Bugün Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 75. Kuruluş günü. FAO’nun kuruluş tarihi olan 16 Ekim’de kutlanan Dünya Gıda Günü’nün bu yılki teması “Büyütelim, Besleyelim; Hep birlikte Sürdürelim. Eylemlerimiz Geleceğimizdir” diye belirlendi. SlowFoodTerraMadre’nin“Bizim gıdamız, bizim gezegenimiz, bizim dünyamız” temasıyla ne kadar örtüşüyor değil mi?

Bence bugün Dünyanın Gıda Durumuna Covid 19 perspektifi ile bakma zamanı. Bütün dünya yeniden kapanıyor. Buna karşılık kapanma üzerine tepkiler büyüyor. Karantina ve kısıtlamaların getireceği ölümlerin hastalıktan olan ölümlerden fazla olduğu/ olacağı iddiaları ile tüm dünyada karantina karşıtı eylemler yapılıyor.

Erken teşhisin yok olması bir yana insanlar açlıkla boğuşuyor. Şu haliyle bile korkunç bir ekonomik çöküş de yaşanıyor. Çin bir şekilde kendini kurtarmış gibi görünüyor ama bütün karantina süreçleri insanların biraz daha yoksullaşması anlamına da geliyor.

En başından beri söylüyoruz. Bu sadece bir sağlık acil durumu değil. Covid-19, gözlerimizi açma ve karşılaştığımız diğer tüm acil durumlara çözüm bulma fırsatını temsil ediyor aslında.

İklim ve çevre krizi; sosyal adaletsizliği körükleyen ve kolektif zenginliğimizi daha eşitsiz dağıtan bir model olan sonsuz büyüme imkansız rüyasına dayanan sürdürülemez bir kalkınma modelinin yarattığı ekonomik kriz; nüfusun geniş kesimlerinin sosyal dışlanması ve temel hakların reddi; kitlesel göç trajedileri… Hepsi içiçe geçmiş durumda ve dünya iyiye gitmiyor.

Herkes kabul etsin; gıda sistemi, Corona’dan derinden etkilenmiştir. Gıda arzı ve gıda talebi üzerindeki etkilerin gıda güvenliğinin dört temel direği üzerinde ciddi sonuçları vardır:

Nedir bu dört temel ilke: Bulunabilirlik, erişim, kullanım ve istikrar.

Biz şimdilik marketlerden veya doğrudan üreticiden “bulunabilirlik” sorunu yaşamıyoruz. Buna karşın Hindistan ve Brezilya gibi büyük ülkelerde “Erişim” problemi giderek artıyor.

Tabii ki kullanım derken bunlardaki pestisitler başta olmak üzere gıda zehirlerinin denetimi giderek zorlaşıyor.

Ve istikrar. Zaten pandemi öncesinde istikrardan söz edilemezdi. Şimdi hiç mümkün değil.

Evet bu salgın sadece bir sağlık krizi değil, bir gıda krizidir

Covid-19 bir sağlık acil durumu yarattı, ancak aynı zamanda, yüzleştiğimiz daha geniş çevre krizinin, gezegeni günden güne daha kırılgan hale getiren ve kendi kırılganlıklarımızı vurgulayan ciddiyetinin altını çizdi. Bugün Dünya üzerinde 7,7 milyar insan yaşıyor. 21. yüzyılın sonuna geldiğimizde bu sayıya milyarlarca yeni insan eklenmiş olacak..Birleşmiş Milletlerin '2100 yılına gelindiğinde dünya nüfusu 11 milyara ulaşmış olacak' öngörüsü gıda güvenliği açısından bir risk olarak görülüyor.

SlowFood’un çalışmalarına göre “iyi, temiz ve adil” bir gıda sistemi kurulabilirse gezegenimiz 14 milyar insanı besleyebilir…

Sürdürülebilir bir gezegen için Dünya Gıda Günü kutlu olsun