Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Gıda fiyatlarındaki artış, sistem sorunundan mı kaynaklanıyor?
23 Ağustos 2019 Cuma

AVM’lere hiç değinmeyelim, semt pazarlarında da sebze,meyve ve diğer gıda fiyatlarındaki artışlarındantüketici memnun değil.Şikayetçi.

Gıdayı üreten çiftçilere bakalım.Onlarda ürettiklerini değer fiyatına pazarlayamadıklarından şikayetçi.

Tüketici de memnun değil,üretici de memnun değil.

Aslında sorun salt Türkiye ile sınırlı değil.

Amerika Birleşik Devletleri güdümlü NationalGeographic’in yazdığına göre bu ülkede de 50 milyonu geçkin insan yaş sebze ve meyveye ve de kaliteli gıdaya ulaşamıyor.

Dünyada, kent emekçilerinin yanında küçük çiftçilerde de fakirlik ve açlık yaygınlaşıyor. Gıda fiyatlarında yükseliş çiftçilerin işine yaramıyor. Dünyada, 500 milyon çiftçi açlık çekiyor.Fakirleşen çiftçilerde intiharlar artıyor. Örneğin, son 15-20 yıl içinde onbinlerce Hintli çiftçi intihar etmiştir. İngiltere’de en yüksek intihar çiftçilerde gözlemleniyor.

Sorun,egemen kapitalist sistemden kaynaklanıyor.Sistemin dayatmasıyla;

• Dünyada her yıl 40 milyon hektar tarım toprağı kayboluyor.

• Gıda şirketlerinin egemenliğindeki piyasalar, büyük ölçekli üretim yapan tarım işletmelerinden yana işliyor, bu durum ise kırsal gelişmeye, yoksullukla mücadeleye katkı yapan ve ekosistemi korumaya yardımcı olan küçük çiftçilerin zararına oluyor.

•Üçüncü Dünya Ülkeleri´nde yabancı yatırımcılar, küçük çiftçilerin topraklarına zorla el koyuyorlar. Zorla el koyma, Afrika’da yaygın.

Gıda Fiyatlarındaki Artış Kimin İşine Yarıyor?

1- Gıda krizini tarım ve gıda şirketleri çıkartıyor. Onların tek istemleri, karlılığı en yüksek düzeyde sağlamak ve gıda krizi çıkartarak Üçüncü Dünya Ülkeleri insanlarını denetim altına almak.

2-Gıda krizininin nedeni kuraklık değil. Elbette, kimi dönemler, iklim değişikliğinin körüklediği üretim yetersizliği olabilir. Ancak dünyada yeterli üretim var. Temel sorun paylaşım.

3-Kapitalist ülkelerde gıda piyasası çok az sayıda gıda tekellerinin denetiminde. Türkiye’de de gıda sanayisinde şirket birleşmeleri ve satın almalarla birlikte yabancılaşma ve tekelleşme egemen bir durum aldı.

4- Sistem, köylü tarımını tasfiye etmek istiyor. Ancak köylü tarımının tasfiyesi, dünyayı kaosa sürüklüyor.

Türkiye’de de durum iç açıcı değil.

Türkiye’de de intihar eden çiftçilerinin sayısı giderek yükseliyor.Çiftçilikten kaçma başlamıştır. İki Trakya Bölgesi büyüklüğünde toprak işlenmiyor. Genç nüfus çiftçilik yapmak istemiyor.

Tarımda çağdaşlaşmanın ve verimliliğin en iyi olduğu Ege Bölgesi’nde bile tarımsal üretim geriliyor, çiftçiler giderek yoksullaşıyor.

İşte size birkaç tespit;

•Çiftçilerin büyük bir kesimini oluşturan küçük ve orta ölçekli işletmelerin çoğu icralık durumda.

•Borçlarını zamanında ödeyemeyen çiftçiler sırayla cezaevine girmeye başlamışlar.

•Tarım toprakları dolaylı yollarla yabancılaşıyor, özellikle dev süt sığırcılığı işletmeleri yaygınlaşıyor.

•Köylüler çay parası yerine yumurta veriyorlar.

•Köylüler, hal tüccarlarının ve fabrikaların topraklı kölesi olmuş.

•Köylüler, hastalarını doktora götüremiyorlar.

•Ve iflas eden, para kazanamayan köylüler çiftçiliği bırakıyor, şehirlere kaçıyorlar.

Şimdi bir durum tespiti yapalım. Yurdumuzda muhalif olanlar da  yalnızsonuçlardan şikayet ediyor.

Sorunun, yönetim sorunundan kaynaklandığını  söylüyorlar.

Ancak sistem konusuna, bir başka deyişle  sorunun temelinde var olan dışa bağımlı  (çevre) vahşi kapitalizmine  hiç değinmiyorlar.

Anımsatalım; bir zamanlar Türkiye’de tarımsal işletmelerin büyük çoğunluğunu oluşturan küçük ve orta ölçekli köylü tarımı yapan çiftçiler için, kamu piyasayı denetlerdi.Tarımsal KİT’ler bunun için kurulmuştu.Tarımsal KİT’ler bir ölçüde, küçük ve orta ölçekli köylü tarımı yapan çiftçileri uluslararası ve ulusal  tekellere karşı korurdu.

Sözgelişi, Zirai Donatım Kurumu,gübreyi,tohumu ve benzer girdileri ucuza çiftçiye aktarırdı.

Süt Endüstrisi Kurumu,inek sütünde fiyat düzenlenmesinde çiftçi lehine başat rol oynardı.

Şeker Şirketi,pancar üreticisine alım  güvencesi verirdi.

Şimdi soralım: Örgütlenmemiş çiftçiler,dışa bağımlı  (çevre)vahşi kapitalizmin kucağına bırakılırken kimler ses çıkardı?

1980’li yıllardan sonra özelleştirilmeye, Tarımsal KİT’lerin satışına karşı tavır alındı mı?

Geldiğimiz noktada Tarımsal KİT’lerin  yeniden açılması konusunda kimlerin talepleri var?

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Fenerbahçe ne istiyor?
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Yarattı... Veda ederken ağlattı!
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Memleketin birinde insan manzaraları(!)
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Tükeniş!
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Kara kaplı defter!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Nereden nereye?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çanakkale artık barışın merkezidir!
Kemal ARI
Kemal ARI
'Cehennem savaşı'nda ne yediler ne içtiler?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bölgecilik, mezhepçilik ve inşaatçılık...
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Unutulmazlar...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva