Tayfun MARO
Erdoğan’ın “Yeni Türkiye”sinden geriye ne kaldı!
1 Temmuz 2016 Cuma

Yazının sonunu beklemeye gerek yok. Erdoğan’ın yaptırdığı sarayını ve başkanlık arzusunu saymazsak, İslamcıların yere göğe sığdıramadığı “Yeni Türkiye”den geriye pek bir şey kalmadı.
İkibinli yılların başında sağın oylarını alarak iktidara gelen AKP, 2008 yılına kadar, burjuvaziyle pek öyle sorunlu değildi. Fakat o tarihlerden başlayarak, Erdoğan, kendi yoluna gitmek için yeni bir irade oluşturmaya başladı. Bu iradenin ortaya çıkışı, gerek mevcut egemen sınıfla gerek Cumhuriyet’in getirdikleriyle büyük kopuşların yaşandığı süreci başlattı.
Başlangıçta, demokrasi, AB üyeliği, insan hakları, sivil toplum, serbest pazar gibi, toplumun geniş kesimlerinde kabul gören kavram ve olguları öne çıkaran AKP siyaseti, içeride ve dışarıda ciddi destek bulmuştu. Ne ki bu desteği doğru okuyamayan Erdoğan, “Muktedirim. Kendi yoluma giderim!” derken bir an bile tereddüt etmedi.
İşte o gün bu gündür ülkenin önüne koyulan ağır faturalar, kendi yoluna gitmek isteyen Erdoğan’ın ödemesi gereken bedellerdi. Ve artık biliyoruz ki, Erdoğan, o bedelleri ödeyemedi.

İlk sekiz yılında, Erdoğan’ın eline konjonktürel olarak çok önemli imkân ve fırsatlar geçti; İkinci sekiz yılı ise, bu imkân ve fırsatları heba etmekle geçti. Bu hoyratlığın ve İslamlaştırma siyasetinin bedeli de, duvara yaslanan Türkiye oldu.
Sekiz yıl içinde, Türkiye’yi, uluslararası sistemin güvenilmez bir üyesi konumuna getirmeyi başaran Erdoğan’ın, köşeye sıkışan Türkiye’nin önünü açmak için izlediği siyaset, “u dönüşü” yapmaktan öte anlam taşımıyor. Sanki sonun başlangıcı... Yaptıklarının altında kalmış gibi…
Önce bir tek dostu kalmayıncaya kadar bölgesinde yalnızlaşan Erdoğan, şimdi de, dostluklarını yeniden inşa etmek telaşında. Bunun anlamı ne? Erdoğan, durduk yerde hidayete mi erdi?
Kanımca, Erdoğan boyunun ölçüsünü aldı. Doksan yıllık Cumhuriyet’in bütün ayarlarıyla oynamak, içeride oluşan kamusal yaşam normlarını yerle bir etmek, dışarıda izlene gelen dış politikayı yok saymak, Türkiye’nin Ortadoğu politikasını elinin tersiyle itmek, emperyal güç, bölgesel aktör olma hayalleri sonunda meyvesini verdi; Türkiye, önce tecrit edildi, şimdi de izolasyondan kurtulmak için Erdoğan, uluslararası sisteme rağmen hareket ederek bozduklarını bir bir düzeltiyor.

Bundan sonra ne olur?
Öyle görünüyor ki, Türkiye, Avrupa’dan ABD’ye, Rusya’dan İran’a, Suriye’ye kadar bütün ülkelerle diplomatik ilişkilerini, uluslararası sistemin talepleriyle uyumlu hale getirecek. 
Bu boyun eğişin karşılığında, Erdoğan, sarayını ve başkanlığını kurtarabilir. Kendisinin böyle bir esnekliğe sahip olduğunu biliyoruz. Fakat mevcut koşullarda, bunun o kadar da önemli olmadığını düşünüyorum.
Kanımca, asıl mesele, bütün bu olan bitenden sonra, “Yeni dünya düzeninde Türkiye’nin yeri ve ağırlığı ne olacak?” sorusuna verilecek yanıttır.
Yetmişli yılların sonunda, dünya yine bir değişimin eşiğindeyken, Türkiye, bu kritik soruya, ülke yararını önceleyen yanıtlar veremedi. Sonunda, askeri darbe ile çözüm arandı.
Bugün benzer bir durum ile karşı karşıyayız. Türkiye dünya sisteminde geleceğini arıyor. Ve bu zor sorunun yanıtı, Erdoğan’ın iki dudağının arasında olmamalı.
Duble yollarla, köprülerle, deniz altından giden tünellerle falan binyılın bilişim devriminde Türkiye’nin doğru bir yer tutması hiç olacak şey değil.
Kapitalist sistem yeni bir değişim ve dönüşümün eşiğinde. Buna bağlı olarak siyasal ve toplumsal alanda değişim kaçınılmaz. Direnmek çok anlamlı değil. 
Bu ahvalde, değişimin neresinde olacağı, Türkiye’nin en temel meselesi olmalı ve mümkün olan en geniş katılımla tartışmaya açılmalı. 
Gelin görün ki bu meseleyi tartışmanın ve tam burada toplumsal mutabakat aramanın zarureti ortada iken, bu alanın böyle boş olması ve siyasal partilerin ilgisizliği çok can sıkıcı bir durum.

Erdoğan’ın “Yeni Türkiye”si zaman kaybından başka bir şey değil. Öne sürdüğü bütün tezler ve oluşturulan politikalar boşluğa düştü.
Şimdi yeni şeyler söylemenin tam zamanıdır. 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 7 yorum var, 7 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
emin 8 Temmuz 2016 Cuma 22:50

TC Misafir rumuzlu arkadaş sen kendi söylediklerine yazdıklarına inanıyor musun?.Yoksa kendini inanmaya mı zorluyorsun?.Bahsettiğiniz her iki örgütün ellerindeki silahların hangi ülkelere ait olduğu nu hiç düşünmediniz?.Yoksa Türkiye menşei ait ülkelerden parayla alıpta onlara verdi gafletindemi bulunuyorsun bre arkadaşım

Yorumu oyla      11      5  
TC misafir 8 Temmuz 2016 Cuma 10:16

Ak partili yorumculara bakıyorum da sadece Lombak isimli yorumcunun belediyecilik yönündeki eleştirilerine cevap verebilmişler demek ki benim yorumumla aynı fikirleri paylaşıyorlar. Ben Tarık ve Menemenli isimli arkadaşlara sormak isterim 2000-2002 arasında bitmiş olan bir pkk terör örgütü şuan hangi durumda? 2000-2002 arası ışid denen bir örgüt ülkeye musallat olmuş muydu? Işid'in bu ülkeye musallat olmasının ve pkknın bu kadar serbest bırakılıp ülkeye bu kadar zarar vermesi kimin suçu? ülkeyi yönetenler bunu görmekten aciz miydi? akp öncesi insanlar bu kadar siyasi ve mezhepsel olarak bölünmüş durumda mıydı? Hangi ülkeyle dış ilişkilerimiz iyi? Yapılan iç ve dış siyasi hatalar söz konusu olduğunda sürekli olarak kandırıldıklarını ifade ediyorlar, sizce bu kadar kandırılmaya müsait kişiler bu ülkeyi sağlıklı yönetebilir mi? Bakalım cevap verebilecek cesarete sahip misiniz?

Yorumu oyla      11      5  
Tarık 7 Temmuz 2016 Perşembe 16:40

Sn lompak bir haftadır ak partili illeri gezseydiniz, ilk seçimde ak partiye oy verirdiniz.

Yorumu oyla      11      5  
Menemen li 7 Temmuz 2016 Perşembe 16:37

Ya siz yeni türkiyeden neden bu kadar rahatsızsınız. Yok İngiltere, Avrupa rahatsız anlıyoruzda, siz neden anlamak mümkün değil.

Yorumu oyla      11      5  
Lombak 4 Temmuz 2016 Pazartesi 21:23

Son bir haftadır akp kentlerini dolaşıyorum. Ne yapmışlar diye. Ecdat dedikleri tarihi yapılar, yanı bizim tarihimiz beton yığınlar arasında sıkışıp kalmış. Türk tarihini simgeleyen ne varsa içinde çay bahçesi, turistik eşya dükkanı. Hoyratça her şeyi mahvetmişler.

Yorumu oyla      11      5  
mehmet f.yavuz 1 Temmuz 2016 Cuma 21:29

yerinde saptamalarıyla öğretici bir yazı okudum... teşekkürler.

Yorumu oyla      11      5  
TC misafir 1 Temmuz 2016 Cuma 17:27

Sayın Maro, ilk sekiz yıl sadece asıl amaca hizmet eden bir araçtı ya da bir perde. Ve şimdi o araç bir kenara itildi perde de düştü gerçekler gün gibi ortaya çıktı. Tüm bu yaşananlardan sonra geriye kalanlar; olmayan terör bir de yanına ışid eklenerek katmerlendi, ordu pasifize edildi, emniyette ve istihbarat teşkilatında kadrolaşıldı, yargı prangaya bağlandı, ülkenin tüm kaynakları satıldı peşkeş çekildi ve bu da yetmezmiş gibi akpli olanlar ve olmayanlar olarak ülke kutuplaştırıldı ve milli hassasiyetlerimizi kaybederek tek ses olmayı da maalesef yitirdik. Diyeceksiniz ki geriye ne kaldı? geriye sadece belli bir alana sahip yaşadığımız kara parçası ve onun üzerinde yaşamaya çalışan bütünlüğünü yitirmiş insan kalabalığı kaldı her şey gitti.

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Onlar hayatın düşmanıdırlar sevgilim…
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva