Ümit YALDIZ
Ölüm hep bize mi düşer usta?
29 Haziran 2016 Çarşamba

Kaç bombalı saldırıdan sonra MİT Müsteşarı’nı istifaya çağırdığımı unuttum.
Sadece Hakan Fidan’ı değil…
İçişleri Bakanı Efkan Ala’yı,
Emniyet Genel Müdürü’nü…
Görevi teröristi izlemek, yakalamak, engellemek olan valileri, kaymakamları…

Eksik ve yanlış istihbarattan kaç insanımızı kaybettiğimizi sayamaz olduk.
Hangi birini sayalım!
Reyhanlı’daki 54 canı mı, Suruç’taki 32 genci mi?
Ankara Garı’nı mı, Kızılay patlamalarını mı?

Diyarbakır’ı mı, Antep’i mi, Hatay’ı mı?
Yoksa son bir yılda İstanbul’daki yarım düzine hain saldırının kurbanlarını mı?

Başka ve normal bir ülkede sadece MİT Başkanı, Emniyet, İstihbarat değil hükümet hatta cumhurbaşkanı düşerdi.
Bizim iktidar vekillerinin attığı tweetlere bakın oysa… 
Neymiş efendim İsrail’le Rusya ile diplomatik zaferler kazanılmışmış da… Ondanmış bu saldırılar!
Bak bak bak!
Arkadaş sen o tweeti o saatte atmak zorunda mısın?
Daha ölülerini bile sayamamış, açıklayamamışken…
Hangi zaferden söz ediyorsun ayrıca?
Ve ayrıca son bir yılda patlayan 20’ye yakın bombadan önce hangi diplomatik zafer kazanmıştın? Suruç’tan, Ankara Garı’ndan, Sultanahmet’ten önce de diplomatik bir zaferin var mıydı?
Normalleşme olsun, çiftçi, esnaf rahatlasın’ diye destek verdiğimize bakma! Uluslararası sularda bilinen tüm hukuk kurallarını çiğneyerek gemini basıp 9 vatandaşını katleden İsrail altı üstü kuru bir özür ve 20 milyon dolar ödeyerek konuyu kapattı. Gazze ablukası sürüyor. Hepsi bu!
Ve 9 ay önce efelenen ve “Yaptık, yine yaparız diyen sen” mektup üstüne mektup yazarak Rusya’dan, Putin’den özür dilemek zorunda kalmadın mı? 
Türkmen Dağı’nı bombalayan, Kırım’ı ilhak eden Rusya’dan…
Hatta Rusya Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Vladimir Jirinovski’ye göre bu sürecin ilk adımı “Davutoğlu’nun azli” idi.  Memleketin yüksek çıkarları, batmak üzere olan onlarca sektör, ürünü tarlasında kalan çiftçi, eylemlere başlayan esnaf için sesimizi çıkarmasak da yaşanan diplomatik bir hezimettir.
Ama “Zararın neresinden dönülse kardır” gerçeği elimizi kolumuzu, hatta dilimizi bağlıyor.
İçeride ve dışarıda normalleşme, Başbakan Binali Yıldırım’ın ifadesiyle “Düşmanları azaltıp dostları arttırmak” şu anda en çok ihtiyacımız olan şey çünkü…
Dün de altını çizdiğim gibi hem İsrail hem Rusya krizinden çıkarılması gereken dersler var. En başta da ülke yönetmenin ergen çocuklar gibi sağa sola atarlanarak mümkün olmayacağını anlaması gereken devlet büyüklerimizin alması gereken dersler… 
Alırlar, almazlar…
Almazlarsa tarih yine tekerrür eder. Tükürdüğümüzü yalar, dururuz…
Hoş, öncekiyle ne kadar çelişirse çelişsin, her hâlükârda son söylediği alkışlanan, doğru kabul edilen bir liderin, partinin tüm bu süreçlerden ders alması zor ya! Umarım alırlar.

Ama umudum az… Baksanıza Mehmet Metiner havalimanı saldırısının faillerini MİT’ten bile önce bulmuş. Hatta konuyu Kılıçdaroğlu’na kadar bağlamış.
Yapmayın arkadaş! Bu memleketin sinirleriyle daha fazla oynamayın. Toplumsal zekâyla daha fazla alay etmeyin!
Meseleleri daha fazla sulandırmayın! Önlem alın! Hesap sorun! İstifa mekanizmasını çalıştırın! 
Ayağınıza taş takılsa Kılıçdaroğlu’na bağlama kolaylığından vazgeçin!
Aklınızın başınıza gelmesi için kaç bombanın daha patlaması kaç insanın daha ölmesi gerekiyor? 
Bu ülkeyi 15 yıldır tek başınıza yönettiğinizi ve de Fırat’ın kenarında kaybolan kuzudan bile sorumlu olduğunuzu unutmayın! Bomba patlıyorsa bu ülkenin her yanında sorumlusu Ahmet, Mehmet, muhalefet değil, bizatihi sizsiniz. Günah geçişi arama kolaylığından vazgeçin… Yok, öyle yağma!
Akan her damla kandan sorumlusunuz. Gerçeklerle bir zahmet yüzleşin.
Önlem almadığınız, önlem alması gereken makamlara doğru insanları atamadığınız için… Her türlü teröristin yolgeçen hanına çevirdiği memleketin dört yanında yitip giden binlerce cana rağmen biriniz bile ‘istifadan’ söz etmediği için… Bırakın tweet atmayı partinizin kapalı toplantılarında söyleyin kafi…
Tabi ki söz edemezsiniz. Amiyane tabirle gözünüz yemez!
MİT Başkanı temayül şampiyonu bir partiliniz. Reis’i cumhurunuzun sırdaşı…
Tweet atanı anında bulur ama bomba atanı bulamaz… Sizin de gıkınız çıkmaz, çıkamaz.
İçişleri Bakanı Ala hakeza… Reis’i cumhurunuzun canciğer kuzu sarması ekibinden…

Nasıl bir hastalıklı mantıktır, akıl tutulmasıdır anlamıyorum. Ne yani hain saldırının faili PKK ve DHKP-C ise Kılıçdaroğlu’na, dinci örgüt İŞİD ise size mi bağlayacağız? Yani sonunda ‘Senin teröristin benim teröristim’ noktasına mı geleceğiz? Bu mudur arkadaş?
Yapmayın, etmeyin!
Okur, okumaz… Ulaşır ulaşmaz bilemiyorum.
Ama buradan Sayın Başbakan’a bir çağrıda bulunmak istiyorum.
Memleketi normalleştirin! İçeride ve dışarıda… En azından bunun mücadelesini verin. Ve işe vekillerinizden başlayın. Trol ve troliçelerinizden ve de…  Olur-olmadık tweetlerle, demeçlerle insanımıza zulmetmesinler artık.
Aklımızla, zekâmızla daha fazla alay etmesinler.

İçim, içimiz kan ağlıyor.
Çaresizlik, öğretilmiş çaresizlik sarmalındayız. 
Ne yazık ki katlanmak zorundayız.
En başta kifayetsiz muhterislere…
Kifayetsiz muhalefete…
Kifayetsiz medyaya, yargıya…

Ve bugün son sözü Şair Refik Durbaş söyleyecek.
Ve diyecek ki;

Elim sanata düşer usta
Dilim küfre, yüreğim acıya
Ölüm hep bana
Bana mı düşer usta?

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
TC misafir 30 Haziran 2016 Perşembe 17:46

Şairin sözünü ben "ölüm hep bize mi düşer" olarak kullanmak isterim çünkü ölüm biz halk'a düşüyor sürekli, güç sahibi olan muktedirlere değil. İşte bu yüzden bu muktedirler hiçbir zaman halkı anlayamaz ve halktan olamaz. "Ölüm hep bize düşer" çünkü üzerine düşen sorumluluğu görmeyip de "güvenlik zafiyeti yoktur" diyen yöneticilerimiz var. " Ölüm hep bize düşer" çünkü olay sıcağı sıcağına yaşanmışken suçu muhalefet liderine yıkma seviyesizliğini gösterenler var. "Ölüm bize düşer" çünkü konuyla ilgili araştırma önergeleri iktidar partisi vekilleri tarafından reddedilir. "Ölüm bize düşer" çünkü tüm bu yanlışlara rağmen halk yine bütünleşmez ve "benim yanlışım senin doğrundan üstündür" der ve biz ölmeye devam ederiz ayrışmalar, kavgalar ve boş tartışmalar arasında.

Yorumu oyla      11      5  
TC misafir 30 Haziran 2016 Perşembe 00:20

Uzun lafın kısası tüm bu olanlar yine birilerinin kandırılmasından ibaretti ve o kandırılanlar faturayı kandırdığını üstü kapalı olarak iddia ettikleri Davutoğlu'na faturayı kestiler ve sütten çıkmış ak kaşığa döndüler. Bizim millet bu hurmayı yedi mi? Eğer çoğunluğu yediyse bugün yediğimiz hurmalar yarın sırtımızı tırmalar dış politika ve terörde tırmaladığı gibi.

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Manisa bir 'olmaz'ı nasıl 'olur' yaptı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva