Nedim ATİLLA
Sükunet en büyük lüks
30 Mart 2017 Perşembe

Şunca yıldır Avrupa ülkelerine gider gelirim, Avrupa’daki dostlarımın Türkiye ile bu kadar ilgili olduklarını görmemiştim. Bir haftadır Avrupa’nın çeşitli kentlerindeydim. Türk olduğumu bilenler, ya da öğrenenler hemen Türkiye ile görüşlerini paylaşmaya, yorumlar yapmaya başlıyorlardı. Bu kadar ilgili olmalarının nedeni bir şekilde kafalarında oluşmuş “gergin” Türkiye imgesi… Türkiye’deki referandum süreci ve her gazetede yayımlanan Ankara ve İstanbul mahreçli haberler bunun temel nedeni elbette.  Yaşadığımız terör olaylarını da unutmuş değiller.  İndiğimiz her tren istasyonunda ellerinde en gelişmiş silahlar olan 4 kişilik anti-terör timleri geziyordu.  Çünkü Avrupalı kokuyor. Belki de 20. Yüzyılın ilk yarısına sığmış savaşları belleklerinden silemiyorlar…  Sakin yaşamak istiyorlar… Daha önce de yazmış olabilirim: Bugünün dünyasında sükunet en büyük lüks..

İngiliz, Fransız ve Alman gazetelerinde 1. Sayfalarda ya Türkiye’den bir fotoğraf var ya da bir yorum…  Bir de mülteci hikayeleri, trajedileri… Bu haberleri, yorumları okuyup sakin olabilmek mümkün mü? Sanmıyorum..

Her pazartesi dikkatle okuduğum Hürriyet Okur Temsilcisi Faruk Bildirici’nin yazdığı gibi ülke siyasetçileri arasındaki düşmanlıklar kısa sürede Rusya örneğindeki gibi yerini dostluğa bırakabiliyor. Ama halklar birbirine küstü mü işleri düzeltmek çok zor… Altını çizerek söylüyorum: Yaşlı Avrupa’yı ürkütmemek, küstürmemek gerek…

Zürih’te yıllardır yaşayan iletişimci bir arkadaşımla bir kahve içelim diye oturduk, 3 saat konuştuk. Özetle dediği şuydu: Avrupa Birliği yolunda ilerleyen Türkiye'ye ne oldu da, olumlu-olumsuz eleştirilerin tümü göz önünde bulundurularak bir düzenleme yapılmadı? AB’ye yeni giren her ülkede toplumsal uzlaşma aranarak, sorunların çözümü için genel hukuk ilkeleri doğrultusunda gerekli adımları hızlıca atarak ilerlediler. Türkiye ne oldu da durdu?

Bugün AB üyesi ülkelerin vatandaşları Türkiye’nin neden durduğunu anlayamıyor…

***

Gazetelerde maalesef Türkiye hala terörle anılmaya devam ediyor. Ama terör sadece bizim derdimiz değil… Bunu anlatmamız şart…  Burada en iyi örneği Independent  Gazetesi  verdi. Şimdi anacağım makale internet ortamında iki milyon tık aldı…  İngiliz seyahat yazarı Simon Calder, Londra'daki terör saldırısı sonrası bir yazı kaleme aldı. Calder, İngiltere'nin saygın gazetesi Independent'ta yayımlanan makalesinde, “Perşembe günü bir haydut, aracını son sürat Westminster Köprüsü üzerinde yürüyen öğrencilerin ve yayaların üzerine sürdü. Nefretiyle ailelerin ve çocukların hayatını harap etti.” diye yazdı.

''Saldırı sonrası Westminster'daki metro istasyonu (TUBE) kapatıldı. Bir süre sonra ise geri açıldı. Saldırgan büyük ihtimalle bizi bölmeyi amaçlıyordu, ancak eylemi ters sonuç verdi'' notunu düşen yazar, “Londra'dan İstanbul'a: Turistler terörün hedefi olan şehirlere neden seyahat etmeli?” başlıklı makalesinin devamında şöyle diyordu: Bu satırları, son zamanlarda büyük trajedilere katlanan İstanbul'dan yazıyorum. Dışişleri Bakanlığımız uyarmıştı: İstanbul'da daha fazla saldırılar olabilir. Buna rağmen, 15 milyon iyi insanın yaşadığı bu şehirde kendimi hiç bu kadar güvende hissetmemiştim.  Geçen yıl Türk turizmi 4'te bir oranında daraldı ve ocak ayı verileri de yüzde 10 daralma olduğunu gösteriyor. Bu, İstanbul'a yaptığım uçuş ücretinin, neden 1989 yılında 48 saatlik kent hayatını çekmeye geldiğimdekinden daha ucuz olduğunu da gösteriyor. Avrupa'nın diğer ucunda yer alan Londra, ölçek ve kentteki enerji açısından sadece İstanbul ile eşleşebilir. Buradaki ekonomik ve duygusal fırsatları yakalayın. Çıkış burada, Sultanahmet ve Kapalıçarşı'da.''

***

Türkiye Referandum sonucu ne çıkarsa çıksın hızlı bir şekilde “sakin ve barış ülkesi” imgesini yeniden oluşturmak zorunda…

“Biz gergin bir ülke değiliz, barış ülkesiyiz” diyemez isek işimizin zor olduğunu söyleyebilirim… Sükunet en büyük lüks gerçekten…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Manisa bir 'olmaz'ı nasıl 'olur' yaptı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva