Mehmet KARABEL
Siren sesi, kalbimizin sesi
9 Kasım 2018 Cuma

İster bir canı kurtarmaya çalışan ambulans olsun…

İster itfaiye ya da polis aracı…

Siren sesini duyunca…

İçiniz “cızzzz” etmez mi?

Yangın nerede, içerde kalan var mı?

Ya da…

Ambulanstaki yaralı acaba kurtulacak mı?

Acının sesidir “siren”

Kalbimizi titretir!

“Siren Sesi”nin…

Sadece biri, diğerlerinden farklıdır…

Seksen yıldır, her 10 Kasım’da…

Türkiye’de saatler 09.05’i gösterirken…

Her yönden kulağınıza gelen…

Yüreğinizi daraltan…

80 yıldır olduğu gibi…

Acıyı katmerleştiren “iki dakikalık” o ses…

Özellikle O gün…

Atatürk’ü hasretle anmanın ilk habercisidir…

Hayat durur…

Trafik durur…

Siz durursunuz…

Türkiye’de dünya durur!

***

Yarın, “10 Kasım”

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu…

Büyük Önder Atatürk’ü…

Aramızdan ayrılışının 80’inci yılında…

Minnetle anacağız…

***

Bunca yıldır ilk kez…

Çok ama çok anlamlı bir “10 Kasım” billboard’u…

İzmir’in her köşesini süslüyor bir haftadır…

İmzası, İzmir Büyükşehir’e ait…

Üstündeki “veciz” dört kelime…

Neden bunca yıldır hiç düşünülmedi diye içimden geçirdim:

“Siren Sesi, Kalbimizin Sesi…”

Parlak bir zekanın…

İçimizden geçenleri kağıda aktaran en anlamlı dört kelime…

Yarın, 10 Kasım…

Evinize bu akşamdan…

Mümkünce Ata fotoğraflı şanlı bayrağımızı asın…

Bırakın, o da selamlasın yarın 09.05’te Büyük Önder’i…

Bi’de...

Tam saatler sabah “dokuzu beş geçe”

Bu kadim şehrin neresinde olursanız olun…

“Siren Sesi” ile birlikte…

Yürüyorsanız kaldırımda…

Yolda arabanızda iseniz, sağa çekip dışarı çıkarak…

Toplu taşım aracında oturuyor iseniz…

Üşenmeyin lütfen, kalkın iki dakika ayakta durun…

Sen, gevrek satan arkadaş…

Sen de geç saygı duruşuna…

Hayatı durdurun “iki dakika” için…

Vapurdakiler, lütfen siz de kalkın ayağa…

Göz pınarlarınızda biriken yaşlara yol verin, aksın…

Büronuzda mısınız?

Çıkın balkona, kıpıdamadan…

Yad edin, Siren Sesi işliğinde Ulu Önder’i…

Patronlar…

İzin verin “iki dakika” için emekçilerinize…

Avluya çıkıp, saygı duruşunda bulunsunlar…

İki dakika bu…

Yılda sadece “bir” kez…

15 bin 200 küsur saat içinde…

Sadece “iki dakika”

Yarın…

Saatler dokuzu beş geçe bunu yapın…

O’na en çok “içimizde hissetmemiz gereken” süreçte…

O “iki dakika”yı…

Büyük İnsan’dan esirgemeyin…

“Bu Siren Sesi, Kalbimin Sesi” demenin…

Dayanılmaz ferahlığını yaşayın…

***

Bitirmeden önce…

İzninizle, “Zaman Tüneli”ne girelim ve…

Ulu Önder’in son 24 saatini…

Resmi notlardan aktaralım…

“Acı Veda”yı hiç unutmamak adına…

***

9 Kasım 1938 / Çarşamba / Saat: 13:10…

Doktoru Asım İsmail Arar anlatıyor:

“Hastanın halini görünce her şeyin bitmiş olduğunu anladım… Bu büyük adamın kalbi o kadar sükûn ve intizam içinde çalışıyordu ki, devam edip giden komaya rağmen artık önü alınması kabil olmayacak kötü akıbetin ne vakit gelip çatacağını tayin etmek mümkün olamıyordu…”

 

9 Kasım 1938 / Çarşamba / Saat: 24:00…

Resmi Tebliğ:

Saat 20.00'den itibaren dalgınlık artmıştır… Umumî ahval vahamete doğru seyretmektedir…"

 

10 Kasım 1938 / Perşembe / Saat: 08:00…

Dr. Mehmet Kamil Berk ve Dr. Nihat Reşat Belger, Atatürk’e glikozlu serum verdiler… O sırada yüzü daha da soldu…

 

10 Kasım 1938 / Perşembe / Saat: 09:00…

Göğsü hızla inip çıkmaya başladı… Dünyadaki son beş dakikasına gözleri kapalı giriyordu…

 

10 Kasım 1938 / Perşembe / Saat: 09:05

Birdenbire gök mavisi gözleri açıldı ve sert bir hareketle başını sağa çevirdi… Koca bir tarih bu dünyadan göçmüştü… Prof. Dr. Mim Kemal Öke Atatürk'ün gözlerini kapattı… Dr. Kâmil Berk de “Gazi Mustafa Kemal” markalı beyaz bir mendille çenesini bağladı…

Ne demişti, 80 küsur yıl önce…

“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır…”

Sonsöz: “O halde, unutmayalım, unutturmayalım…”

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
MEHMET ERİŞ 9 Kasım 2018 Cuma 10:21

Büyük ayrılığı anlatanguzel bir yazı olmuş...9 u 5 geçe çalan sirenler..aslında Gitme Kal haykırışları...yüreğimiz de yaşatacağız...

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
80’lik güzeller zamana nasıl ‘dur’ dediler?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
En popüler üçüncü içecek
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler (2)
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva