Yaklaşık 800 bin fark…

Dile kolay…

Ama gerçek…

Böyle bir gerçeğin pek çok siyasal sonuçları olacaktır… Bunları zaman için de daha iyi göreceğiz ve yaşayacağız.

Sevindiğimiz nokta, bu konuda yani İstanbul seçimi ile ilgili yazdıklarımızda mahcup olmadığımız gibi, az çok gösterdiğimiz gayretler de boşa gitmedi.

Ekrem İmamoğlu’nu candan kutluyorum…

Şimdi gelelim ana başlıklar halinde bu muhteşem seçimin sonuçlarına:

Milletle inatlaşılmaz…

Çünkü, ne dedi Ulu Önderimiz:

“Türk Milleti’ni ayağa kaldırmak zordur ve fakat bir kez ayağa kalktı mı oturtmak da zordur…”

Mesele bu kadar açık…

İstanbul seçiminin kaybedeni elbette sadece Bin Ali Yıldırım değildir. Bütünüyle AKP ve O’nun Genel Başkanıdır.

Bu seçimle “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denilen “nevi şahsına mahsus” uygulama tutmamıştır. Tez elden “Demokratik Parlamenter Sistem”e dönülmelidir.

Şartlar ne olursa olsun Türk Milleti demokratik rejimden kesinlikle vazgeçmeyecektir. Çünkü demokratik rejim, Türk Milleti için yaşama azim ve iradesinin ifadesidir…

Uzun zamandır “Devlet adamı” kıtlığı yaşayan siyasi hayatımız, İmamoğlu ile bu “kıtlığa” adeta son vermiştir. Siyasi hayat tabir uygun ise “soluk” almıştır. Ve ufku aydınlanmıştır…

Bütün dünya, demokratik rejim açısından Türkiye’den umudunu kesmek üzereyken, İstanbul seçimi ile Dünya’ya rejiminden asla vazgeçmeyeceğini de göstermiştir…

Seçim fiilen sadece İstanbul’da yapılmış olsa da, manevi açıdan bütün Türkiye’yi kapsamış ve sonuçları da ülkemizin tamamında etkili olacaktır.

Siyasette yıllardır uygulanan “hırçın üslup” , milletimiz tarafından tasvip görmemiş; aksine, hoşgörü, kucaklama, ötekileştirmeme, sevgi ve saygı kazanmıştır.

Herhalde ve ilk defa bütün TV kanalları milyonları karşısına çekmiş ve heyecanla sonuçlar beklenmiştir.

Ve yine ilk defa olsa gerek, ülkenin hemen her yerinden on binler seçmen olarak İstanbul’a koşmuş ve yine on binler gönüllü olarak sandıklarda görev almak için İstanbul’a gitmişlerdir…

“Hukuk Devleti” olma yolunda, bu seçimle çok ciddi adımlar atılmıştır. Hak ve hukuk kavramları bu seçimle tekrar anlam kazanmıştır.

Haksızlığa karşı topyekun toplumsal vicdan güçlü bir şekilde harekete geçmiş ve sonuç almıştır…

Bu sonuç herkes için ibret olmalıdır ve ders alınmalıdır…

Alınan bu sonuçlardan sonra AKP ve MHP her halde ve mutlaka baştan sona hem yönetimlerini ve hem de söylemlerini ciddi bir biçimde ve sonuç alacak tarzda gözden geçirmek ve yenileştirmek zorundadırlar…

Ve nihayet:

Önceden de ifade ettiğim gibi…

Bu sonuçlardan sonra Türkiye, normalleşebilmesi için en geç iki yıl içinde hem Cumhurbaşkanlığı ve hem de Genel Seçim yapmak zorundadır…

Yapılacak bu seçimi takip eden aylarda ülke demokratik parlamenter sisteme dönebilmek için gerekli anayasal ve yasal değişimleri gerçekleştirmelidir…

Sonuç:

Her şey çok güzel oldu ve önümüzdeki zaman içinde de çok güzel olacak…