Harun ÖZDEMİR
İslamcı kadın 'çiçek' mi?
25 Ocak 2016 Pazartesi

Müslümanların çözmekte zorlandığı birkaç önemli sorun var. Bunlardan biri, belki de en önemlisi “Kadının İslâm’daki yeri”dir. İslâm; nasıl bir kadın kimliği ortaya koymaktadır, bu kimlik dinamik midir yoksa yedinci yüzyılda tanımlandığı gibi midir? Kadın konusuna sıfırdan mı başlanmalıdır yoksa bu sorun modern zamanlarda çözülmüştür de yapılacak bir iş varsa o da bu modern çözümleri Müslümanların içselleştirmesi midir?

Modernizm kötü müdür?

Bir gelişme erkekler için kötü ise kadınlar için de kötü müdür?!...

Bu ve benzeri soruları tartışmak gerekir.

***

Müslüman kadın ne zamandan beri böyle, sorusuna gelince; 

-Hz. Peygamberin cenazesi kaldırılmadan başkanlık seçimi yapıldı. Mümtehine Suresi 12. ayette kadınlara tanınan Seçme ve Seçilme Hakkı seçim sırasında Hz. Ebu Bekir tarafından iptal edildi. Seçim sırasında “Kadınların da görüşünü alalım” dendiğinde, Ebu Bekir “Gerek Yok!” dedi, kimse de bunun üzerine gitmedi.

-Hz. Peygamber döneminde kadınlar savaşa gönüllü muharip veya hizmetli olarak katılabiliyordu.

-Hz. Peygamber döneminde kadınlar 5 vakit namazı mescitte erkeklerle birlikte kılabiliyordu.  

-Hz. Peygamberin 23 yılda kadın konusunda yaptığı daha nice yeniliklerin neredeyse tamamı, vefatından sonraki 30 yıllık süreçte farklı gerekçeler ileri sürülerek ortadan kaldırıldı. Kimse de buna tepki göstermedi.

-Kur’an’da “cem-i müzekker salim” kipi ile belirtilen ayetlerde hak ve sorumluluklar, erkek ve kadın için eşit olmasına rağmen Kur’an’ın verdiği haklar sosyolojik gerekçelerle sadece erkeklere göre yorumlandı!

Peygamber İslâm’ı, çok geçmeden önce Arap, sonra da Irak, İran ve Bizans sosyolojisine, Kur’an İslâm’ı ise siyasete ve hadis İslâm’ına yenik düştü!

Kadınların ilim tahsil etme imkânlarının ortadan kaldırıldığı dönemde, erkeklerin her konuda görüş beyan etmesi, ancak siyasilerin hoşgörüsüne bağlıydı.

Her şeye rağmen içtihat çağında alimlerin itinalı ve çağlara ışık tutan ilmi çalışmaları “metodik/usul” ilimleri sayesinde nesilden nesile bugünlere kadar gelebildi. Kur’an altı bin beş yüzden fazla ayetten oluşmasına rağmen ancak 550 ayetten, o da kısmen hüküm çıkarılabildi. Geri kalanına ise nesh, müteşabih veya tarihsel… denerek yaşamla bağları kesildi.

Zaman geçtikçe Kur’an’a olan ihtiyaç artmasına rağmen, sorunlar sahihliği tartışmalı olan hadislerle veya “kıyasa kıyas” yapılarak çözülmeye çalışıldı. 

İslâm tarihine kadın realitesi açısından bakıldığında karşımıza çıkan tablo yaklaşık olarak şöyledir:

1-Kur’an alimleri “erkek”ti. Kadınlara, bir engel yoktu ama üst düzey bilgi sahibi olmanın koşulları, kadınlara göre değildi. Çünkü ilim yıllar süren seyahatlerle elde edilebiliyordu.  

2-Hadis ilmi de ancak onlarca yıl süren seyahatlerde öğrenilebiliyordu. Bu nedenle hadis de ancak erkek ilmi olabildi.

3-Kur’an ve hadis ilimlerini öğrenemeyen ve ilim çevrelerine seyahat yapamayan kadınlar, doğal olarak “fıkıh” ve “kelam” ilimlerini de öğrenemediler.

4-Geriye geniş kitleleri derinden etkileyen… Bir görüşe göre de Müslümanın “ilimsizleşmesi”nin ikinci büyük nedeni olarak gösterilen “tasavvuf” kalmaktaydı. Bu alan da kadınlara kapalıydı; çünkü müritlerin/taliplerin halleriyle yakından ilgilenmeleri, geleneklere aykırıydı. Dolayısı ile tasavvuf da kadınsız gelişti.

5-Kur’an, hadis, fıkıh, kelam ve tasavvufun dışındaki mantık, felsefe, tarih, coğrafya, matematik ve fen bilimleri de erkek ilimleri olarak tarihteki yerlerini aldılar.

Eğer birileri sırf itiraz olsun diye Hz.Aişe, Rabiat’ul Adeviyye veya Ebü’l Leys es-Semerkandî’nin kızını hatırlatmak istiyorsa… Zahmet buyurmasın 19.yüzyılın ikinci yarısına kadar geçen süre yaklaşık 1200 yıldır ve söz konusu olan kadın sayısı da milyarlarcadır. İzin veriyorum bir kaç isim daha ekleyebilirler…

Bu neyi değiştirecek?

Ne yazık ki, durum bununla da sınırlı değil!

İslâm tarihinde ne ünlü bir komutan, ne ünlü bir tüccar, ne de ünlü bir kadın sanatçı yetişti!

Hür ve muhsen” bir kadının ses ve gösteri sanatlarını icra etmesi zaten mümkün değildi!

Ama hakkını yemeyelim, cariyeler arasında hem raks/dans eden hem de teğanni/şarkı okuyan öyle cariyeler vardı ki, dönemlerinin en ünlüleri ve en çok para kazananlarıydı!

Sorun sadece sahne sanatları olsaydı iş kolaydı. Çünkü tarihte hür ve muhsen olmasa da çok iyi cariye rakkaseler ve müteğanniyeler yetişmişti, diyebilirdik!

Sorun bu değilse, İslâm tarihinden modern zamanlara taşıyacağımız rol model bir kadın yoktu, demek zorundayız!

 

Ortaçağ’da olgunlaşmış “kadın kimliği” dünyanın her yerinde mi yoksa sadece Müslümanlar arasında mı böyleydi?

Hangisi daha iyiydi, bu ayrı bir konu. Ama Batı Avrupa’da başlayan, sonra tüm dünyaya yayılan modern yaşam tarzı, tüm inançları, gelenekleri ve töreleri temelinden sarstı. En sarsıcı etkiyi de kadın kimliği üzerinde yaptı.

Şimdilerde kadınlar daha mı mutlu?

Yoksa daha mı özgür?!

Konu özgürleşmek ise denebilir ki, Doğu’da ve Batı’da, modern zamanların kadınlara sunduğu imkanları reddedecek kadın yok gibidir?!

Bu gerçekler, başörtü ile gizlenemeyecek kadar açık ve göz ardı edilemeyecek kadar da gerçektir!

Modern projelere bu açıdan bakıldığında Kur’an’la uyanamamış Müslümanı, Batılılar uyandırmışsa bunun üzerinde düşünmek lazım!

Bugün yaşadıklarımız başımıza geleceklere bakıldığında henüz bir başlangıç sayılır!

Çünkü Müslümanın Müslümana acımadığı günlerdeyiz; bunu görmeyenler suçu hala Batılılarda aramakta çok ısrarlı!

İslâm; Batılı filozofların icadı olsaydı “Neden daha fazlasını bize anlatmadılar?!” der, şikayetlerimizi arzuhallerle bildirirdik!

Ancak, Kur’an kimseye bir şey anlatamıyor!

Çünkü inananlar eski kalıpları aşamıyor, inanmayanlar da “Kur’an bir şey anlatmıyor!” demeye devam ediyor.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 9 yorum var, 9 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
İ. Dinç 14 Şubat 2016 Pazar 18:34

Tebrikler. Çok kişinin istifade etmesi gerekir.

Yorumu oyla      11      5  
İSMAİL HAKKİ AKYAZİ. 27 Ocak 2016 Çarşamba 13:10

Ağzına,kalemine sağlık,kendini din adamı zanneden zevatlar bu kaleme döktüğün konuyu biz cahil insanlara anlatsalar bu konulardaki cehalet bir nebze biter ama nerede.Çok teşekkür ederim kardeşim.

Yorumu oyla      11      5  
Elif ÖZEL 26 Ocak 2016 Salı 12:08

Kadın her şeyden önce insandır.İnsan olarak hak ve yükümlülükleri vardır.Onun dışındakiler seçimlere bağlıdır.İnsan olarak herkesin asıl olarak yaşama ve Maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkı vardır.Devletin görevi öncelikle bireylerin yaşama hakları ile barınma, beslenme ihtiyaçlarını karşılamayı güvence altına almak daha sonra da özgür seçimleriyle belirledikleri maddi ve manevi varlıklarını geliştirme hakkını güvence altına almaktır.Bu hak kadın için erkek için aynıdır... Tarihte hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı bazı dönemlerde bu hakkın kadınlar için de erkekler için de kısıtlanabildiği görülmüştür.Yazar bu hakka Kur'an ve müslüman kadın yönüyle bakmaya çalışmış ve müslüman kadından kendi haklarına sahip çıkmasını istemiş...

Yorumu oyla      11      5  
derin millet 25 Ocak 2016 Pazartesi 22:11

Hakikat, Gerçeklik; Tarih, sosyoloji, kitle psikolojisi hazır değilse Tahakkuk edemiyor. Şimdi geçmişi konuşmaktan çok millete "Ergenekon'dan Çıkış" gibi bir yol göstermek gerekmez mi? Artık çıkışa doğru ilerleyelim. Ancak Peygamberle uygulama imkanı bulmuş bir İslam'ı Hangi misyon, nasıl bir rehberlik yeniden sahneleyebilir? Logos, kelimelerin çarpıcı etkisi bir yere kadar; parfüm etkisi gibi. Ötesine geçmek gerek. Mütevazi de olsa, sade, basit bir yeni davranış! Bekliyoruz.

Yorumu oyla      11      5  
Serpil Tankus 25 Ocak 2016 Pazartesi 18:13

Goruslerine katılıyorum Gelismenin hizla yayıldığı gunumuzde kadinin da yerinin tekrar Islamiyet ışığında ele alınması gerekiyor.Bilgilendirmelerin icin sağol

Yorumu oyla      11      5  
25 Ocak 2016 Pazartesi 16:20

Aydınlatıcı. .Tebrikler

Yorumu oyla      11      5  
Fikret ASLAN 25 Ocak 2016 Pazartesi 15:41

Günümüz alim ve hocaların, çağımızın ve dinimizin çok gerisinde kaldıklarının bir ıspatıdır bu yazı. teşekkürler hocam.

Yorumu oyla      11      5  
Süleyman tatar 25 Ocak 2016 Pazartesi 13:51

Mükemmel ancak tehlikeli zira geleneksel düşüncenin sınırlarını zorlamaktadır bence iyi iş yapıyor sun belki değişim böyle olacak

Yorumu oyla      11      5  
Sezai ASLAN 25 Ocak 2016 Pazartesi 11:00

Harun Bey,bilgilendirici ve günümüz Müslümanlarının geldiği yeri ve tutumlarını ifade eden yazınız için teşekkür ederim.Selamlarımla...

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Onlar hayatın düşmanıdırlar sevgilim…
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva