Nedim ATİLLA
Ekinoks: Zaman, aydınlanma ve eşitlik…
23 Eylül 2020 Çarşamba

Ekinoks olayı yılda iki kez gerçekleşir. İlkbahar ekinoksu (ilkbahar ılımı olarak da isimlendirilir) Kuzey Yarımkürede ilkbaharın, sonbahar ekinoksu (sonbahar ılımı olarak da isimlendirilir) ise sonbaharın ilk günü olarak kabul edilir.

Ekinoks kelimesinin kökeni Latince aequinoctium (aequi- “eşit” ve -noct “gece”) kelimesine dayanır ve ekinoks dünya genelinde gece ve gündüz sürelerinin eşit olduğu gün olarak bilinir. Ekinoks aydınlanma çemberinin kutuplardan geçtiği anda gerçekleşen bir olaydır. Güneş bu anda Kuzey Yarımküreyi ve Güney Yarımküreyi eşit miktarda aydınlatır.

Aydınlanma çemberi, Güneş’in Dünya’yı aydınlattığı bölge ile karanlıkta kalan bölge arasındaki hatta verilen isimdir..

Zaman, aydınlanma ve eşitlik…

Her şey gibi onları da bize doğa öğretiyor…

***

16.yüzyıl sonlarına doğru Galile’nin sağladığı bakış açısıyla gelen bilgi sayısındaki artış çok değerlidir.  Galile “Bilgiyi deney yaparak doğrulamak” düşüncesini aşılamış. Zaman, aydınlanma ve eşitlik başlamış…

Newton ise Aristo’dan 1900 yıl sonra “büyük kütleli cisim küçük kütleli cisme göre daha kısa sürede düşer, eğer ikiside aynı yükseklikten bırakılırsa” önerisini deney yaparak yıkmış…

Ne oldu bunlarla.. Artık bakış açımız, düşünce şeklimiz değişmişti; söze dayalı değil bilginin doğruluğu, deneyle ispatlanmalı.

Ve pek çok söz değerini yitirdi, hatta “siz ne derseniz deyiniz, dünya dönüyor” a kadar gitti. Aydınlanma dönemi başladı. Kısa bir süre içinde Kepler, Brahe’nin Mars ve diğer gezegenlerin hareketlerini kayıt ettiği verileri incelemesiyle oluşturduğu matematiksel modelle, Kopernik’i doğrulayarak, bırakın düşlendiği gibi Evrenin merkezi olmasını, gezegen sistemimizin bile merkezi olmadığı ortaya çıktı.

Dünyamızın. Ortaçağın karanlığı da böylece kalkmaya başladı.

Hemen sonra Newton, doğa olaylarını Kepler’in yasalarını da içerecek şekilde, matematiksel olarak modelledi. Newton, “Dev gibi görünüyorsam, diğer devlerin omuzları üzerinde yükseldiğimdendir.” diyerek kendisinden önce yapılan çalışmaları temel aldığını vurguladı.

Artık doğa olayları modellenebiliyordu, öngörülebiliyordu. Doğa olaylarının, “Neden?” yerine “Nasıl?” olduğu sorusu cesaretle sorulmaya başlandı. Bu düşüncelerle beraber mühendislik ve teknoloji çok yükseklere taşındı. Teknoloji daha hassas ölçümleri mümkün kıldı, daha hassas ölçümler de yeni teorilere yol açtı. Bilim teknolojiyi, teknoloji bilimi kovaladı.

Bütün bunlar 16. Yüzyıldaki düşünce yapımızdaki değişimle başladı. Endüstri devriminin de sonuçlardan olduğunu anımsamak gerek. Özetle, doğaya bakış açımız, düşünce yapımız, doğanın nasıl işlediğine dair bilgimiz zaman içinde değişti. Bu değişimde doğayı anlama çabamızın etkisi büyük oldu…

Galilei-Newton döneminden sonra 1900 yıllarının başına kadar bilgi-zaman grafiğindeki artış inanılması güç bir hızla devam etti. Daha hassas ölçümlerle eldeki teoriler doğrulanmaya çalışıldı. Bazı ölçüm sonuçlarını açıklamakta yetersiz kalınca eldeki teoriler, sorgulayan, bağnazlıktan kurtulmuş olan insanlık yeni teorilerin arayışına girişti.

***

Bugün evrenimiz 15 milyar yıl yaşındadır. İçinde 100 milyar galaksi, her birinde yüzlerce milyar yıldız, gezegen, siyah ve beyaz cüceler, nötron yıldızları, karadelikler, gazlar, tozlar, karanlık madde yer alır. Sıcaklığı -270 C, çevresi 120 milyar ışık yılıdır. Bu uçsuz bucaksız evren boşluğunda, genişliği 500 milyon ışık yılı olan dev galaktik kümelerden çapı 10 -18 metre olan bir kuark parçacığına kadar, sayısız cisim durmadan sonsuz bir denge içinde hareket eder, hiçbiri yerinde sabit durmaz, hepsi doğar, büyür ve sonunda ölür, ölenin küllerinden yenileri doğar, hepsi ayni yasalara tabidir.

***

Bugün 23 Eylül… İkinci ekinoks… 21 Aralık’a kadar günler kısalıyor… Sonra tekrar uzamaya başlayacak. 21-22 Mart’ta yeni bir ekinoks!

Her şey çok güzel olacak…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Tayla Kıyat 23 Eylül 2020 Çarşamba 21:44

Ne güzel bir yazı.. Teşekkürler,

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Manisa bir 'olmaz'ı nasıl 'olur' yaptı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva