Hanzade ÜNUZ
Kapsül kapsül söyle bana…
23 Ocak 2018 Salı

Oldum olası giyim kuşam olayına fazla düşkün değilimdir.

Rahat, spor kıyafetleri tercih etmişimdir her zaman.

Hiç öyle topuklu, döpiyesli olamadığım gibi…

Rujlu, farlı, makyajlı görüldüğüm de sayılıdır.

“Sade iyidir, yalın güzeldir” diye düşünmüşümdür hep.

“Stile evet, kokoşluğa hayır” diyenlerdenimdir.

Oysa kadınların en sevdiği detaydır  giyim kuşam ve makyaj bildiğiniz gibi.

Rimel, fondöten, eyeliner,  pudra, allık gibi makyaj malzemelerinden de çok anlamam.

Hatta korkarım.

Kozmetik ürünler doktora  tezi gibi karmaşık gelir bana…

Gece kremi, gündüz kremi, makyaj altı, üstü, sonrası derken aynı ürünün 18 versiyonu arasında başım döner.

Hangisini alırsan al, bir ton para dökmüş olmana rağmen en iyisini ve doğrusunu aldığına ikna olamazsın.

Bu konularda hep ayrık otu gibi kalmışımdır kendinden emin kız arkadaşlarımın arasında.

Hem anlamam, hem de çok ilgilenmem o işlerle.

Kalıcı bir acemiyimdir.

KURTARICI GİYSİLERKızların hayattaki büyük yeteneği “Kombin” yapmak konusunda da, hep kanaat notuyla geçmişimdir sınıfı…

Artistik puanım düşüktür anlayacağınız.

Güzel kuzenlerimin lafıdır “Kurtarıcı” giysiler.

Bu konudaki edebi sözlerin kulağımda kalmışlığı vardır:

“Ay bak bu çok kurtarıcı bir parça…”

“Her şeyin basic olsun, bu parçayla patlatırsın…”

“Aaa canım bak bu çok ateş ediyor…”

“Must have bebişim…”

Gibi ayrı bir dünyadan, farklı bir dilde konuşurlarken şaşkınlıkla izlediğim çok olmuştur.

Neden bu mevzulara daldım şimdi durup dururken?

Malum şimdi tam ucuzluk zamanı.

Vitrinler “Yüzde 70 İndirim” yazılarıyla dolu.

Kazara bir butiğe girsem hemcinslerimi  izliyorum hayretle.

Kalabalık eşya yığını içinde transa geçmiş halde gezmelerini…

Raflarda dolaşan gözlerdeki şahin bakışı…

Askıda yanyana dizili onlarca kıyafeti para sayan veznedar hızıyla kontrol edip, her birine tek tek göz atmalarını…

Daha gezilecek çok mağaza olduğu için ışık hızıyla seçilen kıyafetlerin, hızlı film tadında denenmesini….

Alışveriş ekibindeki diğer katılımcıların kabindeki arkadaşlarına yaptıkları cıvıltılı yorumları…

İlgiyle izlerim hep.

KALİTE “İN”, MODA “OUT”Neden bu bahsi açtım dersiniz?

Bizler alışveriş yapıp dolaplarımızı doldura duralım.

Dünyada yeni bir akım başladı bu konuda.

Minimalist bir anlayış.

“Kapsül Gardırop” deniyor kısaca.

Dolabı açınca üstümüze üstümüze gelen kıyafetlerimiz var ya…

Yıllardır giymediğimiz halde atamadığımız, satamadığımız rengarenk yığınla giysi.

“Kapsül Gardırop” ta hiçbirine yer yok.

Bu yeni anlayış modayı es geçiyor.

“Az ve öz iyidir” diyor.

Dolaplardaki kıyafet yığınını elinin tersiyle kenara itiyor.

Birbiriyle uyumlu 20 kadar kıyafet seçip, yerleştiriyor.

“Kapsül Gardırop” anlayışı bu giysilerin marka ve özgün ürünler olması da mümkün diyor.

Birbiriyle ahenkli renk ve tarzda az, öz stil kıyafetler.

Yani kalite “in”, moda “out” oluyor.

“Kapsül Gardırop”  akımı nereden çıkmış diye bakarsak...

Aslında 1970’lere uzanan bir geçmişi var.

İlk kez Londra’da butik işleten Susie Faux tarafından telaffuz edilmiş.

“Kapsül Gardırop” modası geçmeyen etek, pantolon, ceket gibi basic (temel) ürünlerden oluşan koleksiyonu sezonluk ara parçalarla kullanmak anlamına geliyor.

1985 yılında Amerikalı modacı Donna Karan ise bu terimi iş kıyafetlerine uyarlayan isim olmuş.

“Kapsül Gardırop” konseptinin asıl amacı az sayıda giysi ile yetinmek.

Sadeleşmek…

İçindeki alışveriş canavarına dur demek.

Kıyafet obezi olmaktan kurtulmak.

RUH HAFİFLETİCİ YÖNTEMSteve Jobs, Bill Gates, Mark Zuckerberg gibi isimler iş dünyasından…

Barack Obama, Angela Merkel de politik sahneden “Kapsül Gardırop” anlayışını benimseyen önde gelen isimler.

Bizde de şov dünyasından Cem Yılmaz, Acun Ilıcalı gibi isimler bu akımın öncüleri oldu.

Bu aslında karun gibi zengin isimler “Kapsül Gardırop” anlayışını ileri bir seviyeye taşıyıp, hepsi birbirinin aynısı kıyafetleri giyiyorlar.

Ünlü yönetmen Cristopher Nolan’ın her gün ne giyeceğine karar vermemek için mavi gömlek, ceket ve siyah pantolon giyerek enerjiden tasarruf ettiğini açıklaması başka bir “Kapsül Gardırop” örneği…

Peki  bu yaratıcı kafaların neden böyle sıra dışı bir tercihleri var?

Bunu,

-Karar verme yorgunluğundan kurtulmak,  “Bugün ne giyeceğim” diye düşünmek zorunda olmadan  zihnin üretkenliğini artırmak,

-Zamandan tasarruf etmek,

-Sahip olduğumuz eşyaların bize ne kadar ayak bağı olduğunu fark etmek,

-“Çok mu resmi giyindim, elbisem çok mu kısa, rengi uydu mu” gibi stresli sorulardan kurtulmak,

Diye açıklıyorlar.

Ki bana da çok mantıklı geliyor.

Az eşyanın daha az ütü, derli toplu bir dolap ve  giderlerin azalması anlamına gelmesi de cabası tabii.

İnsanlığın sahip olduğu eşyalar yığınında boğulduğu yüzyılın bireyleri olarak…

Nesnelerin efendi, insanın köle olduğu bu çağda...

Gerçek özgürlüğü, huzuru  “az ve öz” de aramalıyız diye düşünüyorum.

Tüketim müptelası olmadan...

Kendimizi eşyalara zincirlemeden…

Ruh hafifletici bir yönteme,

“Kapsül Gardırop” a geçiş yapıyorum ben de.

Yavaş yavaş…

Küçük adımlarla.

Dolabımı tek tek boşaltacağım.

Benzer tonlarda, sevdiğim stilde, az sayıda kıyafeti seçeceğim.

İçimi, dışımı hafifleteceğim.

Anlayacağınız yakında,

Gardırobumun karşısına geçip,

“Kapsül kapsül söyle bana…”

“Benden  ferahı var mı...” diye soracağım.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 4 yorum var, 4 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
23 Ocak 2018 Salı 16:12

Çok Mantıklı:)))

Yorumu oyla      11      10  
yüksel gemalmaz 23 Ocak 2018 Salı 14:43

kalemine sağlık hanzade sanki beni yazmışsın..ne giyeceğim sorusunun cevabı çok zor..kapsül deyince ne acaba dedim..demek bu da kapsülmüş..

Yorumu oyla      11      10  
Sema Gür 23 Ocak 2018 Salı 11:13

Keşke yapabilsem??

Yorumu oyla      11      10  
Hatice SARAÇ 23 Ocak 2018 Salı 10:30

Armağan hanim o kadar zarif ve asil duruşunuz var ki ne giyseniz taşırsınız.Kolay gelsin. SEVGİLER

Yorumu oyla      11      10  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Çoban ateşini 'topuklu' yaktı!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Onlar hayatın düşmanıdırlar sevgilim…
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva