Biz İzmirliyiz...

Yaşadığımız kentin tarihsel geçmişinin etkisinde kalan; o birikimden gelen değerlerle yaşayan; kültürüne sahip çıkan, gelişmesine katkı koyan her kesime bilinçle destek veririz. Sokakları deniz kokan kentin kurtuluştan kuruluşa, kuruluştan sonraki evrelerde de demokrasinin beşiği olduğunun ve bu havanın yayılarak tüm Ege’de solunduğunu biliriz.

Futbolun Bayraklı Çayırı’nda ilk oynandığı günlerden bugüne ne denli sevildiğini, takımlarının özelliklerine bakarak görürsünüz bu kentte.

Bir köşesinde Dünya ve Olimpiyat oyunlarından madalyalarla çıkmış güreşimizin yüzaklarından Muharrem Candaş yatar; diğer köşesinde ise Muhlis Tayfur...

İlklerin kentidir İzmir...

Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün İzmir’de ilk ziyaret ettiği ve Türkiye’de armasına ay-yıldızlı bayrağımızın armasını ilk takan kulüp Karşıyaka’dır. Basketboldan, yüzmeye, atletizmden voleybola, yelkenden hentbol başarı abidesi bir yapı gerçekleştirdiği için alkışı almıştır. Bakmayın şimdi yaşananlara. Kulüplerin büyüklüğü tarihinden gelir.

O yüzden Karşıyakalıyız biz...

Bir kentin içinde futbol sevgisini geliştiren “efsane” kadrosuyla Göztepe’nin yeri bir başkadır. Fuar Şehirleri Kupası’nda çeyrek finale çıkan ilk Türk takımı sarı-kırmızılılar bugün hala dillerden düşmeyen bir başarının yaratıcıları oldular.

Göztepeliliğimiz bundandır...

Altaylıyız biz...

Karşıyaka’dan sonra kurulan, kurtuluş savaşı öncesi büyük mücadeleye önderlik eden isimlerin oluşturduğu kulüptür Altay. İçinden bir tarih fışkırır. Atatürk’ün ziyaret ettiği ikinci kulüptür.

Fahrettin Altay paşadır... Vahap Özaltay’dır... Altaylı olmak ayrıcalıktır.

Cumhuriyet döneminin ilk kulübüdür Altınordu. S.Ferit Eczacıbaşı önderliğinde kurulduğunda, Basmane’den Agora’ya yayılan coşkuyu anımsamak yeterlidir. Sait Altınordu gibi bir efsaneyi yaratmış, daha nice futbol adamını içinden çıkarmıştır. Tarih şeytanların ilk basketbol şampiyonluğunu, atletizm ve hentbol şampiyonluklarını da yazar. Bugün ise futboldaki altyapısıyla Türkiye’ye örnektir.

Bizim Altınordululuğumuz sorgulanamaz!

İzmirsporluyuz, Bucalıyız, Yeşilovalıyız, Bornovalıyız, Menemenliyiz...

İzmirli ve Egeliyiz biz...

X

Şimdi önümüzdeki hafta seçim var ya...

Bir ithal aday çıkmış laf ediyor, “Ben İzmirliyim, sekiz işyerim, sekiz evim var” diye!

O şirkete nasıl ortak olduklarını, evleri nasıl aldıklarını bilemeyiz. Ama ev almakla İzmirli olunmadığını biliriz! Yeri geldiğinde sorarız, “ Ne yapmaya geldiniz” diye!

İzmirliliğimizi sorgulatmaz yaşarız biz!

Şimdi siz bu kentin spor birikimine ne katkı koyacaksınız? Ne düşünüyorsunuz? Tek söyleyeceğiniz stat ise...

Bu kent sekiz yıldır o sorunu yaşıyor ve çözemediniz.

Aday olduğunuz ilk gün elinize bir tapu tutuşturup, “Zeybekçi’den ilk söz. Karşıyaka’nın stat sorunu olmayacak” demiştiniz ya! O işten haber var mı?

Alsancak ve Göztepe’de durum nedir, biliyor musunuz?

TOKİ’nin İzmir’de yaptığı statlardan birinde itfaiye araç girişinin projede unutulduğu ve şimdi değişim için beklendiği doğru mudur?

Nedir yaşananlar? Ve iktidardayken bir işi yürütemeyip, yerelde gelip yapmanın mantığını, İzmir’e yakınlığını nasıl açıklayabilirsiniz?

Her şey bir oy içinse...

“Bize oy verin yapalım” diyorsanız...

İzmirli o sözün ne olduğunu bilir!

Anımsatmış olalım!..