Fatih Sultan Mehmet’e ait olduğu ileri sürülen bir buyruk var “İzinsiz ağaç kesenin başını keserim” diye.

Böyle bir buyruk var mı orası benim için meçhul!

Yaş kesmenin baş kesmeye denk düştüğünü belirten atasözümüz ise “Yaş kesen baş keser” şeklindedir.

Peki,yaş yakanın başı kesilir mi bu konuda bir fetva yok!

Sıklıkla tekrar edilen “Yarın kıyamet kopacağını bilseniz de elinizdeki fidanı dikin” diye bir hadisi var!

Zayıf, az güvenilir bir hadis de olsa en azında bir şeyler var!

Lakin Kur’an’da ağacın anlatıldığı 23 ayet var.Biri gelişi güzel keserse veya yakarsa cezası nedir; bu konuda açık bir hüküm yok.

En azından Müslüman ahali çok sonraları şöhret bulan zayıf bir hadisin doğruluğuna inanmışsa, ulemanın ve meşayihin öncülüğünde dağ bayır demeden her yeri ağaçlandırmıştır diye düşünebilirsiniz.

Heyhat!

Balta girmemiş orman olması gereken Müslümanların yaşadığı topraklar kupkuru!

Evet, kupkuru!

Hac bölgesinde bitki ve hayvan türlerine zarar vermenin günah olduğu ve kefaret gerektirdiği çok iyi bilinse de Alem-i İslam gibi Mekke de kupkuru!

Ulemanın ve meşayihin pamuk elleriyle ağaçlandırma yapmadığını biliyoruz. Bunda şaşılacak bir durum yoktur. Eğer tersi olsaydı sizi temin ederim, Alem-i İslam’ın her karış toprağı cennet mekân olurdu!

Bu kadar iddialıyım. 

***

Her konuda Türkiye’yi faklı görmeye alışmıştık. Türkiye, Mustafa Kemal Atatürk’ten dolayı 57 Müslüman ülke arasında bambaşka özelliklere sahipti.

Ne yazık ki birçok avantajımızı yitirmekte olduğumuz son dönemde ağaçsızlaşma konusunda kupkuru devletlerle yarışa girdik.

Bir yandan maden arama adı altında, diğer yandan betonlaşma, yakıp tahrip etme, sonunda lüks villalar ve turizme kazandırma çalışmalarıyla hızlı bir çöküşe girdik.

Kamuoyu araştırma şirketleri anketlerini açıkladıkça ülkede akla zarar ne kadar olay varsa hepsi birbiri peşi sıra yaşanır oldu.

İktidar; gideceğiz, bu doğru! Ama öyle gideceğiz ki geriye borçtan başka zırnık bırakmayacağız, der gibi bir hazırlık içinde.

***

Matematiğe zerre miskal itimadı olmayan insanlar “9 yılda 3 milyar ağaç diktik” diyebilmiştir.

İtiraz sesleri cılız olunca “10 yılda 3.5 milyar ağaç diktik” deme cesareti de bulabilmiştir.

Hızını alamayan dönemin başbakanı ise “son 15 yılda 4.5 milyar ağaç diktik”açıklaması yapabilmiştir.

Hayretini gizleyemeyen gazeteciye sayın başbakan Yıldırım hızıyla “İnanmıyorsan say!” cevabını yapıştırınca bu pişkinliğialkışlayan bir millete sahip isek artık suç da yok günah da!