Tam 15 yıl önce, neredeyse bugünlerdeydi…

2005’in 21 Ekim’iydi…

Gece yarısı fırladık yataklardan…

İzmir 6.0 büyüklüğünde depremle sarsılmıştı…

Aynen, dün öğleden sonra yaşadığımız gibi…

Merkez üssü Seferihisar açıklarıydı…

Bir vatandaş kalp krizinden öldü; okullar bir gün tatil edildi…

Ertesi gün unuttuk!

***

Sonraki beş yılı “sallan yuvarlan” şeklinde geçirdik…

İzmir’deki ufak-tefek sarsıntılara…

Kulak vereceğimiz yerde…

Başarılı(!) bi’şekilde kulağımızın üstüne yattık…

***

Türkiye’nin en çok tanınan İzmirli deprem uzmanı…

Prof. Dr. Ahmet Ercan…

Tam 10 yıl önce…

28 Nisan 2010’da gazetecilerin karşısına geçti ve şöyle dedi:

“İzmir’de büyük deprem çok yakın!”

Aman, n’oluyor demeye kalmadı…

Ünlü bilim adamı bu kadim kentin başına ne geleceğini…

Tak.. Tak… Tak… diye anlattı…

“Yakın bir tarihte İzmir’i büyük bir deprem bekliyor!” dedi…

Devam etti hoca:

“İzmir'de, 6.4'ün üzerinde son büyük deprem 1870 yılında meydana gelmiş… Aşağı yukarı 140 yılda bir yıkıcı depremlerin tekrarlandığını varsayarsak, bir sonraki depremin yakın bir tarihte yaşanacağı kanısına varıyoruz… Kenti boydan boya saran İzmir kırığının, bu şiddetteki depremi yaratabileceğini düşünüyorum…”

Prof. Dr. Ahmet Ercan’ın sözlerini…

Bırakın ertesi gününü…

Mürekkebi kurumadan unuttuk…

***

Ahmet Ercan Hoca’nın uyarısının üstünden altı yıl geçti…

Takvimler…

2016 yılının “1 Nisan”ını gösteriyordu…

Bu kez…

Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkan Sinancan Öziçer…

Kentin dikkatini çekti…

Dedi ki…

“Son 116 yılda İzmir, 6 büyüklüğünün üstünde dört deprem yaşadı… Bu kentin altı sürekli hareket halinde… Önümüzdeki yıllarda böyle bir depremin olmayacağının garantisi yok, muhakkak olacaktır…”

O, çok önemli…

“Muhakkak büyük deprem olacak İzmir’de…”

Sözünü bile…

Ertesi gün hatırlayan yoktu bu kadim kentte…

***

Ertesi yıl…

2017 yılının 12 Haziran’ı…

Deprem İzmir Karaburun açıklarından vurdu…

6.2 büyüklüğünde sallandık…

Yalnız İzmir değil; bütün Ege, o depremi hissetti…

Hatta…

İstanbul, Bursa, Yalova, Çanakkale ve Edirne’nin bile…

Ödü koptu…

Artçılar bile şiddetliydi, vatandaş evine giremedi…

O gün…

Prof. Dr. Ahmet Ercan, yine dikkatimizi çekti…

Vatandaşlara yazlıklarına gitmelerini…

Yazlığı olmayanları da çadırlarda kalmalarını tavsiye etti…

Ve, kıdemli Hoca…
İzmirliler’i bir kez daha uyardı ve…

(Bakın burası çok önemli)

6.7 veya 6.8 büyüklüğünde yeni deprem beklediğini söyledi…

Daha gün dolmadan…

Bu müthiş uyarıyı da unuttuk…

***

Yaklaşık 13 ay önceydi…

İstanbul, akşam saatlerinde 5.8 ile beşik gibi sallandı…

O deprem İzmir’de de hissedildi…

Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Alim Murathan…

İzmir’de 13 ayrı fay hattının olduğuna dikkat çekti…

Hemen tüm ilçelerin riskli olduğunu belirtti…

Bu uyarı…

En çabuk unuttuğumuz(!) uyarı olarak tarihe geçti…

***

Tam dokuz ay önceydi…

İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi…

Ürküten bir deprem raporu yayınladı…

O rapora göre…

Yedi 7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğinde…

(Dün yaşadığımız 6.6’ydı… Kimi kayıtlara göre 6.9)

İzmir’de en az 75 bin bina ağır hasar görecek…

Ve…

Bu kent en az 30 bin vatandaşını kaybedecekti…

Sıkıntı büyük…

Rakam çok korkunçtu…

Birkaç gün sözüm ona tartıştık…

Mesela…

İnşaat Mühendisleri Odası…

Her depremin arkasından yaptığımızı hatırlatarak…

Yüzümüzü kızarttı…

“Umarım tekrar yaşamayız…” temennilerinde bulunmak…

Bilimsel gerçekleri göz ardı etmektir…

Ve hepsinden önemlisi…

Deprem gerçeğini unutmak insan hayatını önemsememektir…

Oysa ki, asla geri döndüremeyeceğimiz bir şey varsa…

O da insan hayatıdır…

Sonra, bu raporu da rafa(!) koyduk…

***

Bitirelim…

Korku, içimizi eritirken…

Deprem riskini azaltmak…

Ancak ve ancak zarar azaltma çalışmaları ile mümkündür…

Dün akşamüstü…

İzmirliler olarak…

Ne yazık ki, sınıfta kaldık…

İnanılmaz bir trafik kaosunun yaşanmasına neden olduk!

Çok korktuğumuz için…

Otomobilimize atladığımız gibi…

Kentin caddelerine çıktık…

Yardım için enkaza gidenleri…

Ambulans ve arama kurtarma araçlarının…

Karınca hızıyla yol almalarına sebep olduk…

Peki…

Biz neden böyle olduk?

Nokta…

Sonsöz: Dün yaşadıklarımız, Devlet Baba’yı ve bu kenti yönetenlere, size, bize ve hepimize çok büyük bir uyarı… Geçmiş olsun…”