Ümit YALDIZ
Yerden göğe haklıymışsın Rıfat Abi!
18 Ağustos 2016 Perşembe

Ege’de Sonsöz’ün kuruluş sürecinin önemli tanıklarından biridir Devlet ve Sağlık Eski Bakanı Rıfat Serdaroğlu. İzmir siyasetinin emektarlarından Serdaroğlu, o tarihe kadar sosyal medya ortamından yayınladığı ‘ateşli’ yazılarını sitemizde yayınlama teklifimize ‘evet’ diyerek, yaklaşık beş yıl sürecek, ‘bize göre keyifli’ bir yolculuk için bizi onurlandırmıştı.
Tarih 25 Aralık 2009! Henüz 3-5 aylık bir haber portalıydık. İddialı haber, röportaj ve yazılarla fark edilmek istediğimiz bir dönemdi. Ve yazarımız Rıfat Serdaroğlu’nun yazı başlığı aynen şöyleydi.
İkimiz bir fidanın zehir saçan dalıyız: APO-FETO!
Son derece arabesk ve bir o kadar nostaljik çağrışım yapan bu başlığın altında beni 15 Temmuz’dan bu yana düşündüren çok önemli bir yazı gizliydi. Doğrusu o günlerde bu yazıyı Genel Yayın Yönetmeni olarak biraz ağır bulmuştum.
Çünkü o tarihte ‘kumpas davalarındaki rolünü hissetsek de medyamızın, siyaset sahnesindeki ağır abilerin Gülen’e bakışı belliydi. Manşetlere sığdırılamadığı günlerdi.
Dahası bırakın FETO falan demeyi, yazmayı ‘Fethullah’ diyeni bile ‘Hocaefendi’ diyeceksin diye azarlıyorlardı. Böylesine bir ortamda yazarımız Rıfat Serdaroğlu Hakkı Bulutvari bir yaklaşımla “APO-FETO” birleşmesini sağlıyor, ‘İkimiz bir fidanın zehir saçan dalıyız’ diyerek birçoğumuzun aylar, yıllar sonra göreceği net bir fotoğraf koyuyordu masanın üzerine.
Gülen’in Pensilvanya’dan avukatına vekalet vererek Ege’de Sonsöz’e açtığı ilk dava buydu. Kuruma ayrı yazarına ayrı dava…
Sen misin fark edilmek isteyen! Pensilvanya’dan fark edilmiştik. Korkmuştuk! Çünkü devletin (emniyeti, adliyesi ve de maliyesiyle bu adamın kontrolünde olduğunu biliyorduk)
Ama çiçeği burnunda bir haber portalı olarak taa Pensilvanya’dan fark edilmenin de bir ince keyfini sürüyorduk.
Serdaroğlu benzer yazılarına devam etti.
O yazdıkça FETÖ’nün başı dava açmayı sürdürdü. Tek fark bu kez bizzat değil adamları aracılığıyla açıyordu davalarını… Adamları dediysek adının başında ‘cumhuriyet savcısı’ yazan adamlarından söz ediyorum. Kah İstanbul’da kah İzmir’de kah Kocaeli’nde… ‘Hocaefendiye haraketten…’ basıyorlardı davayı…
Rıfat abi hissettirmese de 3-4 avukatın bu davalarla cebelleştiğini biliyorduk. Birkaçında kurumsal olarak bizler de karakola, mahkemeye çıktık.
Hükümetle girişilen hesaplaşma ve adliyede yapılan temizlik bizi ipin ucundan aldı.
Bakmayın siz ‘Ters bir operasyonla KHK’ya sokulup Ege’de Sonsöz hakkında kapatma kararı verildiğine…’ FETÖ’nün başının bizzat dava açtığı, adamlarının defalarca yargıladığı, örgütün (maliyesi, SGK’sıyla) her anlamda kara listesinde olan bir yayıncılık yaptı Ege’de Sonsöz!
Neyse ki yanlış hesap Bağdat’tan döndü ve devletimiz yanlıştan dönüş noktasında ilk adımlarını attı.

**
İşin adli boyutu ayrı…
Ama bugün olanlara bakınca FETÖ ile PKK arasındaki aleni dayanışmayı görmemek ve 7 yıl geriye gidip Rıfat Serdaroğlu’na ‘yerden göğe haklıymışsın abi’ dememek mümkün değil.
İyi ki sen o gün bu tespiti yapmışsın. Ki böylesine radikal ve net bir tespit Türkiye’de ilk Serdaroğlu tarafından yapılmıştır muhtemelen…
Askere-polise kumpas kurup yüzlerce hayatı karattılar ayrı… Kanlı bir darbe girişiminde bulunup bu milletin kahraman fertlerinin üzerinden tanklarla geçtiler o da ayrı.
TBMM’yi bombaladılar vs…
Ya son günlerde olanlara ne demeli?
Birden bire bomba yüklü kamyonlarla kentlere inip emniyet binalarını hedef alan PKK denilen alçak yapının yaptıklarına…
Ne yani iki kanlı eylem arasındaki bağı göremeyecek kadar kör müyüz?
Artan kanlı eylemlerin ‘Bir fidanın iki dalı kadar yakın’ örgütlerin ya da bir üst örgütün koordinasyonunda olduğunu fark etmeyecek kadar saf mıyız?
Ne yani şimdi biz hükümete dönüp,
“Kardeşim askeri, polisi açığa aldınız… Memurluktan attınız. Bakın PKK elini kolunu sallayarak kentlere iniyor” mu diyeceğiz?
Toplumu 15 Temmuz ihanetine karşı yumuşatmak mümkünse yayına çekmek midir niyetiniz?
Kimin ne dediğinin ya da demeye çalıştığının bir anlamı yok artık.
Çünkü biz kuklacıyı gördük kuklacıyı…
Kuklalarla işimiz olmaz!
Bir yandan Türkiye topraklarında oynanan ABD-Rusya maçını izlerken diğer yandan bu müsabakanın yeni bir soğuk savaş denemesi olduğunu anlayacak kadar basiret sahibiyiz. Tabi ki Kandil’deki hainleri kentlere indirenin Suriye topraklarında PKK’nın ikiz kardeşi PYD’yle omuz omuza savaşanlar olduğunu da biliyoruz.
O yüzden kimse martaval okumasın!
FETÖ ve APO’nun CIA fidanının zehir saçan dalları olduğu artık ayan beyan ortadır.
Türkiye’nin tüm gücüyle FETÖ’nün üzerine gittiği, devletin her anlamda bağırsaklarını, böbreğini, midesini ve de beynini temizlediği şu günlerde PKK ihanetinin kent merkezlerinde bu denli kanlı bir hal almasını kimse kusura bakmasın başka türlü yorumlamaz bu millet.

İşte Rıfat Serdaroğlu’nun 7 yıl öncesinden bugünü gösterdiği o yazısının tamamı:

İKİMİZ BİR FİDANIN ZEHİR SAÇAN DALIYIZ: APO- FETO

Terör Örgütü PKK’nın başı Öcalan, Avukatlarıyla yaptığı son görüşmesinde, gönderdiği mesajlarında yol haritasının ipuçlarını verdi. Hükümete verdiği yol haritasında, Kürt Açılımı için; “Yeni bir süreç başladı. Bu farklı bir dönemdir. Mustafa Kemal’in Cumhuriyeti kurması kadar önemlidir bu süreç. Demokratik bir toplum inşa edilecek bu dönemde, herkes, her şey tepeden tırnağa değişmek durumunda” dedi.

Öcalan’dan ilginç bir çıkış da Fethullah Gülen’e yönelik oldu; Ben Fethullah Hoca’yı takip ediyorum, okuyorum. Olumsuz değerlendirmiyorum. Kürdistan’da okulları cemaatleri var, örgütlüler. Demokratik temelde, karşılıklı yaklaşımlar olabilir. Devlet bir çözüm değildir, engeldir. Devlet çekilsin biz, hoca ile Kürt sorununu beraberce çözeriz”.

Avukatları aracılığı ile bu sözlerin söylendiğinden bu yana tam 12 gün geçti. Özellikle bekledim. İstemedikleri, beğenmedikleri bir beyanı anında televizyonlarında, gazetelerinde, dergilerinde yerden yere vuran, tekzip eden, dava açan tarikat mensuplarından hiç ses çıkmadı. Sukut İkrardan gelir, yani susmak kabullenmektir.

Bu ikili “Şeytan İttifakının” işaretleri uzun zamandan beri alınıyordu. Tarikat, Kuzey Irak’ta zaten okullar açmıştı. Bu sene Kürtçe Eğitim veren Üniversiteyi de açtılar. Apo’nun ve Barzani’nin iznini almadan, onların belirlediği eğitim politikasını uygulamadan o bölgede değil üniversite açmak, gazoz kapağını bile açamazsınız. Apo ve Kürdün kedisini bile, Türk’e vermem diyen Barzani herhalde Türkiye’nin Milli Politikalarını ve çıkarlarını korumak için can atıyorlardır! Ayrıca Güneydoğu Anadolu bölgemizde, AKP İktidar olduğundan bu yana tarikat okullarının sayısı en az üçe katlandı. Bölgedeki yöneticilerin çoğu cemaatle ilişkilidir. Hükümet, ilerde çok tehlikeli sonuçlar doğuracak bir kanunsuz uygulamayla bölgede, tarikatın Devletin yerine geçmesi için elinden geleni yapıyor. 

Şeytan İttifakının Müşterek Hedefleri;

 *Devleti Ele Geçirme: Hem PKK hem de TARİKAT Devleti ele geçirmek için, demokratik rejimin nimetlerinden istifade ederek uzun vadeli planlar yapmışlar ve kendi elemanlarını belli kurumlara yerleştirme çabası içinde olmuşlardır. Özellikle, Yargı Kurumları, Kamu Yöneticiliği, Emniyet Kadroları, Türk Silahlı Kuvvetleri öncelikli hedefleri olmuştur.

 *Ordu Düşmanlığı: Hem PKK hem de TARİKAT’IN bir numaralı hedefleri Ordumuzdur. Ordumuzu yıpratmak, zayıf düşürmek, itibarını zedelemek için ellerinden gelen tüm melaneti çekinmeden kullanırlar. Provokasyon, Karalama, Psikolojik Harp, Baskın, Tuzak, Mayınlama gibi her kalleşçe uygulamaya PKK başvurur. 

*Din Devleti: Hem PKK hem de TARİKAT Laik Cumhuriyetten ve Demokrasi’den nefret ederler. Tarikat İRAN İslam Cumhuriyeti gibi bir devleti, PKK ise Marksist-Leninist bir Din Devletini ister ve ulaşmak için her yolu denerler. İkisi de kadını köle olarak görürler. Onlar için kadın sadece doğuran ve çalışandır.  Onlar için kadının bırakın okumayı, meslek sahibi olmayı, düşünmesi dahi yasaktır.

 *Servetleri: Hem PKK, hem de TARİKAT çok büyük nakit zenginidirler. Tarikatın servetinin 25- 40 MİLYAR DOLAR serveti olduğu bilinmektedir. PKK’nın İsviçre Bankalarında, Avrupa’da kurulu derneklerin ve paravan şirketlerin Milyarlarca Dolar parası vardır. PKK bu paraları, Uyuşturucu kaçakçılığı, insan kaçakçılığı, organ kaçakçılığı gibi faaliyetlerden elde etmektedir. AKP’nin Paşası Apo, nam-ı diğer İmralı Prensi, her türlü konfora sahip koğuşunda oturmakta, örgütünü Avukatları aracılığıyla yönetmekte, hem askerimizin, polisimizin hem de güvenlik güçleri mensuplarımızın canlarını almakta ayrıca bu ülkenin gençlerini kandırarak ölüme göndermektedir. Bu kan emici; AKP’nin yanlış politikaları sonucu, Devletle pazarlık eder, TBMM’de grup kurar konuma gelmiştir.

Fethullah Gülen ise ABD Utah’ta 137 dönüm çiftliğinde bolluk içinde adamları ile dış güvenliği ise CIA tarafından sağlanarak yaşamaktadır. Yıllardır ABD’de CIA’nın koruması ve denetiminde yaşayan Gülen, dünyadaki okullarını da CIA’nın emrine vermiştir. Türkiye’ye, İmam Humeyni tarzı bir şekilde “HALİFE” olarak dönmeyi hayal etmektedir.

 Türk Silahlı Kuvvetleri şimdiye kadar, İngiliz’lerle, Alman’larla, Fransız’larla, Rus’larla, Arap’larla, Korelilerle, Sırp’larla kısacası dünyanın çok sayıda devleti ile savaştı. Ordumuz ilk defa böylesine kalleşçe ve sinsice bir saldırı altındadır. Kendi ordusundan bu kadar nefret eden sütü bozuk insan, nedense hep bunların çevresinde kümelenmiştir.

Önümüzde çok kritik günler vardır. AKP’nin taşeronluğunu yaptığı, dıştan kurgulu “Açılım” saçmalığının ülkeyi ne hale getirdiğini hepimiz görüyoruz. Aylardır uyarı görevimizi yapıyoruz. Fakat AKP’nin kafası çalışmayan teorisyenleri hala yaklaşan tehlikeyi görmek istemiyorlar.

Bizler, Atatürk’ü sevenler, Laik Cumhuriyete, Sosyal Hukuk Devletine, çağdaşlığa ve ilericiliğe inananlar çevremizi uyarmaya devam edeceğiz. Özellikle dar gelirli ve inançlı insanlarımızı, bu “seccade tüccarlarından” , “din istismarcılarından”  ve onların propaganda etkilerinden koruyacağız. Herkes bu bilinçte olursa işimiz çok kolaylaşacaktır.

 Sağlık ve başarı dileklerimle, 25. Aralık. 2009

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 4 yorum var, 4 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Hayri Uluışık 21 Ağustos 2016 Pazar 12:44

Vizyon başka bir şey... Vizyon, bilgi, tecrübe, akıl. 👏👏👏👍

Yorumu oyla      11      5  
Rifat Serdaroğlu 19 Ağustos 2016 Cuma 07:12

Sayın Yaldız, Değerlendiemeleriniz için teşekkür eder, başarı dileklerimle, saygılarımı sunarım. Rifat Serdaroğlu

Yorumu oyla      11      5  
18 Ağustos 2016 Perşembe 19:50

"Hem PKK hem de TARİKAT Laik Cumhuriyetten ve Demokrasi’den nefret ederler." Neyse ki başımızda AKP varda laiklik ve demokrasi tehlike altında değil.

Yorumu oyla      11      5  
18 Ağustos 2016 Perşembe 17:41

Cemaatin böyle bir yapı olduğunu zaten bilen biliyordu ama AKP'liler 17-25 Aralık' tan önce görememişler (!) 😇😇😇

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Onlar hayatın düşmanıdırlar sevgilim…
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva