Uzun zamandır yerel seçimler sonrasında bu kadar çok koltuk devri yaşanmamıştır sanırım. AKP’den CHP’ye, Kayyumdan DEM’e, CHP’den CHP’ye devredilen koltuk sayısı bir hayli fazlaydı.

Afyonkarahisar’da Belediye Tabelasına TC ekleniyor. Kimi belediyelerde Başkan giderken koltuğunu da alıyor, ben kendi paramla aldım diye.

Koltuğa yeni oturanlar, haliyle heyecanlı. Makam arabalarını satılığa çıkaranlar da var, başkan yardımcıları ve bazı bürokratlara tahsis edilen araçların kullanımına son verenler de var. CHP’li Konya Akşehir Belediye Başkanı ise makam arabasını Tofaş Şahin’e dönüştürmüş.

Belediyelerde en önemli değil ama önemli israf ve hatta yolsuzluk alanlarından biri de makam araçları konusu. Birincisi ultra lüks araçlar kullanma görgüsüzlüğü önemli bir sorun. İkincisi Başkan ve yardımcılarına tahsis edilen makam araçları çoğu zaman aile üyelerinin de kullanımına açık olduğu gibi özel yaşamda, gezmede, tatilde de kullanılmaktadır.

Diğer önemli bir mesele, birçok belediyenin araç filosu kiralık araçlardan oluşur. Yandaş şirketlerden kiralanan bu araçlara birkaç yılda ödenen kiralara neredeyse aracın fiyatını bile bulmaktadır.

Makam araçları işin görünen yüzü. Bir de demokratik denetimin olmadığı ve yasal denetimlerin de istisnai durumlarda devreye girdiği belediyeler, adeta saltanat kurumlarına dönüşmüştür. Bu saltanatı sürdürmek için personel alımı, reklam harcamaları, medya satıl alma gibi çok sayıda kalemde kontrolsüz harcamalar yapılmaktadır.

Maalesef bu alan yasalara aykırı bir şekilde kapalı devre çalışmakta, kamuoyuna açıklanmamaktadır.

Aziz Kocaoğlu geçenlerde İzmir Büyükşehir Belediyesinin 26 bin personel ile hizmetleri aksatmadan yürütebileceğini söyledi. Ama rakamın bundan en az 10 bin kişi fazla olduğu söylentilerini duyuyoruz.

Koltuğu partisinden birine devreden, şu anda eski bir belediye başkanına sordum personel durumunu. Yüzde elli fazla dedi. Bunun sohbetini yaparken bazı arkadaşlar de kendisinin de epeyce personel aldığını hatırlattılar.

İşsizliğin bu denli yaygın olduğu bir ülkede belediyelerde belli ölçüde personel fazlası kabul edilebilir. Ama makul miktarda. Belediye bir şirket değildir, dolayısıyla karlılık anlayışı ile çalışmaz. Fakat bu kurumlar, Belediye Başkanlarının çiftliği de değildir.

Her dönem olduğu gibi koltuğu devralan bazı belediye başkanları hizmet binasına astıkları dev posterler ile belediyenin hangi kurumlara ne kadar borcu olduğunu vatandaşa ilan ediyorlar. Birçoğu da önümüzdeki ay personel maaşlarını ödemek için yeniden borçlanmak zorunda kalacak gibi.

Enkaz devraldığını söyleyen başkanlar, koltuğu başka partiden devralanlar. Oysa ki, CHP’li olup yine kendi partisine ait bir belediyeyi devralanlar, bunu kamuoyu ile paylaşamıyor.

Unutmayalım; bu kamu kurumu ve kamu görevi. Kimsenin özel hayatı değil.

Açıklayamadıkları gibi Partiler de bu konuda bir denetim sürdüremiyor ne yazık ki. Çünkü bu israf ve yolsuzluğun bir kısmı da partilerin finansmanında kullanılıyor. Bu işleyişteki kazan kazan modeli, kamunun kaybetmesi anlamına geliyor.