İhsan Özbelge ÖZDURAN
Taş yerinde ağır mıdır?
30 Mart 2024 Cumartesi

Nedense; yarın gerçekleşecek olan seçimlerle ilgili kalem oynatmak gelmedi içimden…  

Bugünlerin karmaşasının yorgunluğu ile geçmiş günlere duyulan özlem midir bilinmez… 

Eski ramazanların mis kokulu ekmek dolması ile kurkubinya tatlısının o doyumsuz lezzeti düşüveriyor aklıma…

Ve… Beni, çocukluğumun İzmir’ine götüren o unutulmaz tadı damağımda hissediyorum…


Dolmalık ekmek almak için, oturduğum muhitin çarşısında alıyorum soluğu…

Gittikçe artan bir hızla… “Falan filan” unlu mamuller vs… gibi isimlerle kara fırınların yerini alan…


Her mahallede konuşlanmış apartman altı fırınlardan birine girerek…

Kendimden emin bir halde… “Dolmalık ekmek istiyorum” diyorum …

Tezgahtaki kişi yüzüme bön bön bakarak “Ne dedin abla?” diyor…

Çantamdan para çıkarmaya çalışarak, “Ekmek dolması yani francala” diyorum…

“Ekmeğin dolması mı olurmuş hele” diyor aksanı değişik bir delikanlı bana… 

Yanındaki satış elemanı arkadaşları ile hep birlikte gülüşüyorlar… 

Çıkıyorum dükkandan… Arkamdan sesleniyorlar… “Pide vereyim, halka tatlısı vereyim abla…”

Kulağıma şamar gibi çarpan bu seslerle...

Kuşaklar boyunca yaşadığımız bu şehirde azınlık kalarak ve farkında olmaksızın gelenek/ göreneklerimizden gittikçe uzaklaştığımızı hissederek… 

İzmir’in değişen demografik yapısı ile bir kez daha, bir kez daha yüzleşiyorum

Ve… Yarınlarımızdan bihaber, elimizden kayıp giden hiç bitmeyecek sandığımız o mesut dünlerimize dönüyorum.


***

Böyle bir ramazan gününün öğle vaktinde okula gitmek için hazırlanıyorum

Babaannem… Tarayıp ördüğü saçlarıma bir taraftan kurdelalarımı bağlarken... 

Bir taraftan da… Başını mutfağa doğru çevirerek  “Francalaların içini çok doldurmayın, tıkız olur” diyerek mutfağa sesleniyordu…

Mutfaktaki; tencere, kapak, kepçe, kaşık orkestrasından gelen ritmik seslere bakılırsa belli ki iftar hazırlıkları erkenden başlamıştı… 

Anlaşıldığına göre bu akşam… İftar sofrasında ekmek dolması “francala” vardı ve tabii ki yanında da portal kabuklu üzüm hoşafı. 

Ben nedense pek sevmezdim üzüm hoşafını… Ama, çıtır çıtır kurkubinya’ya bayılırdım. 

Babaannemin torunlarına en tatlı sesleniş şekliydi… “Kurkubinya’m”

Bu seslenişi her duyduğumuzda…

“Ne olur bize kurkubinya yapsana anneanne / babaanne” çığlıkları ile etrafını çevirip boynuna sarılıvermeyi ne çok severdim…

***

Hatıralar diyerek… Di’li geçmiş zaman kipi ile biteviye mırıldanıyorum.

Ve… Her iftar saatinde tüm kaybettiklerimizi özlemle anarak, mahsunca gülümsüyorum.

Geçmiş güzel günleri; Ziya Osman Saba’nın bu güzel dizeleri ile anıyorum.

Bir oda, içinde bir saat sesi

Hayatın sırtımdan giden pençesi

Ve beni maziye götüren bir el 

Eski günlerimiz,  sessiz ve güzel.

İşte konsol, ayna, köşe minderin,

Seccaden, tespihin, namaz başörtün.

Bahçemiz sulanmış, ıslak her çiçek. 

Kapı çalınacak, babam gelecek…

 

***

Bu haleti ruhiye içinde…

Bir vakitler; Ramazan ayı boyunca, İzmir’in tüm  fırınlarının çıkardığı ekmek dolmasını 

Adet olduğu üzere bu yılda mutlaka bulup yapmalıyım diyorum…

Ve… Çocukluk günlerimin bu lezzetine ulaşmak meramı ile sorup soruşturuyorum,

İzmir’in şirin ilçesi Urla fırınlarında buluyorum dolmalık ekmeğimi… 
Kucağımda ihtimamla taşıdığım bu mis kokulu ekmeğin, çeşitli isimlerini hatırlıyorum birbiri ardı sıra… 

Kimi komşularımızın “fodula” ya da “francala” dediği, ekmek dolmasının kokusu geliyor burnuma… 

Üzerinden bir  kapak açılarak içi oyulan ve tereyağında kızartılan ekmeğin içine…

Ufalanmış ekmek içi, kavrulmuş kıyma, dövülmüş ceviz, maydanoz, karabiber ve tuz muhtevası ile hazırlanan o mis kokulu harcın doldurulduğu…

Ve iftar saati yaklaşırken et suyu buharında ısıtılarak dilimler halinde servis edilen… 

Ve mutlaka iftar/sahur sofralarında komposto ya da hoşaf eşliğinde afiyetle yenilen… 

Ve… Osmanlı zamanından beri Ege mutfağında itibarlı bir yer edinmiş olan bu vazgeçilmez Ege lezzeti… 

İzmir’de her köşebaşını tutmuş, Anadolu illerinin yöresel yemek kültürünün baskın etkileri ile…

Bu kadim şehrin gastronomi hafızasından her yıl biraz daha uzaklaşıyordu.

***
Ve kurkubinya… 
Rulo halinde sıkı sıkı sarılıp kesilerek kızgın yağda kızartılan baklava yufkasının şurupla buluşması ile oluşan o muhteşem tatlı…
Kapağı kapalı bakır tencerelerde şurup içinde en az üç gün bekleyerek bir lezzet şölenine dönüşen… 
Bugün unutulan ve artık hiçbir pastanede / tatlıcıda karşımıza çıkmayan kurkubinya tatlısı da…

Çok sevilen İzmir şerbetleri ve gerdan tatlısı gibi unutularak zamanın derinliklerinde kaybolup gidiyordu. 


***

Son yıllarda büyük bir kültür erozyonuna uğramış bu güzel şehrin belleğinden silinen…

Ve  bu günlere gelemeyen pek çok kültürel değerimiz için hayıflanırken...   

Saatler sonra açıklanacak olan seçim sonuçlarının İzmir'in geleceğine nasıl bir istikamet çizeceğini düşünüyorum… 

Yazıma konu ettiğim… Unutulmaya yüz tutmuş bu eski İzmir lezzetlerini…

Kaybolan kent kültürüne atıfta bulunduğum birer metafor olarak değerlendirilmesini diliyorum.

Velhasılı kelam…

Taş yerinde ağırdır sözünün bilinci içinde…

Kent belleğinde, yerinden oynamış olan tüm taşları yerine oturtmaya çalışacak…

Ve… Bu kadim kentin kültür hafızasına her alanda değer verecek bir yerel yönetim anlayışı ile… 

Ülkenin batıya açılan kapısı olan bu liman şehrinin; bundan böyle hak ettiği değere kavuşmasını temenni ediyorum. 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 9 yorum var, 9 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Güler Köstem 1 Nisan 2024 Pazartesi 20:32

Değerlerimizden uzaklaşmış olmak aslında anılardan kopmak oluyor. Bunları hatırlatan güzel yazınıza teşekkürler.

Yorumu oyla      0      0  
Erol Çağlar 31 Mart 2024 Pazar 09:26

Kaleminize sağlık İhsan hanım, inşallah ülkemiz için şehrimiz için doğru kararların verildiği bir gün olur. Unutulan o kadar çok şeyimiz varki, hangi birini sayayım, Adalet, insanların birbirine sevgisi saygısı, komşuluk, yaşlıya saygı küçüklere sevgi daha neler. Umarım bu seçim dilediğimiz ve istediğimiz şeylerin başlangıcı olur, kalın sağlıcakla.

Yorumu oyla      0      0  
Mürvet Sungur 30 Mart 2024 Cumartesi 19:33

İhsan hanımcım temenninize katılıyorum …Birbirinden güzel yazılarınız için teşekkür ediyorum

Yorumu oyla      0      0  
Berrin Yağcı 30 Mart 2024 Cumartesi 15:36

Yine zevkle okudum yazınızı. Okurken, geçmişte bizim de evimizde tatlı telaş içinde yapılan, lezzetlerini özlediğim yemekler aklıma geldi. Bu seçim gündeminden bir nebze bizleri uzaklaştırmış oldunuz. Ben de dileklerinize katılıyorum umarım İzmirimizin kıymetini bilen yönetimin seçilmesini dilerim

Yorumu oyla      0      0  
İpek özçelik 30 Mart 2024 Cumartesi 12:27

Arkadaşım hala Aydında çok satılır ramazanın olmazsa olmazıdır ekmek dolması çok teşekkür ederiz sevgiler

Yorumu oyla      0      0  
Zehra Özbek 30 Mart 2024 Cumartesi 12:09

Yine okumaya doyamadığımız harika bir yazı kutluyorum

Yorumu oyla      0      0  
Neval Şekerdil 30 Mart 2024 Cumartesi 11:00

İhsan hanım çok güzel yazmışsınız ellerinize sağlık bütün çocukluğum şerit halinde gözümün önünden geçti aynı şeyleri yaşamış olmanın tadına vardım. Keşke o günlerimiz geri gelebilse. Yarın inşallah tekrar özgür bir İzmir olarak kalırız.

Yorumu oyla      0      0  
Betül Yıldırım 30 Mart 2024 Cumartesi 10:05

İhsan hanım yine şahane bir köşe yazısı.Tadı damağımda kalan tatlardan bahsetmişsiniz.Sizin yazılarınızı okurken bir roman sayfalarını çeviriyor hissine katılıyorum. Bizim Karantinadaki evimizde de kayası kompostosu ile ekmek dolması yapılırdı.Kardeşlerim ile en büyük parçayı alma ya yarışırdık. Yazdığınız gibi yarın yapılacak seçimlerde kent belleğine önem verecek kişinin seçilmesini dilerim.Saygılarımla

Yorumu oyla      0      0  
İpek Ergür 30 Mart 2024 Cumartesi 09:39

Harika bir anlatım olmuş. Rahmetli annemin en son yaptığı gerdan tatlısı gözümün önüne geldi dakika dakika… Tabii ki her şey değişiyor ve değişecek ama değerlerimizin unutulup gitmesine göz yumamayız. İlerleme devam etsin nir köşede öz değerlerimiz her ne olursa olsun ulaşılabilir halde gözümüzün önünde olsun. Böyle bir anlayışın baskın olduğu bir yerel yönetimle devam edelim ??????

Yorumu oyla      0      0  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Siperdeki foto nasıl canlandı?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Bodrum’un Gayıkları
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva