Mehmet KARABEL
Gülmeyi unutan yaşlı gözlerin ‘kadife’ sesiydi!
18 Temmuz 2020 Cumartesi

Güzel insandı…

İzmirli’ydi…

Alsancak’ta doğdu, Karataş’ta büyüdü…

Zarifti, naifti, beyefendiydi…

Piyano’nun tuşlarında gezinen parmakları…

Sesiyle adeta dans eder gibiydi…

Hüzünlü bir hayatın yapraklarına dokunurcasına…

Yürekten söylerdi, “Dilek Taşı”nı…

Ne var ki…

Kadere sitem etmekle bitmiyordu hayatın çilesi…

Aslında…

O “Dilek Taşı” var ya…

Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük piyanist şantörünün…

Gülmeyi unutan yaşlı gözlerine…

Mutluluktan hiç ama hiç haber vermedi…

***

İzmir’in 40’lı yılları…

Güzelyalı sahilini deniz hamamlarının şenlendirdiği zamanlar…

Herkes…

Karataş’tan itibaren evininin önünden cump denize…

Girit göçmeni Hasan Bey ile…

Ankaralı Katolik bir Ermeni aileden gelen Afet (Anita) Hanım’ın…

İkinci evliliklerinden dünyaya geldi…

Mutlu bir çocukluk geçirdi…

331 Sokak’ın başında oturuyorlardı…

Karataş Ortaokulu’nun tam karşısında…

Şimdi gidip baksanız…

Aynı sırada Ayhan Işık’ın doğduğu evi görürsünüz…

Kestelli Yokuşu’ndaki Yusuf Rıza’da ilkokulu tamamladı…

Ardından İzmir Koleji…

***

Karşıdaki komşu Yalı’dan yükselen piyano nağmeleri…

Hayatının akışını değiştirdi…

O yalıda…

İzmir’in ilk matbaacılarından Fazıl Baskın ve ailesi yaşıyordu…

Bir dönemin piyano ustası Feyzi Aslangil

Baskın Ailesi’ne sık sık konuk gelir, piyano çalardı…

Müzik aşkı ağır bastı, ders almaya başladı…

İlahi bir olay…

Müziğin kaderini etkileyeceğini anlamıştı…

19 yaşında…

Bıyıkları yeni terlerken…

“Ver elini İstanbul…” dedi, İktisat Fakültesi’ne kayıt oldu…

***

Kimsenin yapmadığı / yapamadığı bi’şeyi yapmak istiyordu…

Hem piyano çalacak hem duygu yüklü şarkılar söyleyecekti…

Başardı mı?

Hem de nasıl…

“Piyanist Şantör” modasının kapısını araladı…

Bu alanda “ilk” oldu ve zirvede hep “tek” kaldı…

***

22 yaşındaydı; ilk büyük acıyı, babasını kaybedince yaşadı…

Rahmetli ciddi bir borç bırakmıştı…

Para kazanması gerekiyordu; üniversite eğitimini bıraktı…

Pavyonlarda çalışmaya başladı…

Gece kulübü müzisyenliğine şaşı bakanlara…

Gereken cevabı sahnede verdi; alkışların en büyüğünü topladı…

***

İki yıl sonra…

Hürriyet Gazetesi’nin düzenlediği “Altın Mikrofon Yarışması” ile…

Resmen patladı…

“Sandığımı Açamadım” şarkısı dillerde marş oldu…

Kendi adına kurduğu orkestrada…

Okay Temiz ve Esin Engin gibi, özel sanatçılarla çalıştı…

Ülkü Aker, çok yakın dostuydu…

O’nun popüler yabancı şarkılara yazdığı Türkçe sözlerle…

Yıllarca “bir numara” olarak kaldı ve anıldı…

***

İstanbul Hilton Oteli’nde, orkestrasıyla birlikte…

Sosyete düğünlerinde…

Göbek havası çalıp, söyleyen ilk şarkıcı olarak tarihe geçti…

Ekmek teknesi piyanoya paralar yağmaya başlamıştı…

O günden sonra, kendisini tanıyanlar için…

Artık bir “eğlendirici piyanist” hüviyeti can bulmaya başladı…

Ama…

Gönlünden geçen unvan o değildi…

Bir gün, onu da tarif etti:

“Hiçbirimiz Fazıl Say değiliz, ama yarattığı iş gücü keşfettiğim müziğin, açtığım yolun ciddi bir ekonomik geri dönüşüdür… Bana piyanist denmesinden çok (iyi yorumcu) denmesini arzu ederim...”

***

Tam 50 yıl piyanosunun başından kalkmadı…

Kucak dolusu “altın” ve “platin” plak kazandı…

1977’den itibaren…

Kimseler O’nu tutamadı…

Sahnelerin, gazinoların, gece kulüplerinin…

Vazgeçilmez “tek tabanca”sı olmuştu…

Unutmak mümkün değil…

20’nci Sanat Yılı’nı…

İstanbul Şan Tiyatrosu’nda…

Devlet Senfoni Orkestrası’yla verdiği konserlerle kutladı…

Yer yerinden oynadı…

***

Hiç evlenmedi; bahanesi ise…

“Çalışmaktan yuva kuramadım!” oldu…

Plakları öyle çok satıyordu ki…

1982’de…

Sanatçılar arasında “vergi rekortmeni” oldu…

***

Yarım asır müzik yaptı…

Bu güzel ülkede en az üç nesil…

O’nun şarkılarıyla neşelendi, duygulandı, hüzünlendi…

Dilek Taşı… Eskimeyen Dost… Kandil… Rüyalarda Buluşuruz…

Dillerden hiç düşmedi…

Eskimeyen Dost… Kandil… Bir Gülü Sevdim… Bir Sevgi İstiyorum…

Hala keyifle dinleniyor…

Hepsinden önemlisi dinleyenlerin kalbine tatlı bir çizik atıyor…

90’lı yıllar gelip çattığında…

“Keyfime bakayım…” diyecek oldu; yapamadı…

Bu kez eski ama unutulmaz şarkıları…

Gündem yarattı…

26 yıl öncenin şarkıları, peynir ekmek gibi satılıyordu…

***

2000’li yılların ilk aylarıydı…

Dolgu yaptırmak için dişçisine gitti…

Bi’de kan tahlili çıksın aradan dedi…

Arkasından biyopsi istedi uzmanlar…

Sonuç kahrediciydi…

Ünlü şarkıcının ifadesiyle…

Kanser prostata on beş yerden girmişti...

***

Tam 12 yıl mücadele etti o melun hastalıkla…

Yedi yıl önce; 28 Ocak 2013’te…

72 yaşındayken yoğun bakım ünitesinde hayata gözlerini yumdu…

Dudağının ucunda hep şu beylik cümleyi taşırdı:

“Sanatçılık yalnızca şarkı söylemek değildir!”

Yaktığı “Kandil” ile…

Gençlere hep “ışık” oldu…

Hayranlarına o kadar saygılıydı ki…

Hastalığının son evresinde…

Selami Şahin’e şöyle demişti:

“Bu durumda beni kimsenin görmesini istemiyorum…”

***

Bitiriyoruz…

Size, bugün…

“Piyanist Şarkıcılar”ın öncüsü bir İzmirli’yi…

Ferdi Özbeğen’i hatırlatarak…

Sevgiyle, aşkla ve de kahkahalarla süslü gençlik yıllarından…

Bahtsızlığa sürüklenen…

Yarım asırlık sanat dünyasında tur attırmaya çalıştım…

İzmirli Ferdi Özbeğen…

Türkiye’nin yetiştirdiği…

En önemli sanatçılarından biriydi…

Son ricası şuydu:

“Piyanomu satın, parasını hastaneye bağışlayın…”

27 bin liraya alıcı buldu o çok sevdiği piyano…

Para olduğu gibi Okmeydanı Hastanesi’ne bırakıldı…

Ama…

Acı veren başka bi’şi yaşandı bir yıl sonra…

Türk Eğitim Vakfı'na bağışladığı mirasının…

Mahkemelik olduğu ortaya çıktı…

Ferdi Özbeğen…

72 yaşında bu hayata veda etti…

Yaşasaydı…

Emin olun, kadife gibi sesiyle…

Hala hepimizin alkışlarını toplardı…

Nokta…

Sonsöz: “Tanrı insanı ölümlü yarattı ve bu fani yaratığı teselli etmek için ona Sanat denen ölümsüz oyuncağı verdi… / Anonim…”

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Sahip Ata Pınar 22 Şubat 2024 Perşembe 07:56

Çok sevdiğim piyanist Ferdi Özbeğen için fevkalâde bir hayat hikâyesi, kaleminize sağlık, sayfamda paylaştım.. Allah rahmet eylesin, ışıklarda uyusun.

Yorumu oyla      0      0  
Cici Baskın Türksoy 14 Ekim 2020 Çarşamba 00:51

İşte bahsedilen,Ferdı Özbeğen’e müzik aşkını başlatan piyano nağmeleri benim çaldığım piyanomdan çıkardı.

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
80’lik güzeller zamana nasıl ‘dur’ dediler?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
En popüler üçüncü içecek
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler (2)
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva