Yeni moda bir öneri…

Üstelik Türkiye’nin TV’lerine çıkan bir profesöründen…

Hoca diyor ki, özetle:

“Karantinaya alınanların, testi pozitif olanların açıkça ifşa edilmesi lazım... Bütün devlet hastaneleri ilan etsin…”

Neden bunu tavsiye ediyor?

Şundan ediyor…

Türkiye’de günlük test sayısı 110 binlerin üstüne çıktı…

Bu çok iyi bir gelişme…

Ancak…

Bu testlerin kime yapıldığını bilen var mı?

Yok…

Peki…

Testi pozitif çıkanın kim olduğunu bilince ne olacak?

“Vah, vah, vah… Ne kadar gençmiş…” deyip, unutacak mıyız?

Diyelim ki…

Yıllardır alışveriş yaptığımız…

Karşıdaki bakkalın Corona tedavisi görmeye başladığını öğrendik…

Bakkal Hasan Amca, karantinada…

Dükkanı eşi Bahriye Abla çeviriyor…

N’apacağız?

Düz hesap, keselim alışverişi…

Bitsin, gitsin…

***

Korona, ölümcül bir salgın…

Hepimiz korkuyoruz…

Kapının zilini çalmaya çekiniyoruz…

Toplu taşım araçlarında işe gidip gelmek bunalım oldu…

Evladımıza sarılmaya bile hasret kaldık…

Alışveriş sonrası para üstü aldığımızda…

Elimizi adeta kazıyarak yıkamak hayatımızın olmazsa olmazı…

Ancaaak…

Hastanın adını, tedavi gördüğü hastaneyi…

O da olmadı…

Karantina süresini geçirdiği evin adresini…

Sağlık Bakanlığı’nın internet sitesinde yayınlamak…

Ne ölçüde doğru ve dahi…

Ne kadar vicdani?

***

Kalbimin sesi şöyle diyor:

“Ahlaki değil ama, kamu güvenliği açısından acaba gerekli mi?”

*** 

Üşenmedim; Anayasa kitapçığına baktı baktım…

Diyor ki:

MADDE 13 / “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir... Bu sınırlamalar, Anayasa’nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz…”

Yani…

Diyor ki:

Bunu ancak kanunla yapabilirsin…

***

50 gün önce…

İzmir Menderes’in Küner Köyü’nde baş gösteren…

Korona salgınında…

Yedi kişi hayatını kaybetti; bir haftada…

İsimleri medya şaşık şakır yazdı…

Köy karantinaya alındı…

Zaten avuç içi kadar yer…

Herkes komşusunun mutfağında ne piştiğini biliyor!

Kimin dayısı, amcası, halası virüsü kapmış…

Saatine kadar konuşuyor…

Bunu mu “ifşa” edelim?

***

Bilmeyenler, bir doktor yakınına sorabilir…

“Hasta mahremiyeti” denilen genel bir kavram vardır…

Covit’li hastaların “kendi iradeleri” dışında…

Tedavi gördükleri hastanelerin internet sitelerinde…

Ya da kamu spotu halinde teşhir edilmesi…

O hemşehrilerimizin “kişilik hakları”nın doğrudan ihlalidir…

“Şeffaflık tamam” ama…

Kişilerin teşhiri olmaz; olamaz…

Bu ülkenin Sağlık Bakanlığı…

Kamu sağlığının korunması…

Virüsün “bulaş riskinin ve hızının” düşürülmesi amacı ile…

Vatandaşını teşhir etmeden de…

Başarıyla o işin üstesinden gelebilir…

***

Unutmayalım!

Teşhir paniği doludizgin haline getirir…

Bunun yerine…

Her gün daha fazla test…

Her gün biraz daha fazla uyarı…

Bakın…

Ortalık, maskesi bileğinde gezinenlerle dolu…

Sen, maskeyi oyuncak gibi kullananı sadece uyarıyorsun…

Olmadı para cezası veriyorsun…

Tedavi gören ya da karantinadaki…

Hastanın adını yayınlayarak…

O kişinin ailesini…

Neredeyse bitirme çizgisine getiriyorsun…

Reva mı bu?

O zaman…

Devlet Baba olarak…

Haziran’da… Temmuz’da… Ağustos’ta…

Plajlarda her kulaçta…

Bir başkasının korona olmasını “kolaylaştıran” kişileri yakala…

Hesap sor…

Sen, “baba” olarak…

1 Haziran’da “Gevşeyebilirsin sevgili vatandaşım” diyerek…

Mevcut Korona tablosunun…

90 günde “tavan yapacağını” hiç düşünmedin mi?

(1 Haziran 23 vefat / 16 Eylül 63 vefat)

Bunları unutalım…

Karantina’daki hastaların adlarını yayınlayalım…

Vicdan bu mu?

Yasayı çıkarın, ondan sonra yayınlayın…

***

Ayrıca, matrak bi’durum var hayatımızda…

Meraklı okuyucular iyi bilir…

İzmir’de bir trafik kazası oluyor…

Sarhoş sürücü kaldırıma çıkıyor…

O saatte oradan geçen bir çocuğu altına alıyor…

Talihsiz yavru hayatını kaybediyor…

Haber nasıl çıkıyor medyada?

Kazayı yapan şoförün adını (MCT… filan gibi…) kodluyoruz…

Kaldırımda son nefesini veren çocuğun adını…

Açık açık yazıyoruz…

Normal mi şimdi bu?

***

Şunu diyenler çıkabilir…

Daha geçen gün…

Tarım ve Orman Bakanlığı hileli gıdaların listesini yayınladı…

İzmir’den sekiz firma vardı, o listede…

Mesela…

Şeytan’ın aklına gelmez…

O firmalardan birinin ürettiği çikolatada…

Sildenfil (viagra / cinsel performans arttırıcı) kullandığı belirlendi…

Bastılar cezayı…

Kimbilir kaçıncı kez…

Ancak…

Unutmayalım ki…

Bakanlık bu ifşa olayını 10 yıl önce çıkan bir kanunla yapıyor…

***

Bitiriyoruz…

Koronvirüs Salgını’nın…

Türkiye’de ve Dünyada geldiği nokta ve…

Tehlikenin vahameti gerekçe gösterilerek…

Kişilerin özel durumu ve hastalıkları ifşa edilemez…

Yaparsa…

Devlet Baba’ya yakışmaz…

Nokta…

Sonsöz: “Zaten, ünlü / ünsüz çok kişi, sosyal medyada tahlil sonucunu açıklayıp; (Dualarınızı esirgemeyin…) demiyor mu?”