Kılıçdaroğlu, Trabzon’da CHP İl başkanlarıyla yaptığı toplantıda:
“En büyük zaafımız bunu yapıyoruz. Akşam meyhanelere gidiyoruz, açıyoruz rakıları, mezeler geliyor. Başlıyoruz genel başkandan, öbür taraftan il başkanları…Ülkeyi kurtarıyoruz, kafalar iyi eve gidiyoruz, kafayı vurup yatıp, sabah bir şey yok…”serzenişinde bulundu…

Maddi-manevi en büyük yükü taşıyanlara, canını dişine takıp gece-gündüz büyük bir özveriyle çalışanlara içmeyin dedi…

Ne yapsın biçare il başkanı?
“N’olcek bu memleketin hali?..”,“ N’olcek bu CHP’nin hali?..”
deyip, deyip içiyor…

Müslim Baba’nın şarkısında söylediği gibi:
“İçiyorsam bir sebebi var
Yarınımdan bir ümit mi var”
diyerek kederlenip içiyor…

CHP; son  5 yılda 3 genel seçim, 1 referandum,1 yerel seçim,1 cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmişken, ben içmeyeyim de kimler içsin diyen il başkanı efkarlanıp efkarlanıp içiyor…

35 ilde milletvekili çıkaramadığı için içiyor…

Koca CHP, kendi camiasının içinden, çağdaş- demokrat bir aday bulamayıp,“Ekmek için Ekmeleddin” sloganıyla bir sağ adaya, bir MHP’liye mahkum ediliyor…İl Başkanı “Kol kırılır, yen içinde kalır” diyerek, içi kan ağlasa da, içine sindiremese de parti disiplinini bozmayıp çabalayıp çalışıyor…Erdoğan cumhurbaşkanı seçilince de; ne yapsın?..

Kahrından  içiyor…

7 haziran Genel Seçimlerinde AKP tek başına iktidarı kaybediyor. CHP’yi ortak hükümet kuracağız diyerek oyalayıp, süre dolduktan sonra erken seçime gidip tek başına iktidara geliyor:

İl Başkanı içmesin de ne yapsın?..

Türkiye’de hukukun bittiğini, adaletin yok olduğunu iddia eden Genel Başkan; Fettullah Gülen’e çağrı yapıyor:

“Suçsuzsan gelirsin Türkiye’ye yargı önüne çıkarsın, gelmiyorsan o zaman suçlusun” deyince:
İl başkanı içiyor…

AKP, Milletvekili dokunulmazlığını Kaldırmak için TBMM ye teklif sunuyor. Genel Başkan; “Bu teklif halkı kandırmaya yönelik ve anayasaya aykırıdır” diyor. Arkasından da teklife evet diyerek destek olup, milletvekillerine hapis yolu açılınca; il başkanı içiyor…

Bir önceki genel başkan Baykal TBMM Başkanlığına aday oluyor, herkesin içine bir umut . Tam bu aşamada Cumhurbaşkanı Erdoğan, Baykal’ı görüşmeye çağırıyor. Baykal tereddütsüz gidiyor.
Sonuç?..

TBMM Başkanı Yine AKP’li…

İl Başkanı yine içiyor…

Baykal, TV de yılların verdiği birikimle, yerinde tespitleriyle, tahlilleriyle, Türkiye’nin fotoğrafını çekip, işte devlet adamlığı budur derken, sunucu:

“Cemaatler, tarikatlar, öğrenci yurdu kurmalı mı?” sorusuna;”Devletin denetiminde olursa neden olmasın” deyince tam keyfinin doruğunda olan il başkanı başlıyor içmeye…

AKP’nin dış politikası iflas etmiş, turizm batmış, ekonomi  can çekişiyor,dolar almış başını gitmiş, Güneydoğu’da bölgesel iç savaş devam ediyor,Irak, Suriye politikası ayrı bir hüsranken, kamuoyu yoklamalarında AKP yine birinci parti, Erdoğan yine rakipsiz:

İl Başkanı içmeyip de ne yapsın?..

CHP Adana’da “ Ülkemizi Böldürmeyeceğiz” mitingi düzenliyor.Ülkücüler bile katılıp destek veriyor. Kılıçdaroğlu, iktidara yükleniyor,Yanlışlıkları bir  bir sıralıyor,vurdukça vuruyor , yeni bir direniş ruhu oluşturuluyor derken sıra tutuklu yargılanan gazetecilere geliyor.Görevinin gereğini yapan muhalif gazetecilerle; Ergenekon, Balyoz, Casusluk Davası gibi Fetö komplosunda rol alan, Türk ordusunu çökerten,aydınlarını , bilim adamlarını,gazetecileri, yazarları hapse attıran,Fetö’cü yazarları, ayni kefeye koyarak:

“Onlar şu anda hapiste ama onlar ayni zamanda Adana meydanında. Cumhuriyete, demokrasiye, sahip çıkan meydanda, Mustafa Kemal’in meydanında onlar şimdi” diyor…  Yazarların ismini okuyup, kalabalığa burada dedirterek, Atatürk ve cumhuriyet düşmanlarını alkışlatıyor…

Ali Bulaç… Burada … İl başkanı ilk kadehi içiyor…

Ahmet Altan…  İkinci kadeh…

Mehmet  Altan …  Üçüncü kadeh

Şahin  Alpay…  Dördüncü kadeh…

Nazlı Ilıcak…  Beşinci kadeh… Üstelik de susuz…

Ve il başkanı:
Körkütük …