Ümit YALDIZ
Neden ‘tarım’ bakanı?
17 Temmuz 2018 Salı

Türkiye 24 Haziran’dan sonra her anlamıyla yeni bir dönemi tecrübe etmeye başladı.  “Bana Başkan diyebilirsiniz’ diyen Erdoğan’ın ifadesiyle başkanlık sistemi resmen başladı.  
Önemli bir kitle süreci kaygıyla izliyor. Zihinlerde pek çok soru işareti var.
Referandum öncesinde iddia edildiği gibi ‘tek adam rejimine’ mi gideceğiz?
Büyük bir krizin eşiğinde olduğu düşünülen ekonomi yeniden rayına oturabilecek mi?
Demokrasi, insan hakları, basın özgürlüğü, eğitim, adalet gibi temel meselelerde memleket geriye mi ileriye mi gidecek? TBMM’nin yani yasamanın fonksiyonu ne olacak? Parlamenter sistemin gözbebeği, milli iradenin tecelli merkezi Gazi Meclis iddia edildiği üzere itibar mı kaybedecek?
Ve dahi onlarca soru…
Tüm bu soruların yanıtlarını ayrı ayrı merak eden, önemseyen bir kitlenin olduğunu biliyoruz. AK Parti’ye ve Erdoğan’a oy verenler arasında da soru işaretleriyle dolu hatırı sayılır bir kitlenin olduğunu da biliyoruz. Ancak o cephede en önemli soru ekonomi…
Erdoğan’ın vaat ettiği ‘büyük Türkiye, güçlü Türkiye’ olgusu gerçeğe dönecek mi? Bence o cephede yanıtı en çok merak edilen soru bu.
Büyük Türkiye, güçlü Türkiye, lider Türkiye… İşte bu sloganların altına toplanan milliyetçi-muhafazakar kesim için şu anki fotoğraf tatmin edici değil. Keza dolar 5 liraya mazot 6 liraya dayanmış durumda… Uluslar arası kredi kuruluşları Türkiye’nin notunu habire düşürüyor. Yerli ve yabancı yatırımcıdaki güven sorunu devam ediyor. Erdoğan kabinesinin ilk işi bu sorunla yüzleşmek ve üstesinden gelmektir.
Yeni sistemde bürokrasinin azalacak olması belki de sistemin en büyük avantajı gibi görünüyor. Türkiye’ye büyük umutlar ve vaatlerle aşıladığı, kabul ettirdiği başkanlık sisteminde Erdoğan ve arkadaşlarının başarılı olmak dışında şansları da yok.  En azından 16 Nisan’dan bu yana vaat ettikleri ‘büyük, güçlü Türkiye’ fotoğrafına ilişkin bazı somut gelişmeleri hissettirmenin ötesinde yaşatmak zorundalar.
İşte tam da bu noktaya odaklanacak olan Erdoğan ve kabinesinin ellerindeki yetkinin de gücüyle bu alanlarda başarılı olabileceklerini düşünüyorum. Dahası bu döneme ilişkin matematiksel bir gelişme söz konusu olursa bu da ekonomi alanında olacaktır.
-Efendim dünyanın üçte ikisiyle kavgalı…
-Olabilir. Dün dündür bugün bugündür kuralını unutmamak lazım. Rusya lideri Putin’le yaşanan süreci de tabi ki. Uluslar arası ilişkilerde dostluk da düşmanlık da sonsuza kadar sürmez. Kuzey Kore ile ABD’nin görüştüğü düşünülürse Erdoğan AB ülkelerinden başlayarak büyük bir ilişki restorasyonu dönemi başlatabilir.  
Öte yandan Erdoğan’dan memnun olmayan Batı ve dünyanın geri kalanı Türkiye’de Erdoğansız bir çözümün çok uzak olduğunu da görmüşlerdir.  Muhalefetin evlere şenlik görüntüsü kısa ve orta vadede Erdoğansız bir Türkiye’nin mümkün olmadığını zaten gösteriyor.
Ya Türkiye’yi tamamen oyunun dışında bırakacaklar ya da Erdoğan’la yürümenin yollarını arayacaklar. Aynı zorunluluk Erdoğan için de geçerli. Ya barışacak ya barışacak. Hatta küçük ortağına rağmen içeride de barış ortamını sağlama zorunluluğu var.
Türkiye’nin 2023’te Kürt sorununu hala çözememiş olması her bakımdan aleyhine olacaktır. Yeni bir çözüm süreci güçlü Türkiye’nin bana göre ilk adımıdır. Bir öncekinden ders alınarak, devleti rezil etmeden ‘analar ağlamasın’ temalı bir süreç bugünün en gerçekçi ihtiyacıdır.
İzmir’e gelince;
Erdoğan’ın kabineye İzmirli bir bakan ataması son derece yerinde, doğru bir adımdır. Türkiye’nin tarımsal altyapısının önemli bir bölümüne sahip olan, zeytin, incir, pamuk başta olmak üzere ihracat açısından stratejik ürünlere sahip Ege için ‘Tarım ve Orman bakanına’ sahip olmak da ayrıca önemlidir.  Ayrıca bu önemli göreve getirilen Bekir Pakdemirli de son derece yetenekli, başarılı, enerjik, iddialı bir isimdir. Dahası babası Ekrem Pakdemirli’den aldığı siyasal miras öyle olmasını ayrıca zorunlu kılmaktadır.
Peki, İzmir, Manisa ve Ege için önemli bir siyasal miras taşıyan Bekir Pakdemirli neden tarım bakanı yapıldı? Bulunduğu görev ve aldığı eğitim gereği pekala başka bakanlıklarda da görev alabilirdi.
Teknoloji, sanayi, ticaret gibi alanlarda önemli görevler üstlenmiş olan Bekir Pakdemirli’nin Tarım ve Orman Bakanı yapılmasının başka bir sebebi var mıydı?
Bence vardı. Yani var. Ve de bunun yaklaşan yerel seçimlerle de ilişkisi var.
Size bir soru… İzmir’i CHP’nin kalesi yapan nedir? Siyasal açıdan endişeli modernlerin yaşadığı metropol İzmir’i sormuyorum. 2014’ten itibaren 30 ilçenin tamamını kapsayan İzmir’i soruyorum. Yani seçmeninin üçte birinin kırsal alanda yaşadığı siyaseten merkezden farklı refleksler gösterdiği İzmir’i soruyorum.  Yani son seçimde CHP’nin yüzde 42’yi bulamadığı İzmir’i…
*
Bu soruya yanıt ararken basına Haziran 2018’de yani geçen ayın ortalarında düşen bir habere göz atalım şimdi.
1990-2003 dönemini kapsayan 14 yılda sadece binde 9 düzeyinde büyüyen İzmir tarımı, Kocaoğlu'nun Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı 2004-2017 döneminde ise yüzde 7,5'luk büyüme oranını yakaladı. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Uysal'ın araştırması, Büyükşehir Belediyesi tarafından desteklenen İzmir tarımının Türkiye ortalamasından 2,4 kat daha fazla büyüdüğü gerçeğini ortaya koydu. Rapora göre, tarım sektöründeki büyümede İzmir'in lider rolü her yıl daha da pekişiyor. Bu verilerle İzmir'deki tarım sektörü "Aziz Kocaoğlu'ndan önce" ve "Aziz Kocaoğlu dönemi" olmak üzere birbirinden farklı iki dönem olarak değerlendiriliyor. Kocaoğlu döneminde, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tarıma yönelik özgün ve önemli proje ve desteklerinin yansımalarını makro düzeyde değerlendirmeyi hedefleyen çalışmada, 1990-2003 ile 2004-2017 döneminde tarımsal üretimde ortaya çıkan gelişmeler hem tarım sektörü geneli hem de alt ürün grupları bağlamında, istatistikler yardımıyla analiz edildi. Böylece İzmir tarımında üretim boyutunda yaşanan gelişmeler ve bunlara bağlı olarak da bazı öneriler ortaya koyuldu. Prof. Uysal'ın hazırladığı "İzmir Tarımında Büyümenin Analizi" başlıklı araştırmanın dayandığı veriler, İzmir tarımındaki büyümenin son 14 yılda ortalama olarak yüzde 7,5 düzeyine ulaştığını gösteriyor. Yani İzmir tarımı Türkiye ortalamasından 2,4 kat daha fazla büyüdü.
İzmir’de faaliyet gösteren bir araştırma şirketi yöneticisi olarak şunu söyleyebilirim. İzmir’in kırsalında yani dış ilçelerinde, köylerinde iki siyasetçi var. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu…
Kocaoğlu kabinenin en etkin bakanı olan Binali Yıldırım’la yarıştığı 2014 seçiminde 30 ilçenin tamamında rakibine üstün geldi.  Bakmayın siz CHP’nin 8 ilçeyi kaybettiğine… CHP o 8 ilçenin 6’sını ‘içindeki İrlandalılar’ yüzünden kaybetti. Yani aday yapılmayınca başka partiye giderek ‘bir bölen’ olan eski başkanları yüzünden…
Tabi ki İzmir’in kırsal ilçeleri Aziz Başkan’ın kara kaşına kara gözüne oy vermiyor.  Mesele dokunmaktır. Mesele yukarıda detaylarını aktardığım İzmir’in önemli akademisyenlerinden birinin imzasını taşıyan haberin detaylarında gizlidir.
Kocaoğlu Tire’den Süt alıp okullara dağıttığında hükümet projeyi sahiplenerek ülke geneline yaydı.  Kocaoğlu Bayındır’dan çiçek alıp bu kentin sokaklarına diktiğinde Bayındır’ı çiçekçiliğin başkenti yapmakla kalmamış, yarattığı yerel rekabette Melih Gökçek’ten Kadir Topbaş’a kadar AK Partili belediyeleri de Bayındırlı üreticinin kapısına getirmiştir.
Kocaoğlu Kiraz’ın İğdeli, Ödemiş’in Bademli kooperatiflerinden ürün almaya başladığında bu ilçeler Büyükşehir sınırlarında değildi.
Kocaoğlu tarımsal alanda yarattığı İzmir modeliyle bu kentin kırsalında Erdoğan’la boy ölçüşebilecek yegane siyasetçi unvanını elde etmiştir. Bizim buradan gördüğümüzü siyasetin kurdu olan Erdoğan Ankara’dan görmüyor mu?
Bal gibi görüyor.  Ve İzmir’in merkez sağ tabanı için son derece önemli olan bir kıdemli siyaset adamının mirasını kente tarım bakanı olarak gönderiyor.
Yani bir nevi Kocaoğlu ile kırsaldaki maçı eşitlemek istiyor.
Eğer Bekir Bakdemirli başarılı bir tarım bakanı olursa 2019’da partisinin Büyükşehir adayı da olur. Ya da partisinin adayını Kocaoğlu karşısında avantajlı hale getirir.
Aziz Başkan bugün olduğu gibi partisi tarafından itilir-kakılırsa İzmir’in kırsalı bunun hesabını CHP’den ağır sorar. Sadece kırsalı mı? Bu kentin çeperlerinde evlerine düzenli olarak süt bırakılan aile sayısı 130 bini aştı. Bilmem anlatabiliyor muyum?  

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 8 yorum var, 8 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Gürkan 19 Temmuz 2018 Perşembe 11:32

Sayıştayın İzmir Büyükşehir Belediyesi hakkında sahilde yapılan altgeçit için zarar yazıp savcılığın soruşturma açmasına ne diyorsunuz ? Bu Sayıştay AKP'li belediyelerin ya da bakanlıkların yaptığı projelerde de zarar yazıp savcılar soruşturma açmışlar mıdır ? Örneğin konak ve sabuncubeli tünellerinin açıklanan ve biten maliyeti nedir ? Bu aradaki uçurum zarar değil de kar mıdır?

Yorumu oyla      9      6  
vatandaş 18 Temmuz 2018 Çarşamba 08:53

Öyle güzel ve doğru yazmışsınız ki ...

Yorumu oyla      12      6  
Hergele 18 Temmuz 2018 Çarşamba 00:37

...?

Yorumu oyla      9      6  
Lombak 18 Temmuz 2018 Çarşamba 00:21

İyi peki CHP bu tespitlerle yerel seçime gitsin bakalım sonuç ne olacak. Yani ülke gerçekleri ve seçmen beklentileri ancak bu kadar ıskalanır.

Yorumu oyla      13      7  
REİS 17 Temmuz 2018 Salı 21:42

Ve hiç kimse Gazi Mustafa Kemalin şu sözünü unutmasın,hattı müdafa yoktur, hattı müdafa yoktur AFEDERSİNİZ diyen KeMAL mi yönetecek ülkeyi:DD

Yorumu oyla      15      8  
gürkan 17 Temmuz 2018 Salı 20:59

Olaya İzmir özelinden değil de genelden bakarsak tarım bakanının kim olduğundan ziyade neden sürekli tarım, milli eğitim, ekonomi ... gibi kritik bakanların değiştiği. AKP sürekli bakanları değiştiriyor. Sebep? Örneğin Binali Yıldırım uzun yıllar Ulaştırma Bakanlığı yaptı. Niye Ulaştırma Bakanı değişmedi de aynı süre içinde birden çok kritik bakanlıklarda değişim oldu? Bu başarısız olduğunun kanıtı değil midir? Ve buna rağmen AKP nasıl oluyor da 16 yıldır seçim kazanıyor?

Yorumu oyla      11      6  
Ak parti veIzmir 17 Temmuz 2018 Salı 20:37

Ak Partili buyuksehirlere hafif rayli ve metro yapimi icin hazineden yardim yapip Izmire verilmiyorsa, Bayrakli ve Karabaglar ilce sinirlari hala vatandasin istedigi gibi olmuyorsa, atama ile il baskani ataniyorsa, ilce kongrelerinde isteyen aday olamiyorsa Ak Parti Izmirde sadece oy kaybeder

Yorumu oyla      13      5  
yanlista inat 17 Temmuz 2018 Salı 20:21

Insaat inadi, fiyati artan urunun ithalati, istatistik kurumunun vatandasi yansitmayan rakamlari bunlar yanlislar. Yapilmasi gerekenler: acil otekilestirme yerine tum toplumu kucaklamak, tohumda yerliye gecmek, tarim ve hayvancilik, gorevlere getirilecek kisiler kapikulu degil liyakat sistemi ile hak edenler goreve gelmeli. Izmire metro yapmak

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Memleketin birinde insan manzaraları(!)
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Tükeniş!
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Kara kaplı defter!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Nereden nereye?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çanakkale artık barışın merkezidir!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Daha önceleri nerelerdeydiniz?
Kemal ARI
Kemal ARI
'Cehennem savaşı'nda ne yediler ne içtiler?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bölgecilik, mezhepçilik ve inşaatçılık...
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Unutulmazlar...
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Boşanan aileler ve çocuklar
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva