Engin ÖNEN
İstanbul’u kazanan Türkiye’yi de kazanır mı?
8 Nisan 2024 Pazartesi

Bir süredir böyle bir denklemden söz eder olduk. İstanbul’u kazanan Türkiye’yi de kazanabilir mi? Tabii tersi de geçerli. İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi de kaybeder mi?

Bu denklemin anolojik (benzeşim) ve sosyolojik ve sosyolojik boyutları bulunmaktadır.

Önce anolojik yönden bakalım. Yıllar önce (1999 yılı) yerel seçimlerinde Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazandı. O yıllardan itibaren, henüz genel başkan olmadığı halde Anadolu’nun pek çok yerinde efsane haline geldi.

Necmettin Erbakan’a rağmen, Refah Partisi yönetimini eline geçirmeye çalıştı. Kendisi yasaklı olduğu için Abdullah Gül’ü desteklediği kongreyi kaybedince, yeni parti hazırlıklarını hızlandırdı.

Ardından AKP’yi kurdu. 2002’de yeni kurulmuş bir parti olduğu halde seçimi kazandı ve baraj nedeniyle de tek başına iktidar oldu. Daha sonra yasağı kaldırılınca, Baykal’ın da desteği ile milletvekili oldu.

Sonraki süreci hepimiz biliyoruz girdiği her seçimden ve her referandumdan zaferle çıktı. İstanbul’u almakla başlayan bu süreç, 22 yıllık iktidarı getirdi aşama aşama.

İmamoğlu’nun beş yılda İstanbul’u üç defa kazanması da böyle bir sürece yol açar mı? Buna olumlu bakan sayısı bir hayli fazla. Analojiden kastettiğimiz bu. Yani yola çıkış şekli benzediği için İmamoğlu’da Erdoğan gibi Türkiye’yi kazanabilir mi?

Sosyal olaylar arasındaki benzerlikler doğadaki gibi olmadığı gibi tarihseldir. Bu nedenle de iki olay arasındaki benzerlikler hep benzer şekilde sonuç vermeyebilir.

İmamoğlu da şu anda aynen Erdoğan’ın bir zamanlar olduğu gibi, Anadolu’da yükselen bir lider. Hepimizin de tanık olduğu gibi İmamoğlu parti ve partiler üstü bir kampanya yürüttü. Sürekli 16 milyona ve 86 milyona hitap etti.

Ve 16 milyon gibi 86 milyon da onu izledi. Kısmen de Mansur Yavaş benzer şekilde Ankara dışındaki seçmenin ilgi alanında idi.

Türkiyeli seçmen İzmir, Aydın, Muğla veya başka bir şehirdeki kampanya ve adaylardan haberdar değildi. Onların mesajları kendi şehirleri dışına taşacak niteliğe sahip değildi. Bu anlamda başta İmamoğlu ve onunla birlikte Yavaş’ın mesajları diğer şehir seçmenlerine de ulaşıyordu.

Dolayısıyla bu seçim sonuçlarında hayat pahalılığı ve yoksullaşmanın yanı sıra bu iki siyasetçinin etkisi çok açıktı. Fatih Erbakan’ın Yeniden Refahı gibi İmamoğlu ve Yavaş da iktidara yenilgi tattırmada baş aktörler arasında yer aldı.

Bu iki siyasetçi kişisel performanslarının yanı sıra sağ partilerin çok yoğun bir şekilde kullandıkları “CHP’liler ülkeyi yönetemez” yargısını da önemli ölçüde yıktılar. Çünkü kenti yönetmek toplumu yönetmektir. Bu iki siyasetçi de ülkeyi yönetebilir görüşü, seçmenden önemli destek aldı.

Erdoğan’ın İstanbul’dan başlayıp, ülke siyasetinde tek söz sahibi olmasına giden süreç açısından İmamoğlu’ndan daha avantajlı bir başlangıç şansı vardı. Yeni parti ve yıpranmamış kadrolarla yeni umut algısını yarattı.

Oysa İmamoğlu 100 yıllık bir partide siyaset yapıyor. Bu parti ise profesyonel kadrolara sahip ve kent yönetimlerinde eş dost kapitalizmi uygulama pratiklerine sahip pek çok başkana sahip.

Onun için bu seçimde ülke nüfusunun büyük bölümünü yerelde yönetme şansı elde eden CHP için bu, hem bir fırsat hem de bir risk. Bu belli ölçüde İmamoğlu için de kısmi bir hız yavaşlatıcı etki yapabilir.

Çünkü uzun yıllardır elde edilemeyen bu başarı sonucunda, zafer sarhoşluğu yaşanması ve kent yöneticilerinin denetlenmemesi, seçmenin kalıcı ya da eğreti olup olmayacağını etkileyecektir.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çöl tozu meselesi: Yararlı mı, zararlı mı?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet'i ve Atatürk’ü anlamak
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
O gün bugündür!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva