İzmir eskiden “emekli olayım da, huzurla yaşayayım” diyenlerin adresiydi. Bizim gibi koşullar ne olursa olsun İzmir’i terk etmemeye yeminli insanların “neden emekli olunca geliyorsunuz, çalışırken gelsenize” demesine yol açan bir söylemdi bu…

İzmir’e son üç yıldır büyük bir İstanbullu akını var. İzmir’in son yıllarda Türkiye’deki birçok konuda ve de özellikle sosyal bakımdan “güvenli liman” oluşu; İstanbul’un giderek daha da yaşanmaz bir yer hale gelişi de bunda etkili… 2015 yılında sadece Urla ilçesi sınırları içinde 5 bin tapunun İstanbul’da yaşayanlar lehine el değiştirdiğini rakamlar doğruluyor.

“Bilinen” nedenlerle İzmir’e taşınanların yanı sıra, kulağımıza gelen “kurum içi anket sonuçları”  da bize şaşırtıcı gelmiyor. Bu anketlerde “şirketimizi nereye taşırsak iyi olur, yeni kentte de beraber çalışır mıyız?” sorusuna verilen cevaplarda “İzmir’e gidelim” karşılığı hiçbir zaman yüzde 60’ın altına düşmüyormuş…

***

Bu gibi anketlerin hayata da geçtiğini görmeye başladık. Pozitron’u ve Fatih İşbecer’i bir “girişim dâhisi” olarak tanıyan çoktur. İşbecer, 2000’de henüz 24 yaşındayken kurduğu Pozitron şirketiyle Türkiye’de mobil çözümler alanında yeni bir dönem başlattı. Sınıf arkadaşları ile birlikte web/internet tabanlı projeler ve çözümler üreten Pentagraph şirketini kurdu. Pentagraph’tan ayrıldıktan sonra kurduğu Pozitron, Ortadoğu ve Türkiye’de bankalar, telekomünikasyon ve e-ticaret girişimleri ile birlikte ilaç firmaları için yüksek güvenlikli çözümler üretti.

Şubat 2014’te, mobil para alanında dünya liderleri arasında yer alan Monitise, Pozitron’u 100 milyon dolar karşılığında satın alarak bünyesine kattı. Şirket, Türkiye’den Ortadoğu’ya, Avrupa’dan Amerika’ya, Fortune 500 listesinde yer alan 30’dan fazla kuruma yüksek güvenlikli mobil çözümler sunuyor. Bu çözümler mobil bankacılıktan alternatif ödeme sistemlerine, mobil ticaret uygulamalarından mobil saha satış çözümlerine kadar geniş yelpazeye yayılıyor. Monitise’ın müşterileri arasında eBay, GlaxoSmithKline, ING Bank, Arab National Bank, Pegasus Havayolları ve Türkiye İş Bankası gibi şirketler bulunuyor. İşbecer, girişimcilik ve inovasyon alanındaki başarıları sayesinde 2007 yılında Endeavor’dan “Yılın Girişimcisi” ödülünü almıştı. 

Ve “Monisite” artık İzmir’de… Kurumun merkezi Karaburun Kavşağındaki İYTE kampüsü içinde yerini aldı. Öğrendik ki çalışanları da pek mutlu imiş İzmir’de oldukları için… İstanbul’daki ofis ise bayağı küçülmüş…

***

Ve en büyük turp… Yazı bundan sonra “mişli geçmiş” modunda sürecek. İzmir’de 2-3 aydır kulaktan kulağa fısıldanan iddia gerçek oluyor mu? TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes’in Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptığı Alliance Sigorta ve Emeklilik kurumu içinde yapılmış bir ankette, “Merkezimizi İzmir’e taşısak gelir misiniz?” sorusuna çalışanların yüzde 60’ı “izmir’e koşa koşa geliriz” demişler.

Bu sözleri ilk üç ay kadar önce duydum, şirketin Gaziemir’de büyük bir yer aldığını, anında İstanbul’a ulaşabilmek için havalimanına yakın bir bölgeyi tercih ettikleri konuşuluyordu. Beş-altı yıl önce  internet üzerinden “Urla’ya Amerikalı askerler yerleşiyor” diye bir palavra haber dolaşıyordu. Önce onun gibi bir şey zannettim. O uyduruk Urla haberinin daha sonra bir grup uyanık emlakçı tarafından pompalandığını öğrenmiştik. İlk haberi duyduğumda da “bu iş yine emlakçı balonuna benziyor” dedim.

Ama önceki gün İzmir’de güvenilir kaynaklarım Alliance grubunun ciddi ciddi İzmir’e gelmeyi planladığını bildirince ben de ciddi ciddi “neden olmasın” dedim. Dün bütün gün haberi kaynağından doğrulatmaya çalıştım.  Doğrulatamadım…

Hâlâ da neden olmasın modundayım…

***
Sevgili Egedesonsöz okurları. Bu yazıdan başlayarak yeni İzmirliler üzerine bir seri yazmayı planlıyorum. Bu yazıları İzmir’e yeni yerleşeceklere “anahtar” olarak algılansın isterim…