Mehmet KARABEL
Lütfen denize girmek için tarih vermeyin!
21 Ekim 2019 Pazartesi

Neredeyse 60 yıldır süren bir hikaye bu…

İzmir Körfezi neden temizlenemiyor?

Neden evimizin önünden denize giremiyoruz?

***

Bu meslekte…

Dokuz “koca başkan” gördüm…

Osman Kibar…

İhsan Alyanak…

80 Darbesi sonrası…

Cahit Günay…

Ceyhan Demir…

1984’ten itibaren…

Dr. Burhan Özfatura…

Yüksel Çakmur…

Ahmet Piriştina…

Rekor bir sürenin sahibi…

Aziz Kocaoğlu…

Ve, bugün…

Tunç Soyer…

Kuşkusuz hepsi iyi niyetliydi…

Tunç Başkan’dan önceki Reisler…

Ama, bi’türlü mutlu sona ulaşamıyorduk…

Körfez’imiz muhteşemdi ancak…

Mevsimsel de olsa…

Ara ara “burun düşürecek” kadar kötü kokuyordu…

İzmir’e başka kentten gelenler…

Altınyol’dan geçerken, “Bu ne iğrenç koku!” diye yakınıyorlardı…

İnanılmaz insanüstü bir çaba silsilesi…

Müthiş maliyetler…

Verilen sözler, unutulan sözler filan derken…

Bugünlere geldik…

Körfez hala temiz değil; hala kokuyor…

Hepsinden önemlisi…

Hani Körfez’de yüzecektik?

***

Taaa, 1960’lı yılların başında…

Dönemin İzmir Belediye Başkanı Enver Saatçigil

“Büyük Kanal Projesi” fikrini ortaya attı…

Sonra dokunan olmadı…

Taa ki…

Dr. Burhan Özfatura 1984’te Büyükşehir Reisi oluncaya kadar…

İleriyi görüyordu Burhan Başkan…

Körfez için İzmir’in bütçesinden çok ciddi kaynak harcadı…

Meles ağzını temizledi; ilk kuşaklamayı yaptı…

Körfez kirliliğini önlemek için tarama gemileri kullandı…

Arkasından gelen Yüksel Çakmur

“Bu bir devlet projesi” demedi; o da elinden geleni yaptı…

Özfatura, ikinci döneminde Körfez’i temizlemeye devam etti…

Rahmetli Ahmet Piriştina ise…

Adeta Körfez’le yattı, Körfez’le kalktı…

Pompa istasyonları kurdu…

Kolektörler devreye girdi…

Ne var ki, kanalizasyon atığı ile yağmur suyu…

Aynı borulardan gidiyordu…

Kapkara bir suyun yaladığı Meles, şahane rekreasyon alanı oldu…

Büyük Kanal Projesi’nin son halkasını devreye soktu…

Sahil pırıl pırıl hale gelmişti ama…

Orta Körfez hala leş gibiydi…

Aziz Kocaoğlu, bir devrime imza attı…

İleri biyolojik arıtma tesisleri sayısı ile rekor kırdı…

İkinci kolektörü yaptı…

Belki şaşıracaksınız ama…

Son 35 yılda sırf Körfez mis gibi olsun diye…

İzmir gibi bir kentin belediyesi…

700 milyon dolardan fazla para harcadı…

***

Son 20 yıldır hep şu cümle ile avutuluduk:

“Falanca tarihte Kordon’dan denize gireceğiz!”

Herkes mayosunu hazırladı(!)

Ama…

O icraat bir türlü gerçekleşemedi…

***

Zaman Tüneli’ne girelim…

Mesela…

Efsane Başkan Ahmet Piriştina…

Taaa, 19 Ocak 2002’de…

17 yıl önce yani…

İzmirliler’e şöyle seslenmişti:

“Artık Körfez’de denize girme zamanı geldi…”

***

Ömrü yetmedi Ahmet Piriştina’nın…

15 Haziran 2004’te veda etti sevenlerine ve İzmir’e…

Aziz Kocaoğlu geldi ve…

Koltuktaki henüz dördüncü (18 Ekim) ayında…

Körfez’in hızla temizlendiğini söyledi; nokta koydu:

“Gelecek yıllarda İzmirliler, Brezilyanın 10 milyon nüfuslu turizm kenti Rio de Janeiro’da olduğu gibi evlerinin önünden denize girip, sahilde güneşlenebilecek... Bu benim düşümdü… Artık gerçekleşmeye başladı…”

12 yıl sonra…

Yani, 26 Ağustos 2016’da…

Gazeteciler bir kez daha Aziz Başkan’a sordular:

“Körfez’de ne zaman yüzülecek?”

Kocaoğlu, kararlı bi’şekilde cevap verdi:

“70-80 yılda kirlettiğimiz Körfez'i çok kısa zamanda yüzülecek duruma getireceğiz… Süreç istediğimiz gibi işlerse 2-3 sene içinde semeresini görürüz…”

***

Bi’küçük hatırlatma…

Neredeyse son 18 yıldır…

Hem Başbakanlığı döneminde hem de Cumhurbaşkanı kimliği ile…

Recep Tayyip Erdoğan…

İzmir Körfezi için…

Hiç söylemediyse 40 kere “Körfez kokuyor!” dedi…

***

Yetmez…

AK Parti İzmir’deki son dört yerel seçimde…

(Ki, bu 15 yıl demektir…)

Üç belediye başkan adayı görevlendirdi…

(Taha Aksoy, Binali Yıldırım ve Nihat Zeybekci…)

Üçü de…

“İlk işimiz Körfez’i kokudan kurtarmak olacak; İzmirliler mis gibi bu denizde yüzecek; göreceksiniz” diye söz verdiler…

Kazansalar yapabilirler miydi?

O’nu da geçtik…

***

Tunç Soyer’in adaylığı kesinleşti…

Seçimlere 20 gün vardı…

Ulusal TV kanallarından birinde şöyle dedi:

“Yeniden yüzülebilir Körfez için önemli adımlar atacağım…”

Ancaaaak…

Ne zaman baktı, gördü, inceledi…

Tam iki ay önce Körfez için söyledikleri…

Pek diğerlerine benzemiyordu…

Önce…

“Üç yıl içinde Körfez’de denize girebileceğiz” iddiasını tekrarladı…

Sonra…

4.5 milyon İzmir’e, “Çözüm çok basit” mesajı verdi…

Ardından kulaklara acayip bir kar suyu kaçırdı:

“Çözümü yanlış yerlerde aramayalım... Onlarca noktadan akıntı var Körfez’e… Eğer biz Körfez’i temiz tutmayı başarabilirsek, temizlemek için çaba sarf etmemize gerek yok… Biz yeter ki, kirletmeyelim… Bu işi sadece koruyarak, kirletmeyerek başaracağız… Onlarca fikir geliştirilmiş... İnceledim; gerek yok... Temiz tutarsak doğanın kendi gücü, doğanın sirkülasyonu Körfez’i temizlemeye yetecek ve biz bunu yapacağız…”

***

Bitiriyoruz…

Bakın, Körfez’i aslında kirleten ne biliyor musunuz?

Kütahya’dan doğup, Uşak ve Manisa’dan geçip…

Bizim Foça’nın güney doğusundan…

İzmir Körfezi’ne dökülen Gediz Nehri…

Ege’nin ne kadar sanayi kiri-pası varsa…

Cumburlop Körfez’e akıyor…

Evsel atık getiriyor…

Ağır sanayi atığı getiriyor…

Katı atık getiriyor…

Gediz’in Körfez’le buluştuğu noktaya bi’zahmet bakıverin…

Ağaç boyunda denizlaleleri var…

Antibiyotik gibi…

Canlıları devleştiriyor…

Körfezi mahvediyor…

Başkan Soyer haklı…

Körfez’i kurtarmak için…

Önce kirletmekten vazgeçmeliyiz!

İşimiz çok zor…

Nokta…

Sonsöz: “Kalp denizdir, dil de kıyı… Denizde ne varsa kıyıya o vurur! / Hz. Mevlana…”

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 4 yorum var, 4 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Desperado 21 Ekim 2019 Pazartesi 16:25

Merhabalar! İlk olarak emekli bir jeofizik mühendisi olarak bu konuda az çok bilgim var bunları sizler ile paylaşmak isterim. Körfez öyle Belediye başkanlarının yönettiği dönem boyunca temizlenecek bir durumda değil malesef. körfezi kirlenmeye başladıgı 60 lı yıllardan itibaren ele alırsak ,kanal projesi bitine kadar olan süreçte milyonlarca insanın atıgı,fabrika atıkları, tabakhane atıkları ve aklınıza gelebilecek bir çok şey körfeze akmış! geçen süreç 60 küsür yıl! bunca yıl boyunca gelinebilen nokta sadece koku sorunu oldu ki o bile halen daha tam olarak geçmiş değil. çok sıcak havalar da özellikle oksijen seviyeninin düşmesine baglı plankton patlamaları sonucunda körfez de renk değişimleri ve buna baglı olarak koku sorunları oldu. yani aşağıda ibrahim bey in bahsettiği halen daha denize lagım akması gibi bir şey söz konusu değil. sonra bunları "A haber" gelip çekince lagım aktı diye inanıyorsunuz. Bakın körfez temiz demiyorum ancak bu tip bilimsel sorunları bir çok kuruluş anlattı. aynı zamanda geçen yıllarda dayanılmaz derece de koku sorunları olmuştu. bunların da arıtma tesislerindeki arızadan kaynaklı oldugu da kanıtlanmıştı. yani bu tip şahit oldugunuz koku veya denize algım akıyor gibi söylentilerin bir kısmı gerçeklik payına sahip olsa da sürekli olan bir şey olmadıgı için bazı yayın organlarında çıkan haberlere inanmamanızı tavsiye ederim. Bunun dışında! körfezin temizlenmesi öyle 15-20 senelik bir süreç değil! onlarca belki yüzlerce yıl gerekiyor çünkü kanal projesi bittiginde dahi körfez neredeyse geri dönülemez noktadaydı. bu sebeple siyasilerin de temizleriz ederiz gibi söylemlerine zaten inanmayınız. bunun CHP si , AKP si yok! hepsi yalan söylüyor! en başta körfezi temizlemek isteyen bir yönetici radikal kararlar alır. yönettigi şehre körfezin önemini anlatır , kirletene de yaptırım uygular. 1960 lardan beri böyle bir eşy yapan bir belediye başkanı malesef olmadı. buna efsane ihsan alyanak ve ahmet piriştina dahildir! belki ahmet piriştina ömrü yetse birşeyler yapabilirdi ama oda malesef sizlere ömür. Aslında siyailerin yaptıgı körfezi bir sayisi simge haline geitrmekten başka bir şey değil. zaten öyle 10 yıl gibi kısa sürelerde temizlenemiyecegini onlarda biliyor. umarım biraz olsun yardımcı olabilmişimdir.

Yorumu oyla      7      5  
ibrahim 21 Ekim 2019 Pazartesi 12:11

Peki vatandaş olarak biz ne yaptık. Şu tarihe kadar temizlenecek diyen ama yapamayan birilerini tekrar tekrar başkan seçtik. Kokuyor diyene "hadi ordan" dedik, denize lağım suyu akıyor denildiğinde "git başka yerde yaşa o zaman" dedik. İzmir bu anlamda Türkiye'nin özetidir. Mevcut genel iktidarı eleştirdiğinde hain oluyorsun, yerel yönetimi eleştirdiğinde kovuluyorsun. Eğer körfez yüzülebilir bir hale gelirse işte o zaman İzmir'in kurtuluşu tamamlanmış demektir. İzmir'den körfezi çıkar geriye bişey kalmaz. Net

Yorumu oyla      4      8  
katılıyorum 21 Ekim 2019 Pazartesi 11:14

katkım olsun diye de ilave etmek istiyorum ki;gedizin kolları dere ağızları her yaz kuruduklarında temizleniyor,ilaçlanıyor,ancak bir süre sonra da geldikleri bütün şehir kasabaların pisliğiyle tekrar kirleniyor.Her gün gıda çarşısına giderken dere yi gözlüyorum.Bugünler de yine kirlilik artmaya başladı,belki çare dere çıkışlarında kuşaklama yapmak tabi yağmur yağdığında buralardan suyunu ayırmak zor.İnsanımızı tümüyle değiştirmek daha da zor.Kimse bir başkasını da düşünecek demokrasi ve olgunluğa sahip değil,bu eğitim sistemiyle de mümkün değil

Yorumu oyla      4      5  
Sarı Çizmeli Memed'A. 21 Ekim 2019 Pazartesi 09:09

"Gezi Direnişi"nde, halkın soluklanabileceği bir alanı korumak için yola çıkarken yüreklerinden başka güvenecek güçleri olmayan onurlu gençlere "eyy çapulcular" diye bangır bangır bağıranlar neredeler?.. Koca nehirleri/denizleri kirletenlere veya üç beş gram altın için binlerce ağacı kesip doğayı -yeniden kazanılması mümkün olmayan biçimde- tahrip edenlere neden "eyy namussuz talancılar" diye seslenmiyorlar?.. Talancıların, "satın alma" gücü olduğu için mi?

Yorumu oyla      7      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
N'oluyor o balkonda?
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Kazanan yok, kaybedenler Gazze’deki Müslümanlar
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İki yüzlü ahlak her yerde…
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Koltuklar devredilirken!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva