Ocak ayının sonuydu; ilk kez “Ege’de SonSöz” yazdı…

Türkiye böyle duydu…

Turizm Bakanlığı…

“Yeni Çeşme Projesi” hayata geçirmeye çalışıyordu…

Geceden şafağa…

Acele kamulaştırma kararı alınmıştı…

Amaç; Çeşme’ye 1 milyon turist getirmekti…

Slogan, duyanı heyecanlandırıyordu:

“Çeşme’yi, Türkiye’nin Miami’si yapacağız!”

Sonra…

Miami’nın yanına…

Başka uluslararası “turizm başkentleri” eklendi…

İbiza… Mikanos… filan gibi, kentler girdi rüyalara…

Son olarak…

Değişen adıyla…

“Ege Turizm Merkezi – Çeşme Projesi”ni anlatmak için…

İzmir’in STK Başkanları’nı Ankara’ya davet eden Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy bile…

“Çeşme, yeni bir Cannes olacak” dedi…

Başkanlar, projeyi beğendiler…

Hatta…

Aralarında, projenin İzmir için, “Köprüden önce son çıkış!” olduğunu söyleyenler bile vardı…

AK Parti İzmir Milletvekili Hamza Dağ…

Bi’adım daha ileri gitti ve…

Bu proje ile 100 bin kişilik istihdam planlandığını ifade etti…

***

Buraya kadar her şey şahane…

İzmir güzelleşirse Türkiye de güzelleşir…

İzmir kazanırsa Türkiye de kazanır…

Dünya İzmir’i alkışlarsa…

Türkiye alkışlanmış olur…

***

Bu projenin 8 bin 500 yaşındaki İzmir’i…

Golf ve futbol sahalarıyla…

Mega tesisleriyle…

Ege’nin en büyük müzesiyle…

Fuar alanlarıyla…

Hastaneleri ve termal merkezleriyle…

Bir “dünya yıldızı” yapması…

Hepimizin ortak sevinci olur…

***

Ancak…

Böylesi devasa projelerin hayata geçebilmesi için…

Kent sakinlerinin “gönülden inanması ve kenetlenmesi” şart…

Endişen bu mu, derseniz…

Evet, endişem bu…

Çünkü, adımız “istemezükçü”ye çıkmış, bi’kez…

***

İzmir’in “zaman tüneli”nde…

Beni haklı çıkaracak dünya kadar örnek var…

İzmir’e yapışıp, kalan “istemezük” yaftası yeni değil…

Mazisi, taaa rahmetli Turgut Özal’ın başbakanlığına kadar uzanıyor…

Mesela…

İzmir – Çeşme Otobanı’nın yedi yıl süren (Başlangıç: Aralık 1989 / Bitiş: Eylül 1997) yapımı sırasında…

Neler yaşanmadı ki?

Bir grup zengin İstanbullu’nun…

Çeşme’deki yazlıklarına kolay gitsin diye…

O otoyolun yapıldığını iddia edenlerin sayısı hiç de az değildi…

Hatta…

Dünyanın, bir ucu denize çıkan tek otoyolu (ki doğru) bile dediler…

Eeee, n’oldu?

20 küsur yıldan sonra…

Yaz aylarında hafta sonu o istenmeyen otoyol tıkanıyor!

Mesela…

Bergama Altın Madeni’ne de karşı çıkmıştı bu kent…

Aliağa Termik Santralı yapılmasın diye insan zinciri oluşturulmuştu…

ÇED Raporu yok, diye Konak Tüneli’ne karşı çıkmadık mı?

İzmir Körfez Geçiş Projesi’ni, İzmirliler istemiyor diye…

Binali Yıldırım, “35 Proje” gündeminden çıkarmadı mı?

Devlet projesi Karşıyaka Yalı, Alsancak ve Göztepe statları için…

Davalar açılmadı mı?

***

Saydığımız projeler çok mu kötüydü?

Belki…

Ümit Besen’in o meşhur şarkısındaki gibi…

“Alışmak, sevmekten daha zor geliyor!” ama…

Hayatımızı kolaylaştıran…

Kente katma değer kazandıran…

İstihdam yaratan projelere…

Biraz daha “yürekten” bakmak doğru olacak…

***

Tabii, İzmirliler’in hassasiyetlerini dikkate alarak…

Ve de…

“Yarımada’nın korunması”nın şart olduğunu unutmadan…

Yeri gelmişken mesela…

Çevreci Avukat Şehrazat Mercan’ın, “Çeşme projesi nedeniyle üç köy elden gidecek!” iddiası mutlaka tartışılmalı…

Arıza varsa, düzeltilmeli…

İddiaların ayakları yere basıyor mu, Turizm Bakanı mutlaka bilmeli…

***

Bitiriyoruz…

Bu devasa “Çeşme Projesi” için…

Vekil Hamza Dağ’ın gözden kaçan bir cümlelik sözü ile…

Diyor ki, İzmir Milletvekili:

“Bu proje hayata geçtiğinde oluşacak enerji, Aydın, Manisa hatta Uşak gibi şehirleri de olumlu etkileyecek…”

Hatırlıyor musunuz?

Son yerel seçimde…

AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan…

Ekonomi eski Bakanı Nihat Zeybekci…

Taaa, altı yıl önce, ne demişti?

“EXPO’yu düzenleyen diğer ülkelerden bir adım öne geçmek için (EXPO İzmir) değil (EXPO Ege) düzenlemeliyiz… Çünkü bu kadar yakın bir mesafede yani teknolojinin geliştiği ve hızlı trenin 1 saat 15 dakikada İzmir-Denizli bağlantısının söz konusu olduğu bir dönemde böyle bölgesel bir EXPO çalışması hem farklı hem yeni hem de dosyası çok zengin olacaktır…”

“Gerek yok…” filan, demeden önce…

Projenin bir turizm yatırımı olduğunu unutmadan…

Azıcık düşünelim, derim…

Düşünürken de…

“Neden Antalya’ya 16.5 milyon turist gelirken, İzmir iki milyon turist çıtasını bile tutturamıyor” sorusuna cevap bulmaya çalışalım…

Nokta…

Sonsöz: “Her şey vaktini bekler… Ne gül vaktinden önce açar ne güneş vaktinden önce doğar… Bekle, senin olan sana gelecektir… / Hz. Mevlana…”