Fatih YAPAR
Emek en yüce değer mi?
23 Ekim 2016 Pazar

Türkiye’de sendikacılığın içinde bulunduğu durum yıllardır tartışılıyor. Ne yazık ki işçi ve memurların haklarını savunmak için kurulan sendikalar “ücret sendikacılığı” kavramı karşısında “emek ve alın teri sendikacılığını” yeteri kadar savunamaz hale geldiler. Türkiye’de resmi rakamlara göre 12 milyonun üzerinde işçi bulunuyor. Bunların sadece bir milyonu sendikalı. Yani sendikasız işçi sayısı sendikalı işçi sayısının tam 10 katına ulaşmış durumda.  Aslında bu durum meselenin ne kadar acı ve kötü bir hal aldığını gösteriyor. Zaten sendikacılık kavramı ya kamu kurumlarında ya da kurumsal şirketlerde karşılığını buluyor. Bırakın sendikalı çalışmayı sigortasız yüzbinlerce kişinin istihdam edildiği çalışma sisteminde iş cinayetleri, kazalar, ölümler ardı ardına geliyor.

Tüm bunlar çalışma sisteminin en önemli sorunu iken peki sendikalar ve yöneticileri ne yapıyor? Ülkemizde Türk-İş, Hak-İş ve DİSK gibi herkesin yakından bildiği önemli büyük üç işçi sendikası var. Üye sayıları da hayli fazla. Üyenin olduğu yerde aidat, aidatın olduğu yerde de mali konular dikkat çekiyor. O yüzden asgari ücretli ya da bunun azıcık üzerinde maaş alan işçilerin haklarını savunan sendika yöneticileri ve başkanların dudak uçuklatan maaşları, servetleri ve ellerinin altındaki imkanları hep konuşulur.  

Şimdilerde dayak olayı ile gündeme gelen yeni bir süreç ortaya çıktı.  Türk-İş Sendikası’na bağlı Türkiye Belediyeler ve Genel Hizmetler İşçileri Sendikası’nda (Belediye-İş)  yıllardır devam eden eş-dost ve akraba kayırma iddiaları yeniden hortladı.  Belediyelerde örgütlü olan ve yaklaşık 50 bin üyesi bulunan Belediye İş’in başındaki isim Nihat Yurdakul ve kurduğu düzene karşı İzmir’den bir başkaldırı, ayaklanma ortaya çıktı. Başta oğlu olmak üzere yakınlarına sendikanın tüm imkanlarını sunan Yurdakul’un durumu- konumu aslında yeni tartışılan bir şey de değil. Daha önceki süreçlerde de birçok kez gündeme geldi.  Yeniden meselenin patlak vermesinin arkasında durumun yargıya taşınması yatıyor.

Sendikanın İzmir’de altı şubesi bulunuyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve çevre belediyelerinde örgütlü olan sendikanın 2 No’lu Şube Başkanı Metin Şanlı, 3 No’lu Şube Başkanı Murat Karakuş, 4 No’lu Şube Başkanı Şahin Kaya genel merkezin politikalarını ve uygulamalarını destekliyor. İzmir kökenli sendikanın genel merkez örgütlenme genel sekreteri Ali Çelenk’in liderliğinde mevcut düzene tam destek veren bu ekibin karşısında ise 1 No’lu Şube Başkanı Zeynel Ersoy, 6 No’lu Şube Başkanı Buket Mertoğlu Gürpınar ve Çevre Belediyeler Şube Başkanı Salih Er yer alıyor.  Yani genel merkez karşısında İzmir yapılanması tam ortadan ikiye bölünmüş durumda.  Daha önce de defalarca kez sorunun yaşandığı İzmir’de konu bu kez büyüyerek masaya geldi. İşte yargıya taşındığı bilinen mesele de Ankara ile İzmir arasındaki gerilimin sebebini oluşturuyor.

Bilindiği gibi Belediye-İş Sendikası, Türk İş Konfederasyonu çatısının altında yer alan 33 sendika arasında mali açıdan en güçlü olanaklara sahip sendikalar arasında yer alıyor. Genel Başkan Yurdakul’un oğlu Murat Yurdakul sendikaya bağlı Kuşadası’ndaki otelin genel müdürlüğünü yapıyor. Maaşı da en az 15 bin TL’yi buluyor.  Yurdakul’un eşi kayıtlara göre aynı otelin jetski ve dış mekânlar sorumlusu olarak görev yapıyor. Başkan Yurdakul’un otel dışında, sendikanın olanaklarından yararlananlar arasında oğlu ve gelini dışında kayın biraderi, onun kızı ve oğlu, dayısının torunu, ablasının oğlu, kız kardeşinin oğlu, akraba ve arkadaşları da dahil olmak üzere neredeyse yedi sülalesi bulunuyor.

Tam da bu noktada Aydın Söke Ağır Ceza Mahkemesi’nde oğul Yurdakul’un genel müdürlük yaptığı Balat Turizm A.Ş’ye ait sendika tarafından işletilen ve sosyal tesis olarak da kullanılan 5 yıldızlı Grand Belish Otel ile ilgili dava açıldı. Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede “dolandırıcılık” iddiasıyla yargılanan Yurdakul dışında başka isimler de var.  İddianameye göre otelin uzun yıllar hekimliğini yapan Ahmet Fehimoğlu, Yurdakul ile anlaşarak otele ortak olmak istemiş.  Yurdakul’un hesabından şirket hissesi karşılığında farklı yerlere 186 bin TL ve 45 bin Euro havale yapılmış. Ayrıca elden de 40 bin TL para verilmiş.  Bir yandan şirket hisseleri el değiştirirken parasının karşılığında hisseleri kendisine verilmeyen Fehimoğlu soluğu savcılıkta alınca süreç mahkemeye taşınmış.

Geçtiğimiz günlerde görülen davanın duruşmasına avukatını gönderen ve SEGBİS üzerinden duruşma salonuna bağlanan oğul Yurdakul suçlamaları ret etti. Bu arada İzmir’de ayağa kalkan sendika şube başkanları bu meselenin değerlendirileceği başkanlar kurulu toplantısı talep etti. Ankara’da gerçekleştirilen toplantı salonuna giriş çıkış esnasında arbede çıktı. İzmirli örgütlenme genel sekreteri Çelenk’in başını çektiği ekip İzmir’den gelen misafirleri ağırlarken dayak atmayı ve saldırmayı da ihmal etmedi. Bu konu hem disiplin kuruluna hem de konfederasyona yansımış durumda. Şimdi ise sendika, saldırıya uğrayan kendi şube başkanlarından savunma istiyor. Üç ismi de ihraç talebiyle disipline gönderecek. Bu arada sendikadan aldıkları maaşlar kesilecek, arabaları alınacak. Sendika genel merkezi üzerine yeni bir hamle yaparak İzmir’deki şubelere “binada tadilat yapacağız, boşaltın” yazısı gönderdi. Bunun da sendika üyelerinin ve yönetimlerinin kendi aralarında bir araya gelmesini engellemek için yapıldığı belirtiliyor.  Tabi ki son sözü yargı söyleyecek.

Belediye İş Sendikası’nın İzmir’den başlattığı hareket,  tıpkı DİSK’te olduğu gibi yıllarca ESHOT’ta işçi olarak çalışan “lastikçi Kani’yi” (Genel Başkan Kani Beko) iktidara taşıdığı gibi düzeni değiştirip, genel başkanı götürür mü bilinmez. İzmir rüzgarı Ankara’nın fırtınasının karşısında durabilir mi öngörülmez.  Ama görünen, bilinen ve netleşen durum şu ki sendikacılık her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Hakim sermaye düzenine, güçlü ekonomik baronlara karşı mücadele etmesi gerekenler “sendikacılık” adı altında kendi küçük “imparatorluklarını” kuruyor. İşçiye ise asgari ücrete yapılacak zam oranını takip etmek, alacağı simidin yanına bir tane daha çay ekleyip ekleyemeyeceğini düşünmek kalıyor.  Ne de olsa emek en yüce değer!!!

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 5 yorum var, 5 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Ayşe 24 Ekim 2016 Pazartesi 09:58

Elinize kaleminize sağlık ne kadarsa güzel yazmışsınız gözümüzün içine baka baka bizim aidatlarımızla rüyalarında bile göremeyecekleri hayatı yaşayan sendikacıları çok güzel anlatmışsınız sadece maaşları değil sendikanın imkanlarıyla yaşadıkları bedava hayatlarıda cabası örendeki tesislerde 7 sülaleriyle bedava konaklamalar yediklerini içtiklerini sendikaya ödetmeler haram ediyorum.İşçinin bir sorunu olduğunda ortada bir sendikacı bulamazsın kani lastikçida diğerleri ney onlarıda yazın fatih bey okuma yazmayı zor beceren insanlar alıyorlar ellerin 2 satır bir yazı heceleye heceleye okuyorlar 1 saata

Yorumu oyla      11      5  
İzmirli 23 Ekim 2016 Pazar 22:59

Sendikacılığın ne hale geldiğini anlat deseler ancak bu kadar güzel izah edilebilirdi. Kaleminize sağlık.

Yorumu oyla      11      5  
azmi gül 23 Ekim 2016 Pazar 18:51

DUYGULARIMIZI DİLE GETİRMİŞSİN BİR ÇOK İŞÇİNİN TEMSİLCİNİN ŞUBE BAŞKANININ HATTA GENEL MERKEZ YÖNETİÇİSİNİN SÖYLEMEYE CESARET DAHİ EDEMEDİĞİNİ SÖYLEMİŞSİNİZ TEDRİKLER..

Yorumu oyla      11      5  
hakki durmaz 23 Ekim 2016 Pazar 13:17

Bravo kardeşim

Yorumu oyla      11      5  
Hüseyin Atakul 23 Ekim 2016 Pazar 13:00

Sevgili Fatih Yapar mükemmel bir yazı yüreğine kalemine sağlık artık her türlü emek ssömürüsüne dur demek lazım siz basın emekçilerinin özellikle sizin baştan bu güne konu ile ilgili destekleriniz için Teşekkür ediyorum.

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Çoban ateşini 'topuklu' yaktı!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Onlar hayatın düşmanıdırlar sevgilim…
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva