Tayfun MARO
İyimser bir yazı
7 Aralık 2016 Çarşamba

İnsanlık durumunun trajik bir şekilde kötüleştiği küresel dünya düzeninde, çıkışsızlığın kör kuyularında kalan insanlık, başka bir hayatın izini sürmeye başladı. 
Kapitalizm, her tarihsel sistem gibi bitimli olmanın gereği, kendi sonunu getirdi getirecek. Kaçınılmaz sonun öncülleri ortaya çıkmaya başladı. Sistemin görkemli gücü artık göz kamaştırmıyor.
Bu binyılın şafağında, “başka bir dünyanın mümkün olduğunu” anlamaya başlayan gösteri ve tüketim yorgunu toplumlar, küresel bir başkaldırının işaretlerini vermeye başladı. 
Dünya giderek küçülüyor. Başkaldırının ortak dili oluşuyor. Asya’da, Afrika’da, Avrupa’da, Amerika’da antikapitalist eylemler yaygınlaşırken, halklar eşitlik ve özgürlük talep ediyor.
Artık biliyoruz ki İzmir’den yükselen sesimiz Asya’da veya Afrika’da yankılanmıyorsa, bir şeyleri eksik ya da yanlış söylüyoruz. Ne zaman ki sesimiz yankı buluyor, işte o zaman, aynı saflarda buluştuğumuzu, ayni dilden konuştuğumuzu biliyoruz. Tıpkı Gezi eylemlerinin Latin Amerika’da yükselen sesi gibi…
İşte bu bilgi, çıkışsızlığın ve umutsuzluğun üstesinden gelmemizi sağlayacak bilgidir. Yalnız değiliz.

Yeryüzüne barış ve refah getirmek için insanlığın hayatı yeniden söylemeye ihtiyacı var. Kapitalizm, barış ve refah getirmedi. Ama yoksulluk, sevgisizlik, zulüm ve savaş getirdi. Hayat böyle söylüyor.
Farklılıkları insanın zenginliğidir, kavga nedeni değil. Benzerlikler ve ortak kaygılar, hayatı herkes için yaşanır kılmanın yolunu açmalı.

Doğayı savunmak…
Küreselleşen kapitalizmin insanlığı kapattığı hız çağına direnmek, hayatı yavaşlatmak…
Köyleri metropolün mahallelerine dönüştüren globalizasyona karşı durmak…
Kentleri yatakhaneye dönüştüren kentsel dönüşüm politikasına karşı çıkmak…
Kent rantından yoksulların pay alması için mücadele etmek…
Sosyal devleti yeniden ihya etmek…
İnsan haklarına dayalı devleti talep etmek...
Bunlar insanlığın yerleşik düzene direndiği alanlardır.

Küresel kapitalizmin bizi ayrıştıran, yalnızlaştıran, guruplar arasında husumet yaratan post modern düşünceye dayalı kimlik siyaseti üstünde yükselen sosyoloji çöküyor. 
Yoksulların hibe ve sadakayla geçimini sağlamak, din ve etnisite guruplarını savaştırmak gibi insani olmayan fikirlere dayalı küresel politikalar yolun sonuna geldi. 
Şimdi, yeni şeyler söylemenin, hayatı yeniden söylemek için bir araya gelmenin zamanıdır.

İnsan haklarını, temel hak ve özgürlükleri savunmak hiç kolay değil. Muktedirlerin, özgürlüğün bedelini ağır ödettiklerini tarihsel olarak biliyoruz. Daha beteri, özgürlüklerin yaşandığı zamanları tarih pek yazmıyor. Çünkü özgürlüklerin öyle uzun soluklu yaşandığı dönemler yok. İnsanlık, tarih yazılan bütün zamanlarda özgürlüğü için mücadele etti ama başarıları hep geçici oldu. Kapitalizm öncesi veya sonrası, mülkiyet toplumlarında muktedirler her zaman toplumsal kazanımları fazlasıyla geri almayı bildiler. Sovyetler Birliği deneyimi yüz yıl bile ayakta kalamadı.
Umutlarımızı geçen yüzyılda yitirmedik fakat erteledik. Ekmek ve özgürlük mücadelesi veren halklar, 19.yüzyılda umutlandılar, 20. yüzyılda en ağır yenilgilerini aldılar. 
Bu yüzyılda ise, halkların yeniden ağır ağır yerinden doğrulduğuna tanık oluyoruz.
Yoksulluk ve şiddet sarmalında ezilen halklar, antikapitalist saflarda bir araya geliyor; Çökmekte olan küresel kapitalizmin dünya düzeninin yerine “başka bir hayatı” mümkün kılmak için… 
Büyük insanlık artık biliyor ki; Başka bir Dünya mümkün.

Doğrudur, iyimser olmak lazım; çıkışsızlık dört bir yanımızı kuşatmış olsa bile… 
Şurası muhakkak ki, insanlık isterse, çıkış var. Hiç değilse bunu biliyoruz. 
Ah, bir de istese…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen 1 yorum var.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Onlar hayatın düşmanıdırlar sevgilim…
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva