AB den Türkiye ye yaptırım kararı: Dışişleri nden tepki!
AB'den Türkiye'ye yaptırım kararı: Dışişleri'nden tepki!
Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye’ye, Kıbrıs açıklarındaki doğalgaz ve petrol arama faaliyetleri dolayısıyla uygulayacağı yaptırımları, birkaç saatlik ertelemeden sonra açıkladı. Yaptırımlar, dört başlık altında toplanıyor. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "AB'nin aldığı kararlar, ülkemizin Doğu Akdeniz'de hidrokarbon faaliyetlerini sürdürme kararlılığını hiçbir şekilde etkilemeyecek" dendi.
16 Temmuz 2019 Salı  08:16

AB’nin, ‘uluslararası hukuka aykırı’bulduğu Kıbrıs açıklarındaki doğalgaz arama faaliyetleri gerekçesiyle Türkiye’ye uygulayacağı yaptırımlar, pazartesi günü Brüksel’deki Dış İlişkiler Konseyi’nde üye ülkelerin uzlaşmasıyla karara bağlandı.Üye ülkelerin mutabık kaldıkları kararda, ‘Türkiye’nin yapılan çağrılara rağmen faaliyetlerine son vermemesinden ötürü üzüntü duyulduğu’ da kaydedildi. 

Dört başlıkta AB’nin ‘sondaj’ yaptırımları

AB Dış İlişkiler Konseyi’nde alınan yaptırım kararlarının toplandığı başlıklar ise şöyle:

-Türkiye’nin AB’den 2020’de alması öngörülen katılım öncesi mali yardımlarda kesintiye gidilecek, bu kapsamda AB tarafından Türkiye’ye üyelik öncesi aktarılan destek fonlarında 146 milyon avro kesinti yapılacak,

-Ortaklık konseyi gibi ekonomik ve ticari ilişkilere ilişkin kurumsal ve üst düzey siyasi diyalog askıya alınacak,

-Havacılık Anlaşması müzakereleri askıya alınacak,

-Avrupa Yatırım Bankası’ndan Türkiye’ye verilecek kredi desteği gözden geçirilecek.

Kararda ayrıca, Türkiye’nin, yürütülen sondaj faaliyetleri ile AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını ihlal etmeye devam etmesi halinde ilave yaptırımlar öngörülebileceği de yer alıyor. Kararda, sondaj faaliyetlerine iştirak eden şirketler ve gerçek şahısların da yaptırım kapsamına alınabileceği uyarısı yapılıyor.

AB son yıllarda, hukuk devleti ve demokrasi alanındaki gerileme nedeniyle Türkiye’ye verilen katılım öncesi mali yardımlarda kesintiye gitmişti. Türkiye-AB siyasi gerilimi, Türkiye’nin Avrupa Yatırım Bankası kredi taleplerinin bir bölümü geri çevrilmesine yol açmış, iki taraf arasındaki siyasi diyalog da büyük ölçüde sekteye uğramıştı. 

AB’nin yaptırım açıklamasında, ‘Türkiye’nin Kıbrıs açıklarında sondaj çalışmalarını sürdürmesinden dolayı durumun yakından takip edildiği ve gerektiğinde yeniden konunun gündeme getirileceği’ ifadesine de yer verildi.  

DIŞİŞLERİ'NDEN TEPKİ
Dışişleri Bakanlığı, AB Dış İlişkiler Konseyi'nin aldığı kararların Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon faaliyetlerini sürdürme yönündeki kararlılığını hiçbir şekilde etkilemeyeceğini bildirdi. 

Bakanlık, AB üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarının katılımıyla dün Brüksel'de yapılan Dış İlişkiler Konseyi Toplantısında alınan kararlara ilişkin yazılı açıklama yaptı. 

Açıklamada, "AB Dış İlişkiler Konseyinin dün yaptığı toplantıda aldığı kararlar, ülkemizin Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon faaliyetlerini sürdürme yönündeki kararlılığını hiçbir şekilde etkilemeyecektir. Bu kararlarda, Kıbrıs Adası'nın doğal kaynakları üzerinde eşit haklara sahip Kıbrıs Türklerinden hiç bahsedilmemesi ve Kıbrıs Türkleri yokmuş gibi hareket edilmesi, AB'nin Kıbrıs konusunda ne kadar ön yargılı ve taraflı olduğunu göstermektedir" ifadeleri kullanıldı.

"Bu kararların, Rum/Yunan ikilisinin, AB üyeliklerini kendi maksimalist pozisyonları doğrultusunda nasıl suistimal ettiklerinin ve diğer AB ülkelerinin de buna nasıl alet olduklarının en son örneği olduğu" vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Geçmişte de defaaten vurguladığımız üzere, Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon faaliyetlerimizin, kendi kıta sahanlığımızdaki haklarımızın korunması ve Ada'nın ortak sahibi olan Kıbrıs Türklerinin, Ada'nın hidrokarbon kaynakları üzerindeki eşit haklarının korunması olmak üzere iki boyutu vardır. İlk boyutta, Türkiye'nin Kıbrıs meselesi çözülmeden GKRY ile deniz yetki alanlarını sınırlandırmak için görüşmelere başlaması söz konusu değildir. Zira Kıbrıs Cumhuriyeti, 1963'ten beri Kıbrıs Türklerini temsil etmediği için, bizim ve Kıbrıs Türklerinin gözünde gerçek bir devlet değildir."

Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların siyasi eşitliği üzerine kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin, 1963'te sona erdiği hatırlatılan açıklamada, "Kıbrıs meselesinin bugüne kadar çözümsüz kalmasının sebebi de Kıbrıslı Rumların 1963'ten bu yana Kıbrıs Türklerinin siyasi eşitliğini kabul etmemesidir" ifadesi kullanıldı.

Kıbrıs Rum Yönetimi'nin muhatabının Türkiye değil, KKTC olduğunun altı çizilen açıklamada, "AB'nin bu gerçekleri kabul etmeden, Kıbrıs Türklerini azınlık olarak değil, Kıbrıs Adası'nın ortak sahibi olarak görmeden, Kıbrıs meselesini anlaması ve yapıcı bir katkıda bulunması mümkün değildir" ifadesine yer verildi.

"GERÇEKLİKTEN KOPUK VE YAPICI OLMAYAN BİR HAREKET TARZI"
Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:

"İkinci boyutta bir çözüm bulunması ise ancak Kıbrıs Türklerinin haklarının garanti altına alınması ile mümkün olabilir. Bu bağlamda, Kıbrıs Türklerinin, 13 Temmuz'da yaptığı ve ülkemizin de tam destek verdiği kapsamlı iş birliği önerisi çözüm için önemli bir fırsat teşkil etmektedir. AB'nin bu fırsatı değerlendirmek ve hidrokarbon kaynakları konusunda Ada'daki iki tarafı bir araya gelmeye teşvik etmek yerine, Türkiye aleyhinde kararlar almaya yönelmesi etkisiz, gerçeklikten kopuk ve yapıcı olmayan bir hareket tarzıdır."

Türkiye'nin, hem kendi haklarını, hem de Kıbrıslı Türklerin haklarını bundan önce olduğu gibi bundan sonra da kararlılıkla korumaya devam edeceğine işaret edilen açıklamada, Türkiye'nin bu yöndeki faaliyetlerini daha da artıracağı vurgulandı.

Açıklamada, "Bu hususta, Kıbrıs Türklerine verdiği sözleri 26 Nisan 2004'ten beri tutmayan AB’nin bize söyleyeceği bir sözü de yoktur. Bu kararların, 15 Temmuz hain darbe girişiminin üçüncü yıl dönümü gibi Türk halkı için çok önemli bir günde alınmış olması da manidardır." değerlendirmesinde bulunuldu. (AA, DW Türkçe, Euronews)



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/haber/ab-den-turkiye-ye-yaptirim-karari-disisleri-nden-tepki/1013850