağız. A kişisi, B kişisi üzerinden yorum yapmak doğru değil” ifadelerini kullandı.

DAHA İYİYE ULAŞMALIYIZ
Bakan, mevcut il yönetimi ve il başkanının yeni dönemde “uzlaşılacak yapı” olup olamayacağını da yorumlarken CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı, “İl Başkanını iktidar partisinin kente saldırıları ve yanıt verme konusunda biraz yetersiz buluyorum” sözlerini de değerlendirdi. Bakan, “ İl başkanı elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor. Kongre süreci uzun ve önemli bir süreç. Daha kapsayıcı, kucaklayıcı adaylar çıkabilir, çıkmayabilir. Bunu yakın takip etmek lazım. Önce ilçeler ve delege seçimleri var. Ben siyasi yaşamımda partinin bir görevlisi için ‘başarısız, yetersiz’ değerlendirmesinde bulunmam. Ama daha başarılısı, daha gayretlisi olabilir. Bu bir bayrak yarışıdır” dedi.

Konuşmasına, “Biz bir çerçeve çizebiliriz. Murat Bakan nasıl bir il başkanı hayal ediyor?” sözleriyle devam eden Milletvekili Bakan, “Bizim son zamanlardaki başarılarımıza baktığınızda sokaktaki insanla iletişimin yoğun olduğu eylemleri görürsünüz. Adalet Yürüyüşü buna örnektir. Seçim sürecinde mecliste çalışmasını bırakıp sokak sokak gezen milletvekillerimiz var. Yangınlarda, taş ocaklarında, alanda çalışan örgüt yapısına ihtiyacımız var. Bu işi yapmak hedefine giden otobüste iyi yapanlar yoluna devam eder, kötüler iner, iyiler biner. Hep iyiler kalır. İyi yönetimde ‘daha iyisi’ olur.  Örgütte yenilenme olması gerekir.” diye konuştu.

KONUNUN MUHATABI BEN DEĞİLİM
Bakan, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile İl Başkanı Deniz Yücel’in bir araya gelmemesi, Soyer’in il danışma kuruluna ve parti etkinliklerine katılmaması gibi konuları da yorumladı. Bakan, “Bu sorunun muhatabı il başkanı ve Tunç başkandır. Ben değilim. Danışma kurulunda yaptığım bir konuşma vardı. Basına kapalıydı. Ben genel bir hat, çerçeve çiziyorum. Kişisellikten uzak değerlendirme yapıyorum” dedi. Bakan, “Bizim CHP’ye iyi insan kaynağı getirmemiz lazım. Türkiye’de üreten biziz. Düşünen, yaratan, sanatçısı, edebiyatçısını parti içine çekmemiz gerekiyor. Bizim bir saha grubumuz vardı. Yüzlerce kadın destekçimiz var. Bu kadınların yüzde 80’i CHP üyesi değil. Bunları parti içine katmamız gerekiyor. Bir siyasal hedeften bahsediyorum. A kişisi olsun, B kişisi olsun meselesinden uzakta değerlendiriyorum.  İl kongresini parti içindeki iktidar mücadelesinin aracı yapmayacağız. Biz, CHP’yi iktidar yapmayı hedefliyoruz” dedi.

PARTİ İÇİNDE İKTİDAR OLMAK İÇİN UĞRAŞANLAR VAR
Milletvekili Bakan,  CHP eski İl Başkanı ve Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin’in, “İzmir’de iyi bir başarı var. Bu, hepimizin başarısıdır. Genel başkanımızı, il başkanımızı herkesi tebrik ederim. Bugün bir başarı varsa imza vermeyen kurultay delegelerinin unutulmaması lazım. Elimizi vicdanımıza koymamız lazım. O değişim olsaydı bugün Türkiye’de bu tablo olur muydu? O dönemin il başkanına, kurultay delegelerine sahip çıkması lazım” sözlerini yorumladı. Bakan, “Bu değerlendirmeyi kesinlikle doğru bulmuyorum. Ali Engin sevdiğim bir arkadaşımdır. Narlıdere’de belediye başkanımızdır.  O il başkanıyken ben İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde grup başkanvekiliydim. Beraber de çalıştık. Genel başkanın kimseye diyet borcu yoktur. Doğru karar verdiği için, genel başkanın yanında durduğu için kimsenin böyle bir talebi olmamalıdır. Ben dahil. Ben o imzaların toplanıp verildiği gün imzaları toplayan üç kişiden birisiyim. Bülent Tezcan, Muharrem Erkek ve ben vardım. Hem öncesinde hem de sonrasında dimdik durduk.  Genel başkanın da mesajına ters bir durumdur. CHP içinde iktidar hedefini bitirin diyor. Genel iktidar hedefimiz var. Bu işi en doğru yapacak kişileri bulacağız. Ayrıştıran, kişiselleştiren yapıyı doğru bulmuyorum. Bunun adı parti içinde ekipleşmedir. Ben de ekip siyasetine inanan birisiyim. Ama parti içinde iktidara ulaşmak için oluşan ekiplere değil, partiyi iktidara taşımak için çalışan ekiplere inanıyorum.  Parti içinde iktidar için uğraşanlar var. Mesela ‘şu belediye başkanı bana yakın, il kongresinde bana imza verdi, destek oldu. Onu da seçtireyim’ gibi… Liyakata göre değil de başka bir anlayışla hareket edenler için söylüyorum” diye konuştu.

BAKAN PAKDEMİRLİ’YE ELEŞTİRİ
İzmir’de yaz aylarında meydana gelen orman yangınları ile ilgili konuşan Milletvekili Bakan, “İzmir orman yangını beklentimizin çok ötesinde bir alanda etkili oldu. Yangın süresince bölgeden hiç ayrılmadan tüm köyleri gezdik. Yangının söndürülmesi sırasındaki tüm yanlışlıklara tanık olduk. Belki yangın çok daha kısa sürede söndürülebilirdi. Çok büyük bir alan yandı, Türkiye’nin çeşitli alanlarından gelen orman işçilerinin bir koordinasyonu yoktu, gelen arazözlerde su yok, iş makinelerinde yakıt yoktu. Yakıt almak için kilometrelerce uzağa gitmesi gerekiyordu araçların çünkü bakanlık oradaki bir istasyonla anlaşmış. Talimat almadan su sıkmayın emrinden dolayı önlerindeki ateşe su sıkamadı o araçlar. Biz orada uçak göremedik, helikopterlerin daha noktasal atış yaptığını söylediler ancak yangından sonra Rusya’ya gidip yangın söndürme uçağı baktılar. THK’daki uçakların motoru yok dediler ama o uçaklar geçen hafta festivalde şov yaptı. O uçakların sadece bir tanesi bir köyün zeytin ağaçlarını kurtarabilirdi. Bu işi siyasi bir noktaya taşıdılar. Orman yangını ne CHP’nin ne AK Parti’nin değil, Türkiye’nin sorunudur” dedi.

BÜYÜKŞEHİR MECLİSİNDE O SİYASİ KARAR VERİLSEYDİ…
Orman yangınından sorumlu olduğu öne sürülen PKK’nın İzmir Büyükşehir Meclisi’nde kınanmasına yönelik önergenin reddedildiği ile ilgili tartışmalarla ilgili de konuşan Bakan, “CHP’nin PKK’yı kınamadığı gibi bir söylem komiktir. Bu söylem FETÖ’nün kumpasına benziyor. Daha önce de Atatürkçü subayları cezaevine atarken ‘ordu bağırsaklarını temizliyor, darbe yapacaktı’ dediler. Çıkıp da, ‘Tunç Soyer PKK’yı kınamıyor’ demek abesle iştigal. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki arkadaşlar yanlış yapıyorlar. Dilek ve temennilerde söz alarak istediğinizi söyleyebilirsiniz ancak dilek ve temennilerde önerge veremezsiniz. Ayrıca böyle bir önergenin oylanarak meclisten siyasi bir karar çıkarılması gerekiyor ancak belediye meclisleri siyasi karar veremez. Gereken siyasi kararı biz zaten TBMM’de verdik. Bu algı operasyonu çok yanlış bir iş. Tunç Soyer’in geride bıraktığı sürede kamucu ve halkçı bir başkan olduğunu görüyoruz. Pagos pazarı, baykuş seferleri, elektrik fabrikasının satın alınması ve su fiyatları düzenlemesi gibi önemli işler yaptı. Vizyoner ve tam özlediğimiz gibi bir belediye başkanı, onu yarattığı değer üzerinden görmek gerekirken, onu başka bir alana sürüklemek yanlıştır. Bakın o siyasi kararın alınması durumunda, içişleri bakanı bu siyasi kararı bahane göstererek hukuksuz bir şekilde meclisi lağvedebilirdi. Bunun için orada yapılan doğru bir karardı. Terörist başının kardeşini TRT’ye çıkaracak, terörist başının mektubunu okutacak ondan sonra İzmir Büyükşehir Meclisi’nde böyle bir algı operasyonu yapacaksınız. Bu Tunç Başkan’ın başarılı gidişine bir operasyondur. Seçim sürecinde künyesiz bir gazete ile başlayan, FETÖ kumpasına başlayan bir süreç yaşanıyor” diye konuştu.

TUNÇ SOYER’İN DANS ETMESİNDEN NORMAL BİR ŞEY YOK
Tunç Soyer’in 9 Eylül Resepsiyonu’nda dans etmesinin eleştirilmesi ile ilgili konuşan Bakan, “Tunç Soyer’in İzmir’in kurtuluş gününde dans etmesinden normal bir şey yok. Biz cenazede yas tutar ağlarız, bayram ve kutlamada dans eder, eğleniriz. Bize ağır abi lazım değil, arabasının arkasında bisiklet olan, işe bisikletiyle giden, dans eden başkan lazım. Tabi onlar çok sayıda makam arabası ve koruma ile bir yerden bir yere gittiği için böyle bir şeyi yadırgıyorlar” diye konuştu.

AK PARTİ’YE İLETTİĞİMİZ SORUNLARLA İLGİLİ SONUÇ ELDE EDEMEDİK
İzmir’de CHP’li belediye başkanları ve milletvekillerinin sorunlarını AK Partili yetkililere iletmediği ve bir çözüm talep etmediği iddialarıyla ilgili konuşan Bakan, “Tunç Soyer İzmir’in sorunlarını bizzat Cumhurbaşkanı ile paylaştı, onların reisi ile paylaştı daha muktedir kim var onlar için. Biz bir süre önce Adnan Menderes Havalimanı ile ilgili Binali Yıldırım’a gittik, yanımızda Kerem Ali Sürekli ve Hamza Dağ da vardı, sorunları ve önerileri ilettik ancak hiçbir sonuç elde edemedik” ifadelerini kullandı.

HUKUKTA ESKİDEN HAKİMLERİN İÇTİHATLARI TARTIŞILIRDI ŞİMDİ HANGİ HAKİMİN HANGİ TARİKATTAN OLDUĞUNA BAKILIYOR!
Ülkemizdeki hukuk uygulamaları ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Bakan, “Türkiye tefeci faiziyle borçlanıyor. Normal faiz üzerine bir de risk faizi koyuluyor. Bizim ülkemizde çok verimli kaynaklarımız var ancak neyimiz eksik, hukuk ve demokrasi eksik. Türkiye’de ekonominin iyiye gitmesi için hukukun işler hale getirilmesi gerekiyor. Bu yargı reformu ile olacak bir şey değil. Basın suçları ile ilgili, eleştiri niteliğinde olanlar ceza almayacak diye bir şey var. Ancak zaten anayasal olarak eleştiriyi cezalandıramazsın ki. Bu ne demek; eleştirenler cezalandırılıyor demek. Yani reisin iki dudağı arasındaki sistemden yargının tamamen bağımsız olduğu sisteme gelmemiz gerek. AK Parti’nin il ve ilçe başkanlarını hakim olarak atarsan bu iş böyle olmaz. Bakın FETÖ gitti, farklı tarikatlar geldi. Nakşibendiler yargıda örgütlenmiş mesela. Biz eskiden içtihat tartışırdık, şimdi hangi yargıç menzilci hangi yargıç hangi tarikattan bunu konuşuyoruz. Hukuk fakültelerinde, iyi kanun kötü uygulayıcının elinde kötü kanun, kötü kanun iyi uygulayıcıların elinde iyi kanun olur derler. Yani önemli olan uygulayıcıdır, kanun değil” dedi.



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/haber/chp-milletvekili-bakan-genel-baskanin-kimseye-diyet-borcu-yok/1018891