İhsan Özbelge ÖZDURAN
Dilek...
15 Nisan 2021 Perşembe

Özlüyorum hem de çok...
Kaybettiklerimizi özlüyorum. Vazgeçtiklerimizi değil...
Ben; odamıza yayılan müzik sesi ile yenilen akşam yemeklerini özledim...
Ben; akraba eş dost ziyaretleri ile sohbet dolu akşamları özledim...
Ben; dost kıymeti bilmeyi, mal kıymeti bilmeyi özledim...
Kaybetmekten korktuğumuz kıymetli dostlarımız gibi...
Her türlü değerimize kıymet verip üzerine titrediğimiz günleri özledim...

Millî bayramların davullarla zurnalarla, marşlarla kutlandığı millî şuuru, vakarı özledim...
Dini vecibelerin yerine getirilişindeki gizi, esrarı özledim...
Sanatın ve sanatçının, kurumuş dallara çiçek açtırdığı o sanat dolu yılları özledim…

Oysa bunların hiçbirisi vazgeçilmezdi, vazgeçilemezdi...
Kaybettiğimiz tüm değerlerimize sahip çıktığımız o şuurlu günleri özledim…
***
Corona ile mücadelede bir yıldan fazla bir zamanı geride bıraktık...
Planlar, programlar yapıyordu insanoğlu geleceğe dair...
Gezilecek yerler vardı, yapılacak işler, uygulanacak kararlar...
Kul kurarken, kader gülmekteymiş meğer için için...
Pandemi insanoğlunun ortak yazgısı oldu...
Bu zulüm bize çok şeyler öğretti…

Aklımıza gelmeyenler başımıza geldi...

Yaşa ve gör demiş, atalarımız...

Yaşadık ve gördük atalardan miras tüm özlü sözlere nazire edercesine...

Hayatın gerçekleri ile yaşayarak yüzleştik...

“Veremeyeceğimiz imtihanlara tabi tutma Allahım”, duasının derinlerinde kaybolduk...

Sağlıkla ve varlıkla sınanarak; imtihanların en zoruna tabi tutulduk...

Tüm sorular çalışmadığımız yerlerden gelmişti, bu çetin sınava hazırlıksız yakalandık...

Ülke olarak;
Lazım olana itibar ettik, elzemi aklımızın ucuna getirmeden...

Özü çoktan unuttuk da kabuğa takıldı kaldı zihinlerimiz...

“Ak akçe kara gün içindir” sözünü unutup her türlü krediye muhtaç olduk...
“Ölümlük dirimlik, ihtiyaç akçesi, gün olur lazım olur kıyıda üç kuruşumuz bulunsun” sözlerini yerli yerine oturttuk…


Şimdi gördük ki; ekonominin çarklarını döndürmeye çalışırken, hayat eve sığmıyor ne yazık ki...


Yaşadığımız; maddi, manevi iflas...
Her gün ölüm, her gün yas...


Anlattık, dinletemedik...
Dinledik de söyleyemedik…


İsraf haramdır sözünü anlamakta zorlandı nefislerimiz...

“Eken aldanmaz” sözünü unuttuk...
Tarımı elimizin tersi ile ittik…


Üretmeyi bıraktık, hazıra meylettik..
Tükettikçe tükendik... Eksilttikçe eksildik…


İthal tarım girdilerinin genetik yapılarına teslim oldu geleceğimiz...
Liyakatten uzak yönetimlerin aldığı kararlara boyun eğdik.. 

Biri bin yapan atalarımızın karşısında mirasyedi duyguların mahcubiyeti içindeyiz şimdi...

İlime ve bilime sahip olabilmenin önemini, kendi aşısını üretebilmenin ne büyük itibar olduğunu anladık...

Yanlışların doğruları götüreceğini hesaba katmadan...
Her türlü derin düşünceden azade yaşadığımız yılların karnesini elimize aldık da...
Elimiz böğrümüzde kalakaldık... 
Komşuda pişer bize de düşer umudu içinde gözlerimiz yollarda şimdi...

Elden vefa, zehirden şifa umar durumdayız ve  bizi sağlığımıza kavuşturacak aşıyı bekliyoruz… 

Ah keşke  tüm çıkardığımız ya da çıkarabildiğimiz  bu dersler...

Bizi özümüze döndürecek, genetik şifrelerimizle  buluşturacak bir aşı haline gelebilse..

Bize  musallat olan, tüm değerlerimizi içten içe yıkan, bu virüslere karşı tekrar mukavemet kazanabilsek...

Tekrar üretebilsek, ürettiklerimizle kıvanabilsek...
Ah yine gelecekten ümitli, kaygısız gülebilsek...

Elbette o günler de gelecek ve biz bu sınavdan güçlenerek çıkacağız...

Geçmişimizden aldığımız emaneti torunlarımıza bittamam teslim edeceğimiz o günler gelene kadar...

* Şairin DİLEĞİ,  kabul edilmiş duamız olsun...

Mesut olmuş görmek isterdim hepinizi,
Her bahar gününde,dertliyi,ümitsizi,
Terfi etmiş memur, sınıf geçmiş öğrenci,

Kadını erkeği, yaşlısı, genci,

Bir bayram sevinciyle, kol kola, sokaklarda.

Su başlarında, ağaç altlarında, parklarda,

Sevgililer baş başa, muratlarına ermiş,

Çocuklar, el ele bir halka oluvermiş.

Görmek isterdim camlardan, odalarda oturmuş,
Radyoyu açmış, küçük sofrayı kurmuş,

Yol, meydan, dere, tepe, dağ, bayır, kır…

Vapurlar limanlarda, yola çıkmaya hazır…

Gazinolar, plajlar, sinemalar açık,

Her dilde bir şarkı, her dudakta bir ıslık,

Ne yoksun ahı, ne dul hıçkırığı, ne hasta iniltisi,

Mesut olmuş görmek isterdim hepinizi…

* Ziya Osman Saba

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 7 yorum var, 7 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Çiçek Şensan 17 Nisan 2021 Cumartesi 21:16

Tüm insanların dileği kaleme alınmış. Şiirdeki güzel dileklere de amin diyerek Yazarın kalemine sağlık olsun diyorum.

Yorumu oyla      3      3  
Sabri BAYLAV 17 Nisan 2021 Cumartesi 21:05

Sevgili İhsan Özbelge ÖZDURAN, başından sonuna dek anlam yüklü bu yazısını, Ziya Osman Saba`ya ait güzel bir şiirle sonlandırmış. Ben de, İngiliz Şair Rudyard Kipling`in, Oğluna dileklerini ilettiği, EĞER adlı şu dizelerini paylaşmak istedim. Eğer, bütün etrafındakiler panik içine düştüğü ve bunun sebebini senden bildikleri zaman sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen; Eğer sana kimse güvenmezken sen kendine güvenir ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen; Eğer beklemesini bilir ve beklemekten de yorulmazsan veya hakkında yalan söylenir de sen yalanla iş görmezsen, ya da senden nefret edilir de kendini nefrete kaptırmazsan, bütün bunlarla beraber ne çok iyi ne de çok akıllı görünmezsen; Eğer hayal edebilir de hayallerine esir olmazsan, Eğer düşünebilip de düşüncelerini amaç edinebilirsen, Eğer zafer ve yenilgi ile karşılaşır ve bu iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen; Eğer ağzından çıkan bir gerçeğin bazı alçaklar tarafından ahmaklara tuzak kurmak için eğilip bükülmesine katlanabilirsen, ya da ömrünü verdiğin şeylerin bir gün başına yıkıldığını görür ve eğilip yıpranmış aletlerle onları yeniden yapabilirsen; Eğer bütün kazancını bir yığın yapabilir ve yazı-tura oyununda hepsini tehlikeye atabilirsen; ve kaybedip yeniden başlayabilir ve kaybın hakkında bir kerecik olsun bir şey söylemezsen; Eğer kalp, sinir ve kasların eskidikten çok sonra bile işine yaramaya zorlayabilirsen ve kendinde 'dayan' diyen bir iradeden başka bir güç kalmadığı zaman dayanabilirsen; Eğer kalabalıklarda konuşup onurunu koruyabilirsen, ya da krallarla gezip karakterini kaybetmezsen; Eğer ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitmezse; Eğer aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilirsen; Eğer bir daha dönmeyecek olan dakikayı, altmış saniyede koşarak doldurabilirsen; Yeryüzü ve üstündekiler senindir Ve dahası sen bir İNSAN olursun oğlum...

Yorumu oyla      3      3  
Serap Koca 16 Nisan 2021 Cuma 19:57

Güçlü kalemin bilge yüreğin nasıl da güzel dile gelmiş canım arkadaşım.Bu imtihandan geçemeyenler gidecek,,geçenler ,eskidendi denilen toprak ananın bereketine,,insanına saygıya Sevgiye,paylaşmaya, merhamete sahip çıkacak.Torunlarımız bu değerlerle,kadim topraklarımızın gücüyle ülkemizi yine tarım ülkesi haline getirecek,sosyal ekonomik refah düzeyine ulaştıracak.Sevgilerimle.

Yorumu oyla      3      3  
Gülay Gültek 15 Nisan 2021 Perşembe 23:44

Anlatıp dinletemediklerimizi,dinleyip de söyleyemediklerimizi, özlemlerimizi, dileklerimizi güçlü kaleminle harika yazmışsın. Kalem aklın dilidir denir diline sağlık..

Yorumu oyla      3      3  
Simin Mert 15 Nisan 2021 Perşembe 23:41

Güzel günlere ulaşalım tez zamanda İhsan''cım. Kalemine, yüreğine sağlık. Hepimizin duygularını yansıtmışsın.

Yorumu oyla      3      3  
Nergis Ardanıç 15 Nisan 2021 Perşembe 13:49

Her zamanki gibi aklımdan kalbimden geçenleri dile getirmişsiniz İhsan hn. cım , çok güzel bir yazı ellerinize yüreğinize sağlık ...????????

Yorumu oyla      3      3  
Sezin atay 15 Nisan 2021 Perşembe 11:26

Yazılarınızı keyifle oluyorumm çünki laflarınızı evelemeden gevelemeden, ironiyle harmanlayıp yazıyorsunuz.Şairin dileği kabul edilmiş duamız olsun Sevgiler iyi ki varsınız

Yorumu oyla      3      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Erken seçim hangisine yarar?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Endüstriyel futbol öğütüp yutuyor!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva