Tayfun MARO
Sekülarizm kıskacı
21 Eylül 2017 Perşembe

Yeni Diyanet İşleri Başkanı görevini devralırken yaptığı konuşmayı; “… Allah ve resulünün ezeli ve ebedi çağrısını sekülerizm (dünyevileşme) ve hiçbir değer tanımama kıskacında debelenen insanlığa ulaştırmak için her zamankinden daha çok çalışmamız gerekiyor.” diyerek bitirdi.

İslam âleminin sorunu da bu; Batı karşısındaki ezikliğini, güçsüzlüğünü ve ataletini, dini mülahazalarla örtmek… Müslümanlar, yeryüzünü yaşamak, Dünya nimetlerinden nasibini almak yerine, dünyevi olana düşman kılınmak suretiyle, yeryüzüne yabancılaştırılıyorlar.

Hal böyle iken, hangi akıl Kuran’a dayanarak müslümanlara insanlığı kurtarma misyonu yüklüyor olabilir? Müslümanlar “Sekülarizmin kıskacında debelenen” insanlığı nasıl ve neden kurtaracak?

Bilim ve teknoloji, keşifler ve icatlar, üretim, istihdam, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, güvenlik, özgürlükler, sanat, edebiyat, müzik; Batılı toplumlar, çağdaş uygarlık düzeyini belirleyen bu alanların neredeyse tamamında insanlığa öncülük yapıyor veya çok iyi durumda.

Batılı toplumları “sekülarizm ve hiçbir değer tanımama kıskacında debelenmekten” kurtarmaya soyunan müslümanların ise, çağdaş uygarlığın gerektirdiklerine çok uzak olduğu bir vakıa. Başka deyişle, yeryüzü yaşamına kattıkları kayda değer hiçbir değer yok.

Bu durumda, Müslümanlar Batı’yı dualarıyla nasıl kurtaracak! Ya müslümanları kim kurtaracak!

Hani, silahla kurtarmak istesek, onu da Batı üretiyor ve bu aralar bize pek silah vermiyorlar.

Allah’ın ve elçisinin ezeli ve ebedi çağrısını, Dünya işleri ile ahiret işlerini birbirinden ayıran seküler topluma iletmek için ne söyleyeceksin?

O insanlara, “Çalışma, üretme, keşif yapma, buluş yapma, hayata konfor ve kalite katma! Bizim gibi beş vakit namaz kıl, dua et, az çalış çok tüket!” mi diyeceksin?

Hayata ne değer kattın da, Allah’ın mesajını, arı gibi çalışan ve üreten seküler topluma iletme hakkını kendinde buluyorsun?

Devletin servet ödediği Mercedes makam arabasının arka koltuğundan mı yapacaksın, ezeli ve ebedi çağrıyı! Yoksa İnternet sitesinden mi?

Türkiye, Doğu-Batı ekseninde tehlikeli bir şekilde geriliyor. İslamcı iktidar çevreleri, islami rejim inşa ederken, toplumdaki hassasiyetleri salt kendi siyasi tabanıyla sınırlandırıyor. Kullanılan diskur çok düşündürücü; “Türk korkusu, islam korkusu aldı başını gidiyor. Son 300 yılın en güçlü dönemindeyiz. Batı çöküyor… Kültürel çoraklık var. Kültür iktidarı da tesis edilecek. Dinini ve kültürünü bilen kuşaklar yetişecek.” Toplumun en az yarısı bu toplum tasavvurunda yeri olduğunu düşünmüyor. Ve bu insanlar, seküler ve laik alanda kendini ifade ediyor.

Sonuç olarak, Diyanet İşleri Başkanı çok sıkıntılı laflar etmiş. Öncelikle şunu anlaması gerekiyor;

Biz hep bu topraklarda yaşadık. Seküler toplumu ve laisiteyi savunuyoruz. Sekülarizm ve hiçbir değer tanımama kıskacında debelenmiyoruz. Şeriat istemiyoruz. Bir arada, insan gibi onurumuzla yaşamak istiyoruz.

Kant’ın yaptığı Aydınlanma tanımı belki kendilerine yardımcı olur:

Aydınlanma, insanın kendi kabahati sonucu ortaya çıkan ergin olmama durumunu aşmasıdır.

Ergin olmama, kişinin kendi anlama yeteneğini başkasının yol göstericiliği olmadan kullanamaması demektir. Kendi kabahati olması da, bu ergin olmamanın, anlama yeteneğinin eksikliğinden değil, başkasının yol göstericiliği olmadan bu yeteneği kullanma kararlılığı ve cesareti eksikliğinden kaynaklanması demektir.”

Seküler toplumda yaşayan her kişi, Tanrı’nın ve elçisinin sözünü kavrayacak erginliktedir. Ama inanır ama inanmaz.

 

 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Metehan Khan 18 Ağustos 2021 Çarşamba 11:38

Merhabalar... İnsanlar birbirlerini anlamaktan çok uzak... Birbirleriyle çelişen cümleler ve öyle değil böyle derken böylenin hiçte öyle olmadığı durumlar..! Sonuçta ne din nede sekülerizm için diyebileceğimiz şudur; Yaşanmayan hiçbir söz ve fikir Hayata-topluma hakim olmaz..!

Yorumu oyla      2      3  
Zafer Zafer 23 Eylül 2017 Cumartesi 17:27

Boşuna çaba, nehirlerin akışını ters yöne çeviremezler.

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Endüstriyel futbol öğütüp yutuyor!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Statlara sığmayan 23 Nisanları özledik!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İlk Milli Bayramımız!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
CHP ne yaptı, ne yapmalı?
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
CHP'li ıstakozlar iş başında...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva