Hep merak uyandırır son sözler.
Ölürken ki son sözler,
Savunmada ki son sözler,
Ayrılırken ki son sözler...

Hep bir anlam yüklerler söyleyenler... son sözlerine,
Ya da,
Hep bir anlam yüklenir söyleyenlerin... son sözlerine.
***
Sokrates MÖ.399’ da ölen antik
Yunan filozofuydu.
Karısı iyi olmadığı için... filozof olanlardandı.
Tabii ki...kendi deyimiydi !
Filozof olmadım ben iyiki !

Neyse...
İyi insan zengin hayatı değil, adil hayatı ister... derdi.
Tüm insanların kardeşçe yaşamasını isterdi.
Köle de çalıştıran zenginler,
onu hiç sevmezdi.
Nitekim şikayet ettiler... hakkında dava da açtırdılar.

Suçu, devlet dinini kabul etmemeye gençleri azmettirmekti.
Yani gençleri ayartıyordu !

Atina Meydanındaki savunmasında dediki :
Siz kararlarınızı adaletle vermelisiniz.
Vicdanınızın sesi de böyledir,
kanunlar da...

220’ye karşı 281 oyla,
İdam kararı verildikten sonra da ;

Ayrılma saati geldi ve kendi yollarımıza gidiyoruz. Ben ölmeye, siz yaşamaya.
Hangisinin daha iyi olduğunu yalnızca tanrı bilir dedi.

2400 yıl önce...
70 yaşında, zindanında kendi elinden baldıran zehirini içti... öldü !
***
Fidel Castro... 1953’de kışla baskınında tutuklanmıştı.
26 yıl hapis İstemi ile yargılanmaya başlandı.
Yaptığı savunma ile, faşist Batista’ya karşı... devrim ateşini de yakmıştı !

24 saat süren savunmasını şöyle bitirmişti :

O sefilin gazabından korkmadığım gibi,
Cezaevinde olmaktan da, korkmuyorum.
Zararı yok... beni mahkum ediniz.
La historia me absolvera !
( Tarih beni beraat ettirecektir )
***
Kemal Karataş...
Yaşamını CHP’nin yaşamı ile birleştirmiş, partisinin çok sadık bir çocuğu olarak büyümüştü.

Beş dönem İl Başkanlığını yapmış,
Partisinin ve Halkın sesi olmuş,
İzmir’de partisinin büyük başarılarına imza atmış... 30’u bile bloke etmişti !

Elbette ki, bunlar kendisine ayrıcalık tanıyamazdı.
Elbette ki, Parti Tüzüğünden bağışık da olamazdı.
Zaten böyle bir isteği de olmazdı.

Ama O’nun da, parti kamuoyunun da beklentisi... herhalde bu değildi.
Avrupa Birliği müktesebatından olsa da, idam cezası kaldırılmışken,
Partisel yaşamda siyasi idam sayılabilecek,
Kesin İhraç cezası da... Tüzüğünde kalamazdı,kalmamalıydı.
Ya da, en azından uygulamasında,
kılı kırk yarar gibi... bir zorunluluk kuralı konmalıydı.

Suç ve ceza arasındaki adil denge, evrensel bir kuraldı.
Çünkü... adalete karşı adaletsizlik olamazdı !

Karardan sonra...
Kemal Karataş, son söz olarak
‘ hayırlısı olsun ‘ dedi.
Bu söz Jül Sezar’ı... çağrıştırdı !

Sezar... kudretli bir Roma İmparatoru idi.
Brütüs de... ya evlatlığı yada öz oğlu idi,
Askeri ve politik bir liderdi.
Sezar, Brütüs tarafından öldürüldü.
Öldürülmeden önce de :
‘Sende mi Brütüs ? Öyleyse yıkıl Sezar’ dedi... kahroldu !

Kemal Karataş ne der... bilmeyiz de,
hatırımıza bunlar geldi.
Zaten de O, Sezar gibi kahredip yıkılacak adam değildi ki,
Sonuna kadar mücadele edecekti.
Hayırlısı da olsun... Kolay da gelsin !

İyi Pazarlar...