Hukukta çoğu zaman iki kere iki dört etmez.
Özellikle yoruma dayalı kurallarda bazen üç, bazen beş ettiği olur.
Ama bazı normlar vardır ki her kim hesaplarsa hesaplasın sonuç her zaman dörttür.
Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 98. Maddesi işte böyle bir maddedir.
“Sandık kurulunca verilen biçim ve renkte olmayan, üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü bulunmayan, tamamı yırtılmış olan, üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü dışında herhangi bir mühür, imza, yazı, parmak izi veya herhangi bir işaret bulunan zarflar geçersiz sayılır. Ancak, zarfın üzerinde, herhangi bir şekilde leke veya çizik olsa bile, bunun özel işaret koymak amacıyla yapıldığının kesin olarak anlaşılamaması halinde, bu zarflar geçerli sayılır.”
Öylesine açık öylesine yoruma kapalı bir madde ki insanın vallahide öyle billahide öyle diyesi geliyor.
Keza aynı kanunun Geçerli olmayan oy pusulaları başlıklı 101. Maddesinde aynen
1. Sandık kurulunca verilen ve o seçim için düzenlenmiş biçim ve renkte olmayan,
2. Arkasında “Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Seçim Kurulu” filigranı bulunmayan,
3. Arkasında sandık kurulu mührü bulunmayan,
4. Hiçbir yerine “EVET” mührü basılmamış olan,
5. Siyasi partilere veya bağımsız adaylara ayrılan alanlardan birden fazlasına “EVET” mührü basılmış olan,
6. Birden fazla siyasi partiye veya bağımsız adaya ayrılan alana taşmış “EVET” mührü bulunan,
7. Sandığın ait olduğu seçim çevresinden başka bir seçim çevresi için düzenlenmiş olan,
8. Bütünlüğü bozulacak şekilde yırtılmış veya koparılmış olan,
9. Üzerine “EVET” mührü dışında veya “EVET” mührü yerine herhangi bir özel işaret, herhangi bir isim, imza kaşesi, mühür veya parmak izi basılmış olan,
10. Üzerinde yer alan siyasi partilere veya bağımsız adaylara ait bölümleri belirgin bir şekilde ve özel olarak karalanmış, çizilmiş veya işaretlenmiş olan,
11. Üzerinde yer alan matbu yazıların ve şekillerin dışında yazılar veya harfler veya sayılar yazılmış veya şekiller çizilmiş olan,
birleşik oy pusulaları geçerli değildir.
YSK ne diyor, mühürsüz oy pusulaları iptal edilmez, geçerlidir. Kanun ne diyor; mühürsüz oy pusulaları geçerli değildir, iptal edilir.
Şimdi kanuna mı uyacağız kurul kararına mı; buna karar vermeliyiz.
Eğer kurula dersek, yarın Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) üniversitelerde Türk’çe eğitim verilmeyecek şeklinde bir karar verirse itirazlara pekala tam kanunsuzluk yoktur cevabı verilebilir.
RTÜK istediği yayın kuruluşunu kapatır ve itirazlara tam kanunsuzluk yoktur cevabı verebilir.
Adam öldüren kişinin tam kanunsuzluk yoktur. Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesini uygulayın şeklindeki savunması pekâlâ mantıklı hale gelebilir.
Şu kadar yıllık hukukçuyum, tam teşebbüs, eksik teşebbüs, iştirak, gibi suça tam karışmamışlık halleri gördüm, duydum ama tam kanunsuzluk diye bir hukuki müessese duymadım görmedim. Meslektaşlara da sordum onlarda duymamışlar.
Tam kanunsuzluk tam hukuksuzluktur.
Tam adaletsizliktir.
Tam vicdansızlıktır.
Bu seçim şaibeli hale gelmiştir.
Bu kiri temizlemenin yolu seçimin iptal edilmesidir.
Türkiye bu utançla yaşayamaz….
Bu kadar haksızlığın direnme gücü şiirdedir.
Bu gün iki şiir. Başka türlü soğumaz yürek.
UÇURDUM UYKUMU ÖZGÜRLÜĞÜNE
Uçurdum uykumu özgürlüğüne
Yatıya kalmıştı çünkü hayalin
Dantel gibi örülmüştü bulutlar
Bunun için sevdim rüzgarı ilk kez
Ay gülüyordu sinsi sinsi…
Mutluydum gözümle gördüğüm için
Sarhoştum göğün manzarasında
Nefesimi tuttum uzunca süre
Gördüğüm güzellik belki son kere
Belki nefesimde tükeniyorum
Radyomda lili-marlen türküsü
Geçmişte bu güne güveniyorum
Aslında sevgiye direniyorum
Hayal noktasının ayırdımında
Gerçek ne hayal ne bilemiyorum
YAŞAM DOĞACAK YENİDEN
Hani bir toz bulutu kaplar önünü
Mavi özgürlüğe çıkma düşünü
Asarsın sıska akasyaya
Tabanından fışkırır ağırlık
Bütün tanrılar dua ederler
Çık ortaya kaygısız adımlarla
Küfredip ilk atanın seviştiğine
Din elden gidiyor
Diyor sakallı avazını arttırıp
Duydum bilinçsiz çığlığı aklımda
Ve dedim gitmeli eldeki din
Ve fırlamalı katıksız ışık
Konuşan tabuların içinden
Ele düşen ele gider
Çek elini beyinlerinden çiçeklerimin
Sen yaşa geçmişinde ve öl
Ki yaşam doğacak yeniden