Metin ÖNEY
Tekrar, Tekrar...
21 Eylül 2018 Cuma

Yıl 1994.

O tarihte mensup olduğum Anavatan Partisi’nin İl Başkanıyım.

Yorucu bir günün akşamına yakın biraz da dinlenmek için avukatlık yaptığım büroma döndüm. Bir kaç dakika sonra bir yurttaşımız içeri girdi.

Hoşbeşten sonra sordu:

“İşler nasıl gidiyor?”

Partinin durumunu soruyordu.

Cevaben:

“Gayret ediyoruz” dedim.

“Bak Metin Bey dedi; insanlar bir okulu ya pekiyi derece ile ya iyi derece ile veya orta derece ile bitirirler. Bir konuyu pekiyi derece ile bitirene bir kez, iyi derece ile bitirene iki kez, orta derece ile bitirene beş kez anlatmak gerekir. Biz okulu orta derece ile bitirdik ama Mesut Bey (Mesut Yılmaz) bizim pekiyi ile bitirdiğimizi zannediyor…”

Bu çarıklı erkanıharbin yıllar önce söylediği bu sözün ne kadar doğru olduğunu zaman içinde daha iyi anladım.

Biraz Arapça ve biraz da Türkçe karışımı bir söz vardır:

“Et tekraru ahsen, velev kane yüzseksen…”

“Tekrar daha iyidir, yüzseksen kere de olsa...”

Bu konu ile ilgili Prof. Dr. İskender Öksüz’ün verdiği bir örneği sizlerle paylaşmak istiyorum:

Duracell pilleri 1973 yılında reklam için bir tavşan tasarladı ve bu tavşanın bataryası Duracell idi… Reklam filminde başka batarya kullanan bütün oyuncakların pili biterken Duracell kullanan oyuncağın pili bitmiyordu.

Duracell pilinin reklamını gören rakip fırma büyük bütçeler ve kampanyalar düzenledi ve elinde davul da olan bir tavşanla piyasaya çıktı. Ve fakat sonuç beklendiği gibi olmadı. Duracell’in satışları daha da artarken rakip firmanın satışları geriledi.

Niçin mi?

Duracell’in yaptığı bir araştırma sonucu kampanya boyunca müşterilerinin yüzde kırkının, rakip firma tavşanının Duracell’in reklamını yaptığını zannetmiş!

Şimdi:

Anlaşılıyor ki; zihinlerde tükenmeyen pil ve durmayan tavşan arazisine Duracell yerleşmişti… Buradan anlaşılıyor ki, onu taklide kalkışıldığında aslında onun taraftarını artırıyorsunuz… “Ben de onun gibiyim” davranışının sonu budur…

O halde:

Siyasi partiler asla kendi rotalarından çıkmamalı ve bir başkasını taklide kalkışmamalıdır. Ve ilaveten çizdikleri rotayı durmadan tekrar etmeleri gerekir. Ancak o zaman fikirleri toplumda yer edebilir.

“Geçen hafta söyledim, tekrara ne gerek var?” diyen anlayış kaybetmeye mahkumdur… “Tekrar” kıtaların birbirine yaklaşmasına benzer. Önceleri fark edilmez ama yıllar içinde bu yaklaşım gerçekleşir.

Yelkovanın hızına karşılık akrebin yavaş hareket ettiği zannedilir ama aslında o da hareket halindedir ve saati o gösterir.

“Her şeye rağmen, bütün olan bitene rağmen seçmen hala o partiye oy veriyor” şikayetinin temelinde yatan düşünce budur.

Veya “Soğan beş değil, on olsa da o kazanır” düşüncesi bunun ürünüdür.

Buradan hareketle:

Başarılı bir siyaset için temel şartları tekrar sıralayalım:

Önce kendini iyice tarif etmelidir. Ne olduğu kadar, ne olmadığı da anlatmalıdır… Burada esas olan birini taklit etmek değil tam tersine sağlam bir tercihle ne olduğu ile birlikte ne olmadığını da belirterek bir takım şeylerden vazgeçmektir…

Bir başka husus, kuvvetleri toplayıp bir noktaya mı taarruz etmek yoksa her bir noktaya ayrı ayrı güçlerle taarruz mu etmeye karar vermektir. Burada birincisini tercih esastır. Kuvvetleri ayrı ayrı noktalara yöneltmek dağılma demektir.

Mesela hem bütçe açığı verip hem enflasyonu düşürmek mümkün değildir.

Sonra hedef kitleyi iyi belirlemek gerekir. “Herkesin partisi veya herkesin adamı” gibi bir hedef olamaz. Burada gönül ve zihin beraberliğini iyi tespit gerekir.

Yapılan hareket doğruları gösteriyorsa. o harekete bir “isim” belirlemek bile gerekmez… Zira yurttaş doğru hareket edildiğini ve tekraren ve tekraren anlatıldığını görürse, hareketin “isminin” ne olduğunu anlamakta gecikmeyecektir.

Bu şartları artırmak elbette gereklidir ve mümkündür.

Esas meseleye geliyorum:

Bir kere söylemekle herkesin konuyu anladığını zannetmek en azından büyük acemiliktir. Oysa gönül ve zihin arazileri tekrar tekrar fethedilmelidir.

Yazının başında belirttiğim sözü bir kez daha tekrarlayalım

“Et tekraru ahsen, velev kane yüzseksen…”

Sadeleştirelim:

“Tekrar daha iyidir, yüzseksen kere olsa da…”

Tabii, kim olduğunu ve neyi tekrar etmen gerektiğini biliyorsan...

Ve muhalefetin niçin, “muhalefet olamadığını” bir nebze de olsa anlatmaya çalıştım zannımca...

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Gürkan 21 Eylül 2018 Cuma 17:19

Bu yüzdendir ki AKP medyanın yüzde 99' unu kontrolü altına almıştır.

Yorumu oyla      9      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Fenerbahçe ne istiyor?
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Yarattı... Veda ederken ağlattı!
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Memleketin birinde insan manzaraları(!)
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Tükeniş!
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Kara kaplı defter!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Nereden nereye?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çanakkale artık barışın merkezidir!
Kemal ARI
Kemal ARI
'Cehennem savaşı'nda ne yediler ne içtiler?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bölgecilik, mezhepçilik ve inşaatçılık...
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Unutulmazlar...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva