Harun ÖZDEMİR
Yakın tehlike
15 Ocak 2018 Pazartesi

Devletlerin olmazsa olmaz görevi dış politikadır. Türkiye’nin iki yüze yaklaşan büyükelçiliklerinden ve konsolosluklarından… Yurt dışında faaliyet gösteren şirketlerden… Temsilciliklerden gelen bilgi akışını toparlamak, analiz etmek ve ona uygun adımlar atmak kolay olmasa gerek.

Dış politikada yapılabilecek küçük bir ihmal bile, ülkeyi büyük faturalar ödemek zorunda bırakabilir.

Tarih boyunca dış politikanın en etkin aracı askeri güç oldu.

Binlerce yıllık tarihin son iki-üç yüz yılından beri, vergi gelirleri devlet yönetiminin israf ve yolsuzluklarını finanse edemediği için ordular zayıf düştü.

Bu nedenle uzun sürebilecek bir savaşta orduyu finanse edebilecek bir ekonomiye sahip olmak her hükümetin öncelikli görevi oldu.

1850’lerden beri Osmanlı ve (1923-1945 arası hariç) Türkiye Cumhuriyeti, ekonomisini ve ordusunu dış borçla finanse etti.

Daha ilginç olanı ise Birinci Dünya Savaşına, Fransız ve İngiliz bankerlerden aldığımız borçlarla girmemiz ve savaşı da İngiltere ve Fransa’ya karşı yapmamızdır!

Bu nasıl bir tarih şuurudur, beka anlayışıdır, analiz kabiliyetidir, dost ve düşman seçimimizdir… bunu akledebilecek biricik bir beyin dahi yetiştiremedik.

Sanıyorum İttihatçıların neden kahraman, Atatürk’ün de neden vatan haini olduğunu anlamışsınızdır!

***

Gelelim şu an Türkiye’nin dış politika hamlelerine..

Beka davamız” dedik, Kuzey Irak’ta Barzani’yi bertaraf ettik.

Etmesine ettik de, Basra ve Bağdat bölgelerini elinde tutan İran, Barzani’nin boşalttığı Kuzey Irak’ı da sayemizde ele geçirdi. Şu an Irak’ın üç bölgesini de İran kontrol ediyor. ABD, İsrail, İngiltere, AB, Rusya ve Türkiye’nin gözleri önünde!

Çıt çıkmıyor!   

Suriye’de İranlı milislerle Türkiye destekli milisler 6 yıldan beri savaşıyor. Neyin karşılığında?

Hani ABD, İngiltere, İsrail, AB, Âlem-i İslam İran’a karşıydı! Bu nasıl karşı olma halidir?!

Anlayan var mı?!

***

Kuzey Suriye’de ABD destekli 30.000 kişilik bir ordu kuruluyor. Bir çatışma çıkması durumunda bunun 100.000 olma ihtimali çok yüksek.

Bakalım Kuzey Irak’ta bağdaş kuran İran’ın Suriye’deki tavrı ne olacak?

İran’ın Türkiye’nin yanında olacağını bilen varsa hiç beklemeden konuşsun, yazsın!

Ama sanmıyorum!

Peki, Rusya ne yapacak?

Toprağında yeni bir devlet kurulan Suriye kimin yanında yer alacak?

Türkiye esip gürleyerek PYD’nin Akdeniz’e uzanan bir hat oluşturmasını nasıl engelleyecek?

Tek başına mı?

O zaman geriye ne kalıyor?  

Geriye kalan Humeyni’nin Saddam Hüseyin’le anlaşırken içtiği bir kâse zehir!

Türkiye; bütün iddialarından vazgeçmek noktasına geldi.

Türkiye’nin yeni hedefi Suriye ile ilişkilerini 2012 düzeyine çekmeye çalışmak olacak.

ABD’yi neden ve nasıl bu noktaya getirdik, günü geldiğinde yetkililer tarihe not düşecekler.

Rusya ve İran, Suriye’de hala etkin birer güç ise bu devletlerle anlaşarak Suriye’nin toprak bütünlüğü için çaba göstermek en makul yol görünüyor.

Bu durumda da küçük bir sorun var, onu aşmak gerekecek:

Son aşamada ABD’ye karşı kim silah kullanacak?

İran mı? Unutalım bunu, İran bu işe girmez!

Rusya mı? O da ABD ile silahlı çatışmaya girmez!

Geriye Suriye kalıyor!

Suriye’nin de ABD destekli PYD/PKK’ya askeri müdahale yapma gücü yok. Müdahale ederse PYD’nin toprak kazanma olasılığı daha yüksek!

Suriye merkezi yönetimi Türkiye’den askeri müdahale yardımı istemediği sürece Türkiye çatışmaya, uzun sürebilecek olası savaşa girmemeli; girerse yanlış olur!

Suriye yönetimi, Türkiye’nin döktüğü soğuk terleri silmek ister ama basit bir talep karşılığında:

Yakılıp yıkılan şehirlerin yeniden inşasında Türk müteahhitlerin katkılarının ne olabileceğini Rusya ve İran’ın şahitliğinde bilmek ister.

Bu zehir çok acıtsa da daha büyük kayıplar vermekten iyidir.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Fikret Aslan 15 Ocak 2018 Pazartesi 20:55

Saygıdeğer Harun hocam, yazınızın konusu Dış İşleri olunca aklıma geldi. Musul Başkonsolosu olarak görev yaparken 48 personeli ile birlikte IŞİD tarafından kaçırılırak, 101 gün rehin tutulan Duşambe eski Büyükelçisi Öztürk Yılmaz beyefendi, Ak Parti hükümetince uzun uğraşlar sonucu kurtarılarak Türkiyeye getirildi. O zamanlar İşid denen alçak terör örgütü esir aldığı kim varsa kafasını kesip bunuda sosyal medyada paylaşıyordu. Ancak Her ne hikmetse Ak Parti hükümeti tarafından uzun uğraşlar sonucu kurtarılan bu büyükelçi Türkiyeye gelir gelmez ilk Genel Seçimde CHP’den milletvekili seçildi. Bu konu hakkında sizden ve burada yorum yapan değerli yorumculardan bir yorumbekliyorum. Saygı ve selamlarımla.

Yorumu oyla      13      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Onlar hayatın düşmanıdırlar sevgilim…
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva