Mehmet KARABEL
Hayat bir savaş… Korona ile savaşın hakkını verelim!
7 Eylül 2020 Pazartesi

Pandemi verileri yükseliyor…

Günlük vaka sayısı 1.600’lere dayandı…

Yaz ve tabii ki “turizm mevsimi” gelince…

1 Haziran’da “yeni normal” denilerek, kısıtlamaların çoğu kaldırıldı…

Çünkü…

Ekonomik kaygılar ister istemez öne geçti…

Ancak “yeni normal” sözü, ne yazık ki…

Vatandaşın çoğu tarafından…

“Her şey serbest…” gibi algılanınca…

Halk deyişi ile “papazı” bulduk!

***

Bakın nerelerde acayip hatalar yaptık…

Test sayıları yeterli hale gelmeden…

Şehirlerarası seyahat serbest bırakıldı; virüs bulaştırma şampiyonu olduk…

Allah’ın belası Pandemi…

İnanılmaz bir hızla memleketin her tarafına yayıldı…

Plajlar sonuna açıldı…

Sanki yıllardır denize girmiyormuşuz gibi…

Bir anda kendimizi…

Kızgın kumlardan serin sulardan bıraktık…

“serbestlik” öyle bir hale geldi ki…

Yıllardır plaja gitmeyenler bile…

Başkasının sırtında kulaç atmaya başladı!

***

Turizm merkezlerine seyahat tamamen serbest kalınca…

O saate kadar…

Virüs’ün ulaşmadığı garibim balıkçı kasabaları bile…

Salgından nasibini aldı…

Önemli olan neydi?

Kısa bir süreliğine de olsa…

Mikrobun cirit attığı yaşadığınız şehirden uzaklaşmaktı…

Pek güzel başardık!

“Keyif yapalım bi’kaç gün…” diye…

Korona Belası’nı o sahil kasabasına efendiler gibi taşıdık…

***

Sonuçta ne oldu?

Şu oldu:

Pandemi ile savaşın gereklilikleri ile…

Ekonominin zorunlulukları arasındaki denge sizlere ömür oldu!

Aslında parmağımızı bile kıpırdatmadık…

Önlemleri gevşettik; koordinasyon kendiliğinden zayıfladı…

***

Tarihe geçecek örnek…

Futbol Federasyonu’nun akıllara zarar politikasıdır…

Düşünün artık…

Maçları düşük kapasiteli seyirci ile oynatmayı bile akıllarından geçirdiler…

Milletçe ne kadar cesur olduğumuzu test ettik!

Toplu namazlar…

Açılışlar…

Düğün-dernekler…

Takı merasimleri…

Pandemi’nin en sevdiği ortamları “seve seve” yarattık…

Neden?

Ekonominin çarkları dönsün diye…

***

330 milyon nüfuslu Süper ülke Amerika’da…

Pandemi’den ölenlerin sayısı 200 bine yaklaştı…

Onlar da ekonominin çarkları dönsün istiyor ama…

Uygulamaları farklı…

Mesela nüfusu 10 milyona yaklaşan New York’ta…

Restoran, kafe ve barlar (7 ay oldu) hala kapalı…

Ama Devlet ne yaptı?

O kafelerin önündeki caddelerde…

Araçların park ettiği şeritleri boşalttı…

Boşalan yerlere ahşap platformlar koydu…

Onların üstlerine masalar yerleştirildi…

Böylece kafe esnafının en azından %50 kapasiteyle…

Çalışmasını, ekmeğini çıkarmasını sağladı…

New York gibi bir dünya kentinde…

Bütün törenler, dini ritüeller durduruldu…

Bizde ise…

Elimizdeki bu iç karartan verilerin ışığında…

Okulların açılması planlanıyor…

***

İzmir’in önceki Tabip Odası başkanlarından…

Kulak Burun Boğaz uzmanı 40 yıllık hekim Suat Kaptaner’e…

“Okul çağındaki çocuklarda tehlike var mı?” diye sordum…

Dr. Kaptaner şöyle dedi:

“Sorun şu noktada: Çocuklar ve gençlerin büyük çoğunluğu hastalığı belirtisiz geçiriyor… Onların avantajı olan bu durum, anne-baba ve diğer yakınları açısından büyük sorun yaratabilir… Çocuklar ve gençler yaygın bulaşın kaynağı olabilirler… Bu nedenle okulları açıp bulaş riskini görüp vaka sayıları hzla artıp üç hafta veya bir sonra kapatmaktansa okullara online eğitim yapmalı emrini vermek daha doğru ve anlamlı olur…”

Dr. Suat Kaptaner, ayrıca “Sağlık ve yaşamın korunması her kaygının üzerinde olmak zorundadır” dedi ve ekledi:

“Şunu unutmayalım… Pandemi’nin yıkımı bir eğitim döneminin online yapılmasının yarattığı sakıncalarla kıyaslanamaz bile…”

***

Kapalı kutu filan dediğimiz Çin…

Bu salgın belasında ne yaptı?

Daha pandeminin başında…

11 milyonluk Vuhan kentini karantinaya aldı…

Bizim Bilim Kurulu filan dahil, dünya ne dedi?

“Demokratik ülkede bu olmaz!”

Gelin görün ki…

Vuhan’da pandemi diye bi’şi kalmadı…

Sonra…

Bi’kaç vaka yeniden ortaya çıktığında…

Yine o koca Vuhan kentinde…

Sadece dokuz günde kent nüfusunun tamamına test yapıldı…

Onlar da hemen karantinaya alındı…

Zor kararlar bunlar…

Peki, ya sonuç n’oldu?

Bugün 11 milyonluk Vuhan ve 21 milyonluk Pekin’de…

Maske takma zorunluluğu bile yok!

Pandemi işte böyle bir şey!

***

Pandemi’yle kışa giriyoruz…

Vatandaş nelere dikkat etmeli; Devlet Baba ne yapmalı?

Dr. Suat Kaptaner’in uyarıları şöyle:

“Çok sıkı önlemler alınmazsa ise bu dönem ilk dönemden çok daha sıkıntılı geçer… Çünkü ilk dönem ilkbahar ve yaz dönemiydi… Şimdi kışa giriyoruz… Kulak, burun, boğaz uzmanı olduğum için de söylüyorum… Özellikle KBB poliklinikleri en başta - ki pandemi riski olmayan bölümdür gibi çok hatalı değerlendirmeler de var ne yazık ki – Dahiliye ve İnfeksiyon hastalıkları polikliniklerine gelen hastaların yüzde 80’i üst solunum yolu şikayetleri ile başvurur… Bu, özellikle eğitim hastanelerinde her bir polikliniğe günde ortalama 80-90 hastanın Covid benzeri bulgularla başvuracak olması demektir… Bu kış hastaların en önemli sorusu, (Acaba Covid miyim?) olacaktır… Herkesi teste gönderemezsin… Teste göndermediğin hastadan şiddet görme olasılığı çok yüksek olur… O nedenle hastanelerde hasta başvuru sayısı kısıtlanmalıdır… Ancak bu kısıtlama hekime bırakılmamalıdır… Belirli sayıda hasta  bakılırsa hastalara anlatma olasılığı olabilir… Aksi takdirde muayene ve konuşma süresi çok sınırlı olursa çok sorun yaşarız… Hiç beklemeden, bugünden her hastane ve birimde çok sayıda (Covid ve Solunum Polikliniği) açılmalı ve hazırlıklı olunmalıdır ve test kapasitesi arttırılmalıdır… Şu anda en önemli hazırlık test kapasitesi olmalıdır…”

***

Bir önemli öneri daha…

Çalışanların mesaisi…

Çok radikal biçimde ikiye bölünebilir…

(Bazı belediyeler uygulamaya başladı…)

Sabah ve öğleden sonra

Bu toplu ulaşımı da çok rahatlatır…

İzmir de günlük 500 pozitif testten söz edilirken…

Daha dikkatli olmak mecburiyetindeyiz…

Pandemi ile resmen savaşıyoruz…

Bu savaşın hakkını vermeliyiz!

Savaş koşulları çok ciddidir…

Hep birlikte…

Devlet, yönetenler, yurttaşlar hep birlikte el ele vermeliyiz…

Bir noktada bile aksama olursa…

Savaşın tüm seyrini olumsuz etkiler…

Ayrıca…

Bütün yük hekimlerin ve sağlıkçıların üstüne bırakılırsa…

O savaş kazanılamaz…

***

Şu anlardan itibaren sıkı önlemler alınmazsa…

Uzun süreli sokağa çıkma kısıtlamaları kaçınılmaz olur…

Pandemi ile savaşta…

Hiç bir önleme “uygulanamaz, bu zor olur” gibi…

Önyargılı yaklaşmamak gerekiyor…

Devlet Baba…

Size, bize, hepimize…

Bir kez daha bu işin ciddiyetini ve önemini anlatması şart…

Neden böyle yazıyorum…

Haberler ortada…

Karantinaya alınanlar sokakta geziyor…

Bırak gezmeyi…

Düğüne gidiyor, en az 50 davetliye korona bulaştırıyor…

Samsun’da karantinada olması gereken 262 kişi…

Yaşadığı şehirde aslanlar gibi piyasa yaparken yakalanıyor…

***

Eylül’ün ilk günlerini yaşıyoruz…

Güzel memleketimdeki hastanelerde…

Yoğun bakım doluluk oranı %68…

Sorun güvendiğiniz bir hekime…

Bu sayılar / oranlar okulları kapatır…

Hatta sokağa çıkma kısıtlamalarını zorunlu kılar…

Sorunları yaşamadan öngörme “ferasetini / anlayışını” hep beraber göstermeliyiz…

Buna mecburuz…

En azından gelecek nesiller için…

Nokta…

Sonsöz: Evlere şenlik bir TV haberi: “Sağlık Bakanlığı'nın (Hayat Eve Sığar) uygulamasında Sivas’ta Covid-19 bulaşma riskinin en düşük olduğu yer olarak sadece kent mezarlığının kalması dikkat çekti…”

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
ALAETTİN Hacımüezzin 7 Eylül 2020 Pazartesi 13:01

Çok önemli esaslar vurgulanmış; Size ve SUAT KAPTANER ‘e de tşk ler. Çocuklardan bile sakınarak kişisel tecrid - Okullarda kahve lokanta toplu ulaşımlarda güvenlik mesafesi - düğün yasak nikahta da güvenlik mesafesi olmalı takı merasimi yok edilmeli Yeni aile bir bankada hesap açtırıp İBAN numarasını davetiyeye yazmalı o hesaba istediği hediye miktarını davet alan yatırabilir . BU TÜR VEYA BENZERİ BİLGİLER TV’lerden günde birkaç kez ama çok kısa yayınlanabilir

Yorumu oyla      3      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Endüstriyel futbol öğütüp yutuyor!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Statlara sığmayan 23 Nisanları özledik!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İlk Milli Bayramımız!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
CHP ne yaptı, ne yapmalı?
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
CHP'li ıstakozlar iş başında...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva