Tayfun MARO
Kendini tutmayı bilen insan
16 Ocak 2020 Perşembe

Bütün kötülükleri kapitalist sistemden bilen insan, bu sübjektif değerlendirmeyi, kendi kötülüğünün de mazereti olarak kullanıyor.

Kapitalizm nihayetinde bir sistem; gökten inmedi, insanlığın seçimi… Öyle bir seçim ki beş yüzyıldır sistem varlığını sürdürüyor.

Benim bu uzun soluklu beraberlikten anladığım; insan doğası kapitalist sistemde kendini buluyor. Cellâdına âşık olmak gibi… “Stockholm Sendromu” dediğimiz…

Sorasım geliyor; Sistem kötü de, insan iyi mi?

Yaşanan, zorunlu kölelikten gönüllü köleliğe bir yol hikâyesi olan uygarlığın getirdiklerindendir.

İoanna Kuçuradi, insanın değeri ve insan haklarına dair gerek yazdıkları gerek söyledikleriyle hepimizi uyarıyor. (Zaman zaman ekrana çıkması, nadiren yaşadığımız güzelliklerdendir.) “Felsefeyle düşünmek” konusunda yaptıkları, insanlık durumuna önemli bir katkıdır.

İnsanın değeri, çıkarsız ilişkilerin hariminde, “muktedirim ama ben yapmam” diyen insanla ortaya çıkar. Değer bilgisi ha keza… Kendini tutmayı bilen insan, “muktedirim ama yapmam” diyen insandır. Ve bu tutumu kendiliğindendir.

Batı ve Uzak Doğu ülkelerinde insanlar, çok farklı kültürlerden olmakla birlikte, “kendini tutmayı” bildikleri için, devletlerinin yeryüzünde söz sahibi olmalarını sağlayacak zenginlik üretebiliyorlar.

“Muktedirim ama yapmam” diyen insan, batılıdır. Batı kültürünün yarattığı bu davranış biçimi, toplumsal yaşamda daha insani dengeler kuruyor, demokrasinin kurallarıyla yönetilmeyi de mümkün kılıyor

Türkiye’ye gelince, “ne doğulu ne batılı” bir toplum olarak kategorize edildiğinden, demokrasi ancak “varmış” gibi olabiliyor.

Hem köprü üstünde hem doğu/batı hattında iki arada bir derede yaşamak netamelidir. İki kıta arasında bir köprü gibi uzanan topraklar üzerinde ne doğulu ne batılı olabilen çok kültürlü, çok etnisiteli, çok dinli bir toplum… Kararsız ve müslüman.

Yapısal sorunların bu denli karmaşık bir sosyal yapıyla adeta kristalize olması, Türkiye’yi gerçekten yönetilmesi güç bir ülke yapıyor.

Kurallı yaşamayı sevmeyen insanların harman olduğu ülkemde keyfilik ve kuralsızlık günlük rutin olduğundan, demokrasiyi bütün kurum ve kurallarıyla işletmek pek mümkün olmuyor.

Sonuç olarak;

Selanik-Üsküp hattında oluşan kurucu akıl, Cumhuriyet’i, modernitenin getirdiği seküler ve laik normlara göre inşa ederken, sosyal örgütlenmenin referansı, kendini tutmayı bilen insandı.

Bugün, islamcı şark zihniyetinin yönettiği ülkemizde, sosyal örgütlenmenin referansı, kendini tutmayı bilmeyen insandır. Öyleki tutabilene aşk olsun!

Yeni toplumsal mutabakat, bu koşullarda ve bu zeminde oluşan “ortak akıl” ile zuhur edecek.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Kubilay Avşer 19 Ocak 2020 Pazar 14:33

Özellikle 1960’dan bu tarafa karşı karşıya kaldığımız ‘post-modern’ akımın getirdiği olguları yaşıyoruz: artık herkes bir ‘monat’ olmuş, kendi başına iktidarını yaşamak ve yaşatmak istiyor. Yani toplum atomize olmuş, paramparça.. oysa çözüm çok zor değil: birbirimizi anlamaya çalışmak, kibre kapılmadan empati yeteneğimizi geliştirmek önemli bir adım olabilir

Yorumu oyla      5      6  
Lombak 16 Ocak 2020 Perşembe 18:07

Kapitalist toplumların ve devletlerin 20.yy''da tarihten çıkarttıkları en büyük ders, bir daha aralarında savaş yapmamak olmuştu. Bu dersten henüz sapmış değiller. 1945''e kadar "kendini tutamayan batılı insan" kendi içinde 40 milyon pek çok etnisiteden ve dinden insan öldürdü. Bir şey oldu ve 1945''ten sonra kendini tuttu. Kapitalistler kapitalistlere karşı savaşmanın aptalca olduğunu anladı. Savaşları vesayet savaşları şeklinde "kendini tutmayı bilmeyen üçüncü dünya insanına" yönelttiler. 75 yıldır böyle. Ancak batılılar arasındaki bu göreceli "barış" tarihte toplu iğne başı kadar bir yer etmiyor. Ve eski alışkanlıklarını tekrarlayacakları büyük zulüm tarihine de sahipler. İşte 2020li yıllarda "batılı ve kendini tutmayı bilen insan"ın sonuna geldik çün?ü vesayet savaşları ile 75 yıldır elde ettikleri müktedirlik statüsü çökmek üzere. Vesayet alanlarında tek yapabildikleri petrol ve doğalgaz kuyularına besleme bekçilerini dikmek olabiliyor. 19yy.ın cılkı çıkmış bayağı acımasız yüzleri internet ve sosyal medya mecralarında yeniden tezahür etmiş, ama sürekli olarak mazlum gruplarca ifşaya uğratılıyorlar. Taktıkları her maske koparırcasına yüzlerinden çekilip atılıyor. O petrol kuyularının zenginlikleri batıya akmadığında demokrasilerini koruyabilecekler mi? Hiç sanmıyorum. O gün yaklaşıyor ve üçüncü dünya insanını tutabilene aşk olsun.

Yorumu oyla      5      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Manisa bir 'olmaz'ı nasıl 'olur' yaptı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva