Şule 23 yaşındaydı…

Ankara’da üniversite öğrencisiydi…

Patronu ve onun arkadaşı tarafından…

Öldüresiye dayak yedi…

Cinsel tacize uğradı…

İki erkeğin de gözü dönmüştü…

Yaptıkları yetmemiş gibi…

Zavallı kızı…

20’inci kattan sokağa fırlattılar…

Şule hayatının baharındaydı…

Mahkeme…

İki erkekten birine “ağırlaştırılmış müebbet” verdi…

Sonra…

Katilin duruşmadaki “iyi hali” nedeniyle…

İndirim uyguladı…

Ağırlaştırılmış müebbedi “müebbet”e çevirdi…

***

Ertesi gün…

Adalet Bakanı Abdullah Gül, şöyle dedi:

“Canilere ceza indirimi yapılması vicdanları yaralıyor!”

***

Nedir bu “iyi hal” indirimi?

TCK’nun 62’nci maddesi diyor ki:

“Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, 25 yıl hapis cezası verilir... Diğer cezaların altıda birine kadar indirilir…”

İyi de…

Sanığın yargılama sırasında takım elbise giymesi…

Kravat takması…

Mahkemeye karşı yapmacık bir “saygılı” görüntü vermesi…

“Çok pişmanım, çoook…” demesi…

Mahkeme salonunda bağırıp, çağırmaması…

İkide bir “Allah beni affetsin…” diye iç geçirmesi…

Annesinin, babasının bile inanamayacağı…

“Uslu çocuk” rolü yapması…

İyi hal indirimini gerektirir mi?

Suç ne kadar ağır ve…

Yarattığı etki ne kadar “vahim” olursa olsun…

İyi hal indirimi uygulanması ne kadar doğru bir karar?

***

Aramızda dolaşan…

Kadın kanına susamış canavarların…

Yalancıktan “kader kurbanı” halleri…

Hangi vicdanı soğutur?

***

Sadece geçen yıl…

2018’de 440 kadın…

Kocası, eski kocası veya sevgilisi ya da herhangi bir erkek tarafından…

Hunharca öldürüldü…

Bu, her gün en az bir kadının katledilmesi demektir…

Rakamları dökmeye gerek yok…

Sadece…

Kan donduran bir sonuç vereyim:

Son 20 yıl içinde 15 bin kadının yaşam hakkı elinden alınmış!

***

Bu canavarlar mahkemede ne diyor?

Akıl donduran savunmalara bakar mısınız?

Bu olayların hepsi İzmir’de geçiyor…

***

18 yaşındaki sevgilisini öldüren adamın savunması:

“Beni mecbur bıraktı… Onur, gurur ve namus için yaşıyorum…”

O adamın telefonda adının karşısında “Azrail” yazıyor!

***

Adam, imam nikahlı karısını kızgın yağla haşlıyor…

Mahkemede süt dökmüş kedi gibi…

Ne diyor?

“Tartışırken yanlışlıkla çay döküldü…”

***

Kız üniversiteli… Sevgilisinden öldüresiye dayak yiyor…

Dayakçı herif pişkinliği sitcom repliği gibi:

“Boyum 1.85… 25 yıl spor yaptım… İki saat boyunca narin bir kadını dövsem sonuçları bu olmazdı…”

***

Türkiye'de her yıl yüzlerce kadın…

Sevgilisi, eşi, babası ya da başka bi’yakını tarafından…

Hayattan koparılıyor…

Binlerce kadın ve çocuk şiddete uğruyor, taciz ya da istismar ediliyor…

Takım elbise giyerek duruşmaya gelen sanıklar…

Mahkemede ise “pes yani…” dedirten savunmalar yapıyor…

İşin korkunç yanı…

Karşı tarafı “iyi hal” adına inandırıyorlar!

***

Mahkemede “iyi hal” indirimi söz konusu olunca…

Mantığınız ister istemez…

Sizi şöyle düşünmeye zorluyor:

“Birinin hayatını sündürecek kadar kötü kalplisin ama…

Aslında o kadar da kötü biri değilsin!”

Bu cümlenin üstüne durun…

Bana hak vereceksiniz…

***

Bizim en büyük hatamız şu:

Mahkeme salonlarında mağduru “anlamaya” çalışmıyoruz…

Kadının kanını emen adama…

“O beni tahrik etti…” dediği için…

Ceza indirimi uyguluyoruz…

Karısına tekme-tokat girişen bir adam…

“O kötü bir anneydi…”

Ya da…

“Herkesin arasında bana bağırıyordu…” dediği andan itibaren…

Bir anda “mağdur rolü”ne bürünüyor…

Sonunda nereye geliyoruz?

Şuraya geliyoruz…

Şiddet kurbanı kadınların katilleri müebbet aldı diye…

Avunan…

Ve dahi, ayıptır söylemesi “sevinir” hale gelen…

Bir toplum olmaya doğru yelken açtık…

Yazık değil mi bu güzel ülkeye?

Nokta…

Sonsöz: “Bazı insanlar bize armağandır, bazıları ise ders! / Hz. Mevlana…”